Güncelleme Tarihi:
Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak atayacağını açıkladığı Michael Flynn’in lobi şirketiyle yaptığınız anlaşma, Türkiye adına lobicilik faaliyeti amacı mı taşıyordu?
- O yanlış bir algı, ben siyasetçi değilim. Türkiye adına lobi faaliyetlerini zaten ABD’deki büyükelçiliğimiz yürütüyor. Biz işadamı hassasiyetiyle bazı şeyler yapıyoruz. Ben kendi ticari işlerim çerçevesinde, ikili ilişkilerdeki bazı güven eksiklikleriyle ilgili özellikle Kongre’de lobi çalışmaları yapabiliriz diye düşündüm. Flynn Intel Grubu’yla yaptığımız anlaşma, aynı zamanda bir ticari işbirliği. Zaten üç aylık bir anlaşmaydı.
Bir Türk işadamı olarak ABD’de neden böyle bir lobi faaliyeti yürütme ihtiyacını hissettiniz?
- Benim hem ABD’de hem de bu bölgede yatırımlarım var, bu yatırımların bazı politikalar yüzünden zarara uğramaması için lobi çalışmaları yapmamız çok doğal. Obama iktidarının FETÖ meselesini doğru okuyamaması, PYD’nin, aslında PKK’nın uzantısı olduğu konusunda ikna olmamaları gibi konular tabii iş hayatını da etkiliyor. Burada bizim hem çıkarlarımız hem vazifemiz var. Biz ABD’yle iş yapmak istiyorsak bu çalışmaları, bu oyunun kurallarına göre yürütmek zorundayız. ABD-Türkiye ilişkisinde bazı olumsuz noktalar varsa, elimizde de bunları giderebilecek bilgi-belge varsa, özellikle Kongre nezdinde bunları doğru yerlere iletmek ülkeye de fayda sağlayacaksa, niye yapmayalım?
Neden Trump’a yakınlığıyla bilinen General Flynn’in şirketiyle çalışmak istediniz? Trump’ın başkan seçilmesinin Türkiye için daha iyi olacağını mı düşünüyordunuz?
- Son dönemde Türk- Amerikan ilişkilerinin siyasi ayağı biraz kilitlenmişti. Bunun birkaç sebebi var: Başta ABD’nin Suriye politikasındaki ‘politikasızlık.’ Bizim 2-3 yıl önce önerdiğimiz, olmazsa olmaz dediğimiz şeyler uygulanmadı. Mesela ‘uçuşa yasak bölge’ gibi... Biz bir müttefik olarak “Akan kan durmazsa bu bölge perişan olacak” diye defalarca söyledik ama Obama iktidarını bu politikasızlıktan vazgeçiremedik. Buna ek olarak, bizim bazı kırmızı çizgilerimizi, mesela PYD konusundaki hassasiyetimizi tamamen görmezden geldiler. Aynı şekilde özellikle darbeden sonraki süreçte FETÖ işini anlamamakta ısrar ettiler. Ben Clinton’ı da Obama yönetiminin bir devamı olarak okudum. “Trump’ın başkan olmasıyla birlikte 21 Ocak’ta Fethullah Gülen iade edilir” gibi bir beklenti de doğru değil. Edilmez. ABD’nin kendine özel bir hukuki süreci var. Ama en azından objektif doğruları görmemekte ısrar eden bir iktidar olmayacak.
TAİK’in İstanbul’daki ABD başkanlık seçimleri etkinliği sırasında Donald Trump’ın kartondan heykeliyle poz verirken...
HER ŞEYİ HÜKÜMETTEN BEKLEMEMELİ
Bunlar daha çok hükümetler arası ilişkileri ilgilendiren konular. Siz bu konuları görüşürken biraz da Türk Hükümeti adına bir şeyler yapmış olmuyor musunuz?
- Burada bir etkileşim var tabii, olmalı da. Ama şöyle düşünün: Bir NATO ülkesinin bu kadar haklı bir hassasiyetini görmezlikten gelen bir iktidar, transatlantik ticaret ve yatırım konusunda bizim hassasiyetlerimizi görebilir mi? Her şeyi hükümetten beklerseniz, hiçbir şey elde edemiyorsunuz. Ben Amerika’nın Türkiye’yle ilişkilerine önem veren ve ABD’de de yatırım yapmış bir işadamıyım.
Türkiye’nin ABD’deki imajı nasıl?
- Kötü niyetle yürütülmüş lobilerin etkisiyle oluşmuş olumsuz bir imaj. FETÖ yapısı, yalan yanlış belgelerle Kongre üyelerini Türkiye’ye karşı zehirliyor. Bizim de Türkiye iç politikasıyla ilgili endişelerimiz olabilir ama dışarıdaki görüntümüz gerçeği yansıtmıyor. Türkiye’yi daha iyi bir yerde görmek istiyoruz ama dışarıdan göründüğü kadar kötü olmadığını da biliyoruz.
General Flynn’in şirketiyle iş yaptınız ancak bir süre önce Flynn’in, 15 Temmuz darbe girişimini destekler konuşmalar yaptığı ortaya çıktı...
- FETÖ yapısının ABD’de çok kuvvetli halkla ilişkiler (PR) ve lobi ayakları var. Bu işe çok ciddi zaman ve kaynak ayırıyorlar. Bu PR makineleri de 15 Temmuz’a yaklaşırken ‘Türkiye’de olağanüstü bir hal var’ algısını pompaladılar. O gece darbecilerin ABD’de ulaştıkları kişilerden biri de General Flynn. Darbeciler, “Türkiye NATO’dan çıkacaktı, NATO’cu askerler tasfiye edilecekti” gibi yalan yanlış bilgilerle insanların algısını etkiledi. Flynn’in o geceki açıklaması da ‘darbeye destek’ açıklaması değil. ‘Seküler, demokratik ve NATO’ya bağlı kalan, BM sistemine entegre bir Türkiye’yi destekliyor. O Türkiye bugün, darbenin başarısız olması sayesinde var. Bunu, ilerleyen günlerde onlar da anlıyorlar. Bu yapı için Sayın Cumhurbaşkanı bile “Bizi kandırdılar” dedi. Bu insanlar 40 yıl boyunca bizi kandırabildiyse, bazı Amerikalıları da kandırdıklarına inanmak zorundayız.
Michael Flynn’in FETÖ’yle ilgili fikri daha sonra değişti o zaman...
- General Flynn’in seçim günü yayımlanan makalesine bakarsanız, çok net bir şekilde “Darbeyi FETÖ yaptı” diyor.
Eski ABD Başkanı George W. Bush’un 2005 yılındaki Hollanda ziyareti sırasında, Bush’la birlikte, katıldığı bir toplantı sırasında çekilmiş fotoğrafı...
‘FETÖ’CÜLERİN ANLAŞMASI BENİMKİNİN 80 KATI’
Bu makalenin yazılmasında etkiniz var mı?
- Hayır, hiçbir etkim yok. İktidara gelmeyi hedefleyen birinin, kendi görev alanına girecek bir konuda, küçük bir lobi sözleşmesi nedeniyle seçim günü politika değişikliği önereceğini düşünmek abesle iştigal.
Flynn Intel Grup’la yaptığınız anlaşma ne büyüklükte? On binlerce dolardan mı, yüzbinlerce dolardan mı
bahsediyoruz?
- Onbinlerce dolar demek daha doğru. FETÖ’nün Podesto’yla yaptığı anlaşmada ise milyonlarca dolardan bahsediyoruz. Hillary Clinton kazansaydı, John Podesta içişleri bakanı olacaktı.
EKİM ALPTEKİN KİMDİR?
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) bünyesindeki Türk-Amerikan İş Konseyi (TAİK) Yürütme Kurulu Başkanı olan Ekim Alptekin (39), Ankara’da doğdu, babasının görevi nedeniyle gittikleri Hollanda’da büyüdü, Utrecht Üniversitesi’nde hukuk ve ekonomi okudu. Sırasıyla ABD Temsilciler Meclisi’nin Dış İlişkiler Komitesi’ndeki Türkiye masasında, Hollanda Meclisi’nde ve Interpol’ün (Uluslararası Polis Teşkilatı) Fransa’daki merkezinde çalıştı. Alptekin, ABD’de ilk uçak sanayi yatırımı yapan Türk şirketi olma unvanını taşıyan EA Havacılık ve Eclipse Aerospace dahil olmak üzere havacılık, inşaat ve turizm alanlarında faaliyet gösteren birçok şirketin kurucusu ve ortağı.