Güncelleme Tarihi:
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan "askeri casusluk" soruşturması 2010'da, İl Emniyet Müdürlüğüne gönderilen bir e-posta ihbarıyla başlatıldı.
Bunun üzerine 2013'te, "Üniversiteli kızları tehditle fuhuşa zorladıkları, devletin gizli bilgi ve belgelerini yabancı istihbarat servislerine verdikleri" suçlamalarının yöneltildiği çoğunluğu asker 357 kişi hakkında "askeri casusluk" adı altında dava açıldı.
Operasyonun ilk dalgasında 55 kişi tutuklandı, soruşturma ve dava sürecinde birçok sanık cezaevine gönderildi.
Bir kısmı tutuklu 357 kişinin yargılandığı davanın sonlarına doğru 2014 yılında sanıklardan bir kısmı savcılığa davanın "sahte delillerle kurulan bir kumpas" olduğunu belirterek, suç duyurusunda bulundu.
Mahkeme, 2016'da 357 kişi hakkında beraat kararı verdi.
Daha sonra ise kumpası kuranlar hakkında "özel hayatın gizliliğini ihlal etme", "hukuka aykırı kişisel verileri kaydetmek", "kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak", "kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği", "iftira", "suç uydurmak", "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme", "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma", "silahlı terör örgütü kurma veya yönetme", "FETÖ silahlı terör örgütüne üye olma" suçlarından dava açıldı.
"ÖNCEDEN KURGULANMIŞ"
Soruşturma kapsamında hazırlanan "kumpas" iddianamesinde, "askeri casusluk" soruşturmasının o tarihte İzmir Emniyet Müdürlüğü birimlerinde yer alan FETÖ mensubu bazı emniyet mensupları tarafından kurgulandığı, soruşturma öncesinde önleme dinlemelerinin yapıldığı ve soruşturmaya geçildiğinde adli dinlemelerin bu kurgu üzerine oturtulduğu belirtildi.
Ayrıca dosyada, İstihbarat Şubesinin hazırladığı bilgi notlarıyla adli soruşturmaya yön verildiği, daha sonra yapılan aramalarda ele geçen ve "Pandora" adı verilen dijital verilerin barındırıldığı harici belleğin ve içerisindeki bilgilerin bu kurguyu hazırlayanlar tarafından oluşturulup arama yapılan evlere monte edildiği bilgileri yer aldı.
İddianamede dikkat çeken detaylardan biri de tutuklu sanıklardan eski başkomiser Yaser Özoğlu'nun emniyet içerisindeki hiyerarşiye ters şekilde şube müdürü, şube müdür yardımcısı ve büro amirinin imza ve parafı bulunmadan operasyonu başlatması oldu.
İzmir Emniyet Müdürlüğünde FETÖ yapılanmasına dair tespitler de kumpas davasının önemli delilleri arasında yer aldı.
30 SANIKTA BYLOCK ÇIKTI
İlk duruşması 21 Haziran 2016'da gerçekleştirilen davanın sanıkları arasında eski İzmir Emniyet Müdürü Ali Bilkay, eski 1. sınıf emniyet müdürü Mustafa Çil, eski 3. sınıf emniyet müdürü Memduh Tosun, eski 4. sınıf emniyet müdürü Taner Aydın, eski emniyet amiri Yusuf Usşen, eski başkomiser Yaser Özoğlu ve eski Batman Emniyet Müdürü Hasan Ali Okan yer alıyor.
Eski İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü ve 17-25 Aralık kumpasının mimarı olduğu öne sürülen Nazmi Ardıç da bir süre bu davada yargılandıktan sonra dosyası ayrıldı.
Şimdiye kadar 30 sanığa ait dijital verilerde FETÖ'nün gizli haberleşme sistemi ByLock tespit edildi.
Sanıklardan Yusuf Usşen, Hasan Ali Okan, Müjdat Karagöz ve Mehmet Emin Çakıcı'nın "FETÖ mensubiyeti bulunan, teslimiyeti, sadakati ve bağlılığı en üst sevide olan kişi" anlamına gelen "A5" koduyla fişlendiği yönündeki ifadeler de dava dosyasında bulunuyor.
Eski 1. sınıf emniyet müdürü Mustafa Çil'in "FETÖ mensubiyeti bulunan, sadakati ve bağlılığı olan ancak bazı konuları sorgulayan kişi" anlamına gelen "B5" koduyla fişlendiği, Gökay Ersel Gülek'in "FETÖ içerisinde olup zaafları bulunmayan, her şeyi ile kendisini örgüte teslim etmiş polis memuru" anlamına gelen "SAYA" koduyla fişlendiği de soruşturma dosyasındaki bilgiler arasında yer alıyor.
Yaklaşık 3 yıldır devam eden askeri casusluk kumpas davasında yargılanan 90 sanık için yarın karar çıkması bekleniyor.
SORUŞTURMANIN ASKERİ AYAĞI
Bu dava görülmeye devam ederken, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı 2016'da, kumpasın askeri ayağına yönelik soruşturma başlattı.
Soruşturma kapsamında aralarında örgüt elebaşı Fetullah Gülen, FETÖ firarisi Tarık Toros, eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın yaveri emekli albay Gürsel Yüce, eski Tümgeneral Hamza Koçyiğit, eski Roma Büyükelçiliği Askeri Ataşesi Kurmay Albay Mehmet Demirağ, FETÖ'nün sözde yöneticileri Mehmet Ali Büyükçelebi, Mehmet Ali Şengül, Mehmet Hanefi Sözen, Naci Tosun ve İsmail Büyükçelebi'nin bulunduğu 103 sanık hakkında dava açıldı.
Bu davada da yıl sonuna doğru karar çıkması bekleniyor.
FİRARİ SAVCI YUNANİSTAN'A KAÇARKEN YAKALANDI
Askeri casusluk soruşturmasını başlatan meslekten ihraç edilen firari savcı Zafer Kılınç ise 19 Nisan 2018'de Yunanistan'a kaçmaya çalışırken sınırda yakalandı.
Hakkında "Terör örgütü üyesi olmak, görevde yetkiyi zincirleme kötüye kullanmak", "özel hayatın gizliliğini zincirleme ihlal ve ifşa etmek", "hakaret" gibi suçlardan dava açılan Kılınç'ın yargılaması Yargıtay'da devam ediyor.
"BİZE İTHAM EDİLEN SUÇ BİR MADALYA"
"Askeri casusluk" davasında yargılanıp 2,5 sene cezaevinde kaldıktan sonra beraat eden emekli istihbarat albay Coşkun Başbuğ, polis kılığına girmiş kişilerin hazırladıkları kumpasla çok büyük mağduriyetler yaşandığını söyledi.
Kendilerine kumpas kuran kişilerin en ağır cezaya çarptırılmasını istediklerini ifade eden Başbuğ, şöyle konuştu:
"Bize itham edilen suç bir madalya. Yolda karşılaştığımız vatandaşlar 'Biz böyle bir davadan yargılandık' dediğimizde 'Nasıl bir şereftir komutanım' diyorlar. İğrenç, insanlık dışı bir suçla itham edilen bir kitle var ve bunların hiçbirisini hak etmiyor. Bu alçak yapı, bu insanları 'projeler dursun' diye 'casus' yaftalamasıyla içeri aldılar. Şükürler olsun ki adalet geç de olsa yerini buldu. Kaybı telafi etmek ve maneviyattaki yarayı onarmak için çok adil bir karar çıkması lazım. Vicdanlara ses ve cesaret veren bir karar bekliyoruz."
Aynı davada yargılandıktan sonra beraat eden emekli jandarma astsubay Tamer Sazak da FETÖ kumpası nedeniyle iş yerinde sürekli mobbinge maruz kaldığını dile getirdi.
Kendilerine "casus" yaftası yapıştırıldığını anlatan Sazak, "Erken emekli olmak zorunda kaldım. Bize kumpası kuranlar şu anda içeride. Mahkemenin bu insanların bu işten sorumlu olduğunu tespit edip düzgün bir ceza vereceğini umut ediyorum. Adaletin çarşamba günü tecelli etmesi için bu insanların gerçekten suçlu olduğunun, kumpas kurduğunun görülmesi lazım." ifadelerini kullandı.