Güncelleme Tarihi:
TEKNOLOJİNİN KÜLTÜRÜ
“Yeni ve büyük Türkiye’yi bilimin aydınlattığı yoldan ilerleyerek kurmak için çıktığımız bu süreçte gerçekten çok önemli mesafe kaydettik. TÜBİTAK bir dönem milli yazılım sistemi arayışının ürünü olarak PARDUS’u üretiyor. Tüm gayretlere rağmen PARDUS yaygınlık kazanamadı. Aynı şekilde başbakanlığım döneminde kamu kurumlarındaki bilgisayarlarda ‘F’ klavye kullanılması konusunda bir genelge yayınlamıştım. Aradan geçen onca yıla rağmen bu konuda da ciddi bir ilerleme kaydedilemediğini görüyorum. Çünkü bu klavyenin kullanıldığı cihazı ve teknolojiyi üreten dolayısıyla onun kültürünü belirleyen biz değiliz.
Tarihimizdeki çalkantılara istikrarsızlıklara baktığımızda hepsinin arkasında cehaletin, ilmi geriliğin, kültürel yozlaşmanın bulunduğunu görürüz. Selçuklu’yu kalbinden vuran Haşhaşiler işte bu boşluktan yararlanmıştır. Osmanlıyı uğraştıran pek çok sorunun temelinde yine aynı sıkıntılar vardır. Esasen bu sorunla günümüzde de mücadele ediyoruz.
AKADEMİSYENLER POLİSLER, ASKERLER
FETÖ denilen şer şebekesi milletimizin eğitim konusundaki, yardımlaşma konusundaki hassasiyetlerini istismar ederken, en çok bu tür eksikliklerden faydalanmıştır. Bu örgütün içindeki akademisyenler, yargı mensupları, polisler, askerler, öğretmenler, işadamları iyi eğitim almış fiyakalı okullardan mezun olmuş olabilirler. Ama bu durum hakikatler karşısındaki gördüklerini cehaletlerini kalplerini ve zihinlerini bir şarlatana kiralamış oldukları gerçeğini ortadan kaldırmaz.
SEMERKANT’I SÖYLEMEZLER
Dikkat ederseniz herkes Osmanlı’ya matbaanın geç girmesi üzerine ahkam keser ama kimse kağıdın Semerkant’tan dünyaya yayıldığını söylemez. Bizim coğrafyamızda rasathanelerde gözlem yapılırken, gemiler pusulayla yolunu bulurken, şifahanelerde ameliyatlar yapılırken dünyanın kalanında neler olduğunu hepimiz çok iyi bilmemiz gerekir. Her fırsatta doğrudan ya da dolaylı olarak ‘İslam gelişmeye manidir’ diyenler tarihimizdeki bu İslam’ın gelişmeyi emreden örneklerini asla gündeme getirmezler.
FETÖ’CÜLERİN HER BİRİ MANKURTA DÖNMÜŞ
Şayet biz kendimizi bilmezsek biri gelir bize ne olduğumuzu anlatmaya, bunun sınırlarını çizmeye başlar. Pek çok sapkın yapı gibi FETÖ’cüler de işte burada yollarını kaybetmişler, ne olduklarını, kim olduklarını unutarak, her biri sadece sahiplerinin emirlerini yapan birer mankurta dönmüşlerdir. Öyle ki 15 Temmuz’da bu örgüt mensuplarının yaptıkları ihanetin büyüklüğü ancak bir asır önceki işgal günleriyle mukayese edilir. Mesela FETÖ’nün TBMM’yi bombalaması ile Osmanlı’nın Meclis-i Mebusa’nın kapanması aynı şeydir. Aynı amaca yöneliktir, fark yok. Her ikisi de milli iradenin tecelligahı olan bu kurumları işlemez hale getirerek ülkenin işgaline zemin hazırlama amacı gütmüştür. Ülkenin en parlak beyinlerini bünyesine toplamakla övünen bir örgütün böylesine bir ihanet çukuruna yuvarlanmasının sebebi, kendini irfana dönüştürmek yerine iradesini karanlık bir güce teslim etme tercihinden kaynaklanmaktadır.”