Güncelleme Tarihi:
DAVA NASIL BAŞLADI
Bu davanın açılmasına 18 Haziran 1999 tarihinde bazı ulusal televizyon kanallarında yayınlanan videolar sebep olmuştur. Gülen'e bu görüntüler nedeniyle, Türkiye'de, laik düzeni yıkarak, yerine şeriata dayalı bir İslam Devleti kurmak için taraftarlarını dinî bir ayaklanmaya teşvik ettiği suçlamaları yöneltildi. Bunun üzerine, 2000 yılında Türkiye Cumhuriyeti'ni devirmek amacıyla yasadışı terör örgütü kurmaktan dava açılmış, 2008 yılında cürüm ve şiddete başvurarak teşekkül oluşturduguna dair delil olmadığından beraat etmiş ve karar Yargıtay Ceza Genel Kurulunca da oybirliği ile onanmıştır.
ÇARPITILDI SAVUNMASI
18 Haziran 1999 tarihinde televizyon kanallarında yayınlanan bu konuşmasında, cemaatini devlet bürokrasisindeki mevcudiyetlerini, kendilerini fazla belli ettirmeden, göze batmadan, uygun ortam koşulları oluşana kadar sürdürmeye teşvik ettiği öne sürüldü. Gülen, 24 Eylül 2001 tarihinde kendi sitesinde yazdığı açıklamalarda video kasetlerdeki ifadelerin belli çevrelerce çarpıtıldığını sadece kasetlerin bazı bölümlerin alındığını, asıl söylenmek istediğinin kasetlerdeki sözlerinden farklı olduğunu ifade etti.
GIYABİ TUTUKLAMA KARARI
Ankara 2 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından 22 Ağustos 2000 tarihinde Fethullah Gülen hakkında "Laik Devlet yapısını değiştirerek yerine dini kurallara dayalı bir devlet kurmak amacıyla yasadışı örgüt kurup bu amaç doğrultusunda faaliyetlerde bulunmak " gerekçesiyle 10 yıla kadar ağır hapis istemi ile yargılama başlatıldı ve gıyabi tutuklama kararı alındı.
CEZAYA 5 YIL ERTELEME
Yargılama, kamuoyunda daha sonra Rahşan affı diye anılmaya başlanan 21 Aralık 2000 tarihinde çıkarılan 4616 sayılı 23 nisan 1999 tarihine kadar işlenen suçlardan dolayı şartla salıverilmeye, dava ve cezaların ertelenmesine dair kanundaki maddeye göre 5 yıl süre ile ertelendi. Bu süre içinde Fethullah Gülen'in aynı tür veya daha ağır bir suç işlemesi durumunda yargılamanın yeniden başlaması kararlaştırıldı.[6][7]
YENİDEN YARGILAMA
5 Mayıs 2006'da 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun "terör tanımı" başlıklı 1. maddesinde yapılan değişiklik ile terör örgütü tanımına cürüm işleme ve silahlı eylem şartı getirildi. Yeni terör kanununa göre Gülen'in avukatları Mahkemeye başvuruda bulundu. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Emniyet Müdürlüğü'nden istenen raporda Fethullah Gülen'in cebir ve şiddet içeren bir suça karışmadığı bildirildi. Mahkeme, af nedeniyle daha önce 5 seneliğine ertelenmiş olan ve tekrar görülen davada Terörle Mücadele Yasası gereğince suçun oluşmadığı hükmüne vararak sanığın beraatine karar verdi. Mart 2007 de Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği karar Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından onayladı.
SON KARAR: BERAAT
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Yargıtay 9. Ceza Dairesinin TMK kapsamında verdiği beraat kararına itiraz etti. Savcılık davanının TMK kapsamında değil TCK 765 sayılı TCK'nın 313/2-4 maddesine göre cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak suçuna göre bakılmasını istedi. Savcılık, Gülen'in Türkiye'de mevcut Anayasal düzeni değiştirmek ve laiklik ilkesini de kaldırarak, yerine şeriat esaslarına dayalı devlet kurmak amacında olduğu, aşamaları, tebliğ, cemaat ve cihat temelinde, yurt içinde ve dışında dershane, okul, üniversite, yurt, hazırlık kursları ve kurduğu şirketler aracılığıyla eğitimli bir kadro ve ekonomik bir güç oluşturarak, yönetimde teşkilatlanmayı, devlet idaresini ele geçirmeyi hedeflediği, sanık Fethullah Gülen'in yurt dışına çıktığı 21 Mart 1999 tarihinden sonra da aynı amaç doğrultusunda faaliyetlerini sürdürdüğü, teşekkülün varlığını koruduğunu iddia etti. Ancak Yargıtay Başsavcılığının talebi reddedildi ve Haziran 2008 de Yargıtay genel kurulu tarafından Gülen'in oybirliğiyle beraati onandı.