Güncelleme Tarihi:
2015’te Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirmesini Hürriyet’tin “Çare Hukuk” başlığıyla manşete taşıdığı Fatih Eryılmaz’a o gün “Bundan sonra ne olur, cemaat sizce bundan sonra nasıl bir oyun kurar?“ diye sormuştum. Cevabı “Kemalist görünümlü Fetullahçı bir darbe ile karşı kaşıya kalabiliriz” olmuştu.
FETÖ’yü güvenlik bürokrasisi içinde en iyi tanıyanlardan biri olan Gazi Fatih Eryılmaz’a 15 Temmuz’u FETÖ ile mücadele de dünü ve bugünü sorduk. İşte yanıtları:
“ŞEYTANIN SAĞDAN YANAŞMASIDIR”
* FETÖ’nün en çok sızdığı Polis Teşkilatında yıllarca görev yaptınız. FETÖ’yü nasıl tanımlarsınız:
* FETÖ cennette Adem’in kulağına fısıldayıp, Ademi Tanrı’nın kuralları dışına taşıran Şeytanın 21. yüzyıl versiyonudur. Yalanının en iğrenç halinin gözyaşı şekline girmiş olanıdır. İnsanın nefsinin azdırılması ve bunun din gibi gösterilmesidir. Hakkı olmayana sahip olmak için nefsin insandaki tüm insani erdemlerin öldürmesidir, Kötülüğün örgütlü halde çalışmasıdır. Şeytanın insan suretinde mücessem olmasıdır. Benden sonrası tufan anlayışıdır. Din gibi sunulan dinsizliktir. Hak esbabında haksızlıktır. Sevap görüntüsünde günahtır. Melek numarasıyla şeytandır. Mazlum/mağdur rolünü oynayan zalimdir. İŞİD’in takım elbise giymiş ve traş olmuş halidir. Nezaket örtüsü altında nezaketsizliktir. Kurani ifadeyle;”Şeytanın sağdan yanaşmasıdır”
“FETÖ’NÜN SAVAŞ İRADESİ YOK EDİLEMEDİ”
*15 Temmuz darbe girişimden sonra FETÖ ile etkin mücadele edilebildi mi ? Ortaya çıkan tabloyu nasıl değerlendiriyorsunuz ?
* Her ne kadar 17-25 Aralık 2013 ve 15 Temmuz 2016’dan sonra FETÖ ile mücadele devletimiz tarafından başlatılmış ise de eksik ve yanlış teşhisten kaynaklı olarak mücadelede bir standart ve kesin sonuç alacak hamleler yapılamamıştır. 15 Temmuz 2016 günü anayasal düzeni yıkmak için harekete geçen FETÖ ve dış destekçileri Türk milletinin müdahalesiyle püskürtülmüş ancak kesin yenilgiye uğratılamamıştır. Carl Von Clausevitz’e göre savaş birbirini izleyen bir çok muharebeden oluşur. Bir muharebenin kazanılması veya kaybedilmesi savaşın kazanıldığı veya kaybedildiği anlamına gelmez. Zafer düşmanın savaş iradesinin yok edilmesidir. 15 Temmuz gecesi düşman püskürtülmüş ancak savaş iradesi yok edilememiştir.
“NAZİLERLE MÜCADELE ÖRNEK ALINMALI”
* Yapılması gereken nedir ?
Yapılması gereken sistemli bir mücadeledir. Bunun en güzel örneği, II Dünya savaşı sonrası Almanya’da uygulanan, toplumun her katmanında, devletin ve toplumun kılcal damarlarına kadar örgütlenmiş olan Adolf Hitler’in Nasyonel Sosyalist Partisiyle yapılan mücadeledir. II Dünya Savaşı sonrası Nasyonel Sosyalist Parti ile mücadele için‘ toplumu nasyonel sosyalizm ve militarizmden arındırma kanunu çıkarılmıştır. Ülkemizde de FETÖ ile mücadelede bu kanun incelenerek bu kanun ile kurulan kurul model alınmalıdır. Çünkü FETÖ örgütü de Nasyonel Sosyalist Parti gibi devletin ve toplumun tüm kılcal damarlarına kadar sirayet etmiştir. Bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti devleti mücadeleyi böyle bir kanunla hukuki zemine oturtacak, mücadele edilecek örgütün ve mücadelenin içeriğini ayrıntılı olarak tanımlayacaktır.
* Neden emeklilik kararı aldınız, kırgın mısınız yoksa yapılan mücadeleden umutsuz musunuz ?
* Belki de psikolojimi, FETÖ’ye karşı Emniyet içinde mücadele edenlerin psikolojisini en iyi şu olay anlatıyor; 15 Temmuz gecesi darbecilere karşı koymak için hazırlanan bir devre arkadaşım çelik yeleği ters giyiyor. Biliyorsunuz çelik yelekler normal giyildiğinde göğüs ve karın bölgesini koruyacak plakalarla kaplıdır. Bir memur arkadaş yanlışlıkla ters giyildiğini düşünüp, “Müdürüm çelik yeleği ters giymişsiniz” diyor. Arkadaşımız, “Biliyorum ters giydiğimi, karşımızdakilerden korkmuyorum, arkamdakilerden korkuyorum, sırtımızdan vurulmayalım diye ters giydim” diyor. Bir ömür aynen böyle geçti. Sürekli kuş uykusuyla, tetikte. Sırtımızdan vurula vurula, bedenimizde ve ruhumuzda oluşan yüzlerce yara ile bugüne, buraya geldik. 13 yaşından 2017 yılına kadar camdan bir duvarla çevrili yaşadım. Her ne kadar 17/25 ve 15 Temmuz sonrası nefes almaya başladıksa da o camdan duvarı hala hissediyorum. Emeklilikten kastım kaçmak değil. Zaten istesem de kaçamam.30 yıldır bu mücadele kanıma işledi. Çok tehlikeli bir şekilde vurulup ağır yaralanmama rağmen hala hayattayım. Emekliliğin çok muhasebesini yaptım. Allahı’n bana nasip ettiği bu 2. evrede mücadeleyi başka bir alana hukuka kamuoyuna taşımak gerektiğine karar verdim.