Güncelleme Tarihi:
İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili İsmail Uçar tarafından hazırlanan 1453 sayfalık iddianamede, 8 müşteki, 27 mağdur, 69 şüpheli yer alıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, oğlu Bilal Erdoğan, damatı Berat Albayrak, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'ın da aralarında bulunduğu 8 kişi "müşteki" sıfatıyla yer alıyor. Başbakan Ahmet Davutoğlu ve bazı eski bakanlarında aralarında bulunduğu 27 kişi ise iddianamede "mağdur" olarak yer alıyor.
"VATANSEVER SUBAYLARI PASİFİZE EDEBİLMEK İÇİN...."
Örgütün aşama aşama devleti ele geçirdiği savunulan iddianamede, "Örgüt çok büyük bir camiaya sahip olduklarını düşünerek, artık önlerinde kimsenin duramayacağı fikrine kapılmışlardır. Yaşadıkları özgüven patlamasının neticesi olarak 2007 yılından beridir devletin güvenliğinin teminatı olan Türk Silahlı Kuvvetleri'ndeki, vatansever subayları pasifize edebilmek için kendi uydurdukları delillerle operasyon yapmışlardır. Bu şekilde yüzlerce subayın hayatını kararttılar ve birçok masum insanın ekmeğiyle oynadılar" ifadeleri yer alıyor.
"CHP'YE, MHP'YE, FENERBAHÇE'YE SONRA DA..."
İddianame şu ifadelere yer veriliyor:
"Failleri henüz bulunup yargı önüne çıkarılamadı ancak, kimlikleri tespit edilemeyen kişiler tarafından ana muhalefet partisi genel başkanına kaset yoluyla şantaj yapılmak suretiyle CHP'ye yönelik bir dizayn çalışması yapılmıştır. Ardından MHP'lilere yönelik kaset kumpası kurulmak suretiyle genel başkan yardımcılarının değişmesi sağlanmıştır. Muhalefet dizayn edilmiştir ve artık iktidar partisinin değiştirilmesi gerektiği düşünülmektedir. Örgüt büyük bir sabırla soruşturma kumpası kurmaya başlamıştır. Her ne kadar cemâate bağlı milletvekilleri bulunsa dahi, etkin konumda olacak kadar sayısal yeterliliğe sahip değillerdi. Bu nedenle cemâat, bir dönem Fenerbahçe Futbol klübünü ele geçirmek için kurmuş olduğu kumpas gibi, iktidar partisinin başına da dilediği idareyi geçirmek için kumpas kurmaya karar vermiştir."
"YERLİ BİR ÖRGÜT DEĞİLDİR"
"FETÖ Terör örgütü de yerli bir örgüt değildir. Kökü dışarda, devletin kılcallarına kadar sızmış, devlete kastetmiş bir ihanet örgütüdür"
denilen iddianamede şöyle denildi:
"2012/656 (Takipsizlikle sonuçlanan 25 Aralık soruşturması) numaralı soruşturma dosyasında da adliye içerisindeki örgüt üyeleriyle polis içerisindeki örgüt üyelerinin tam bir fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettikleri, yolsuzluk soruşturması görünümünde, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti üyelerinin ve TBMM üyelerinin telefon trafiği takip edilmiş, konuşmaları kayıt altına alınmış bu yolla büyük bir yolsuzluk olduğu kanaati uyandırılarak devlete operasyon yapılmaya kalkışılmıştır. Bu dosyanın hedefinde asla yolsuzluklar olmamıştır. Yolsuzluk takibi yapılsa idi, takibi yapılan ihalelerin nihayetlenmesinin beklenilmesi gerekirdi. Ayrıca cemaate yakın işadamları ve bürokratların ses kayıtları olduğu halde tape haline getirilmeyerek, ya da tape haline getirildiği halde fezleke konusu edilmeyerek gerçek niyetin yolsuzlukları soruşturmak olmadığı ortaya konulmuştur" deniliyor.
HAPİS İSTEMLERİ
Örgüt lideri olmakla suçlanan şüpheliler Fethullah Gülen ve yardımcısı olduğu belirtilen Sinan Dursun'un, "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs" suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor. Gülen ve Dursun'un, "FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütünü kurmak ve yönetmek" ve "Gizli kalması gereken bilgileri, siyasal casusluk maksadıyla elde etmek" suçlarından 37 yıl 6'şar aydan 52 yıl 6'şar aya kadar hapis cezası talep ediliyor.
İddianamede, örgüt yöneticisi olmakla suçlanan diğer şüpheliler Eski Emniyet Müdür Yardımcısı Hamza Tosun, eski İstanbul Mali Şube Müdürü Yakub Saygılı, eski Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Kazım Aksoy ve eski Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Yasin Topçu'nun ise ağırlaştırılmış müebbet ve 162,5 yıldan 338'er yıla kadar ayrı ayrı hapisle cezalandırılmaları isteniyor.
İŞLENDİĞİ İDDİA EDİLEN SUÇLAR
4 eski emniyet müdürünün işlediği iddia edilen suçlar ise şöyle:
"Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs", "FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütünün yöneticisi olmak", "Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri, siyasal casusluk maksadıyla elde etmek" ," Haberleşmenin gizliliğini ihlal", "Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması", "Özel hayatın gizliliğini ihlal", "Kişisel verileri hukuka aykırı olarak bir başkasına vermek veya ele geçirmek", "Elde edilen verilerin süresi içerisinde yok edilmemesi", "Suç delillerini yok etmek gizlemek veya değiştirmek", "Soruşturmanın gizliliğini ihlal", "Kamu görevinin yetkiyi kötüye kullanılması","Sahte evrak tanzim etmek..."
Öte yandan toplam 67 şüphelinin hepsine "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs" suçlamasının yöneltildiği, bu nedenle de ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarının istendiği iddianamede 2 şüpheli polis memuru için "Örgüte üye olmak" suçundan 5 yıldan 10'ar yıla kadar hapsi talep ediliyor.