FESUPHANALLAH (3) Dünyanın en zengin kadınları "mirasyedi" imiÅŸ!...Gel de, sinir olma!.. Ne yani, dünyanın en zengin kadını ben mi olacaktım? Hayatı boyunca,

Güncelleme Tarihi:

FESUPHANALLAH (3) Dünyanın en zengin kadınları mirasyedi imiş...Gel de, sinir olma.. Ne yani, dünyanın en zengin kadını ben mi olacaktım Hayatı boyunca,
OluÅŸturulma Tarihi: AÄŸustos 07, 2000 00:00

FESUPHANALLAH (3) Dünyanın en zengin kadınları "mirasyedi" imiÅŸ!...Gel de, sinir olma!.. Ne yani, dünyanın en zengin kadını ben mi olacaktım? Hayatı boyunca, meslek aÅŸkı uÄŸruna hep üç kuruÅŸ maaÅŸa çalışmış bir garip çingeneyim...Aslında, hayatta iki ÅŸansım olabilirdi, küpümü doldurmak için: Birincisi, tencere iriliÄŸindeki mavi gözlerimin avantajını kullanıp Mülkiye'nin geleceÄŸi en parlak beyzadesini tavlayabilirdim. Dikkatimi bu noktaya teksif etseydim, sizi temin ederim, kesin netice alırdım. Amma velâkin, benim aklım, olabildiÄŸince çok okumak, dünyanın bütün müzelerini gezmek ya da mümkünse hiç evlenmemek üzerinde yoÄŸunlaÅŸmıştı. Adım, bu arada çoktan ukalaya çıkmıştı zaten, ama benim umurumda bile deÄŸildi.Ä°kinci ÅŸans -daha doÄŸrusu "ÅŸanssızlığım"- babamdan kaynaklanıyor. Yeryüzünde, galiba düpedüz "fukara" olan nadir levazım subaylarından biri de babamdır, herhalde... Asla rüşvet alamaz, hiçbir zamana alamadı; haksızlıklara karşı yüzü tutmaz. Bu meziyetleri ile daima iftihar ettim -ama sürünüyoruz iÅŸte.Kadın nasıl "en zengin" oluyor?Taç, taht sahibi bir hanedan mensubu isen, iÅŸler çok kolay. Avrupa aristokrasinin en zengin temsilcisi, Hollanda Kraliçesi Beatrix 3.48 milyar euro'luk serveti ile 17. sırada. Aristokratik zenginlik sıralamasında devamlı çekiÅŸtiÄŸi, Ä°ngiltere Kraliçesi Elizabeth II ise, 3.II milyar euro'luk servetiyle 19. sırayı iÅŸgal ediyor.Amerikan ekonomi dergisi Forbes'un son sayısında yer alan inceleme, dünyada senelik geliri 1 milyar doları aÅŸan 12 kadın olduÄŸunu gösteriyor. Ve bu hanımlar aristokrat deÄŸil, burjuva kökenli. Servetlerinin kaynağı ise, ya babaları, ya da kocaları, veyahut da her ikisi birden!Niçin vızıklandığımı anladınız mı ÅŸimdi? Yanlış anlaşılmasın. Ben fukaralığımı da severim. Ancak, "Kızım para mı istiyorsun, iÅŸin raconu budur" acı gerçeÄŸi bir defa daha kafamıza kakıldı diye sinirleniyorum. Kaçan trenin ardından el sallama vaziyetleri...Efendim, yeryüzünden en zengin hatun, Fransız L'Oreal'in tek mirasçısı 74 yaşındaki Liliane Bettencourt. Mirasyedi ve bekâr. Tereddütler içinde kıvranıyorum: Her renk ÅŸampuanı satın aldığımda, mini minnacık da olsa, bu hatunun servetine şöyle ya da böyle katkıda bulunduÄŸumu keÅŸfetmenin sinir katsayımı tepe noktalara sıçrattığını söylememe bilmem gerek var mı?Bettencourt'u, Alman BMW Group'un kurucu sahibi, 12.8 milyar dolarlık Johanna Quandt izliyor. Üçüncü, Fidelity Yatırım'ın sahibi Abigail Johnson. Bu Amerikalı hanımın serveti 7.4 milyar dolar, ama 1 trilyon doları yönetiyor. Sadece 38 yaşında, evli ve iki çocuk sahibi.Liste ilginç isimlerle uzuyor:Dünya ÅŸekerleme kraliçesi, Amerikalı Jacqueline Badger Mars; Hong Kong'lu gayrimenkul devi Nina Wang; Ä°srail'in en büyük bankasının sahibi Shari Arison Dorsman; Arjantin'in çimento kraliçesi Amalia Lacroze de Fortabat; Brezilya'nın en zenginlerinden Dirce Navarro Camargo; Arjantinli medya devi Grupo Clarin'in mirasçısı Ernestina Herrera de Noble; Avrupa'nın en büyük perakende zinciri Ä°sveçli Hennes-Mauritz'in sahibi Tham Liselott; Meksika'nın bira devi Grupo Modelo'nun sahibi Maria Asuncion Aramburuzabala; kız kardeÅŸi ile beraber Ä°spanya'nın dev moda ÅŸirketini yöneten Alicia Koplowitz.Ä°lginç olan -aslında, hiç de ilginç sayılmayabilir- en zengin 12 hanımın 6'sının tahtlarını devredecekleri çocukları yok. Peki, o zaman, bunca gayretin, iktidar hırsının ne anlamı var? Bir kısmı, ilerlemiÅŸ yaÅŸlarına raÄŸmen, kocalarını boÅŸamanın bir yolunu bulmuÅŸ. Ä°nsanın aklına ister istemez, son günlerin gözde ÅŸarkılarından biri geliyor: "Parayla saadet olur mu?"Vallahi, aç kalmayacak kadar para olsun, fazlası gerekmez. Ben sahip olduÄŸum en büyük servetin, sevdiÄŸim adam ve bitip tükenmeyen öğrenme merakım olduÄŸuna inanıyorum. Belki Sefiller'in bilmem kaçıncı perdesini oynuyoruz, beÅŸ parasız, ama çok mutluyuz. "Canım" olmadan parayı ne yapayım?Hem, atalarımız ne demiÅŸ? Büyük başın büyük derdi olur. Bir iÅŸ imparatorluÄŸunu yönetmek insanda ne rahat, ne de huzur bırakır. Tarihin en büyük hükümdarları aynı zamanda dünyanın en yalnız insanlarıydı. Bizim hanedeki kedi ailemizin sorunları bana yetiyor da artıyor bile...Bu ne biçim infaz?Unutulmaz "Titanic" filminin kostüm tasarımcıları Susan Varner (50) ile annesi Suzanne Arena (70) Hollywood'daki evlerinde öldürüldü. Esrarengiz bir cinayet... Bir zanlı gözaltına alındı, ama cinayetin "niye"si bilinmiyor."Suzi's Antiques" adlı bir maÄŸaza iÅŸleten anne-kız, "Titanic"in yanı sıra, "Küçük Kadınlar" ve "Sommersby" filmlerinin kostümlerini de hazırlamışlar.ABD'de ÅŸiddetin ve dolayısıyla dehÅŸetih de sonu gelmeyecek, anlaşılan... Ä°ki yeteneÄŸi yok etmek kaç dakika alıyor acaba? Katillere sormalı.Diktatörün kızı nefesleri kesmiÅŸ! ??Gazetenin haberinin ilk cümleri aynen şöyle: "Yugoslavya Devlet BaÅŸkanı Slobodan Miloseviç'in kızı Marija, babasının tekrar seçilebilmesine olanak tanıyan Anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸi kabulünün ardından katıldıkları kutlamada güzelliÄŸi ile dikkatleri üzerine çekti."Bir gazeteci ve bir editör olarak, ben nasıl çıldırmayayım? "Anayasa" durduk yerde büyük harfle baÅŸlıyor. Niçin? "anayasa" ÅŸayet tek başına kullanılıyorsa, özel isim deÄŸildir.Haberin derleniÅŸi, gerçek bir gazetecilik rezaleti. Eminim, ajans haberi daha uzundur. Ancak, ayrılan yere sığsın diye kısaltırken, haberin başı ile bilmem neresi arasındaki irtibat kaybolmuÅŸ. Laf olsun, torba dolsun.Ä°ÅŸin en feci yönü ise, affedilir cinsten deÄŸil. Bir kerem, eÄŸer yanlış bilmiyorsam, yeryüzündeki en eli kanlı katillerden biri, bu Slobodan Miloseviç denen "zat-ı muhterem"!.. Binlerce BoÅŸnak'ın, kadın ve çocuk demeden katlini emreden bir aÅŸÅŸağılık mahlukun, bir de, gece hayatı, uçarı davranışları ile kendi halkının bile aÄŸzına sakız olmuÅŸ kızının "mini etekli güzellik" haberinin bizim gazetelerimizde yeri ne?Kız da güzel olsa bari: Suratındaki sahte tebessümü geçsek bile, genç yaşında verdiÄŸi ÅŸiÅŸkoluk alarmları da cabası! Ä°sterse duba olsun, kendi bileceÄŸi iÅŸ. FotoÄŸrafı her kim beÄŸenip de sayfayı süsleyeceÄŸini düşünmüşse, beni estetik tercihleri konusunda ciddi kuÅŸkulara sevketti. Sözün özü, Miloseviç'in kızının magazin haberi olarak dahi deÄŸeri yok!Anlamak mümkün deÄŸil. Kimlerin propagandasını yapıyoruz? Yoksa, ben farkında olmadan, aniden Sırp milliyetçisi falan mı kesildik?Göğüs farkı ile...Futbolda takım tutmanın, taraf tutmanın, her gün yeni türleri icat olunuyor. Her icadın gerisinde çok ciddi bir ihtiyaç yatar. Ancak, futbol takımı tutma konusunda durmadan yenilerini gördüğümüz tarzların ne kadarı sahiden derin bir ihtiyaçtan kaynaklanıyor, pek anlayamadım.Rotterdam'daki EURO 2000 finalinde, 51'inci dakikada gelen Ä°talyan golünün ardından Ä°talyan kadın taraftarların milli renkli formalarını "fora" etmelerine ne buyrulur?Ä°lk kez, Falkland Savaşı (pardon, Güney Amerikalı ve Arjantinli arkadaÅŸlarımızı gücendirmeyelim de, Maldives'i de ekleyelim) öncesinde, Ä°ngiliz bahriyelileri uÄŸurlanırken, benzer bir çılgınlık yaÅŸanmıştı. Aralarında, askerliÄŸini bahriyede yapan Prens Andrew'nun da bulunduÄŸu denizci erleri uÄŸurlayan sevgilileri, savaÅŸa gidenlere muhabbetlerini, sütyenlerini "fora" ederek göstermiÅŸlerdi.Nedense, Avrupa'da sevinç, lehte ya da alehte tezahürat hep belden yukarısı ya da aÅŸağısının soyulması ile ifadesini buluyor. Avrupalıların en fazla gülüp geçtiÄŸi bu tarz, bize ters. Çok hoÅŸgörülü bir kafa yapısına sahip olmama raÄŸmen, ben bile, insanın vücudunun bir orta malı deÄŸil, özel bir alan olduÄŸuna inanırım.Neyse efendim, Ä°talyanlar ile Fransızlar (yani, her iki takımın hanım taraftarları) arasındaki "göğüs göğüse mücadele", Fransa'nın beraberlik golü ile iyice kızışmış. Altın golü Fransa atınca da, dolgun göğüslü Fransız hatunlar kupayı almış!... Hay Allah, kupa maçını, sahadaki 22 adet kıllı bacaklı yapıyor zannediyordum.Haber kıtlığında, hanımların "büst" bölgesine el atmadan magazi haberi yapmanın daha derli toplu bir yolu yordamı yok mudur?Ãœstelik, dolgun göğüs her zaman, ne kadının kendisi ne de tuttuÄŸu takım için bir avantaj olmayabiliyor. Rekorlar Kitabı'na, toplam 22 ameliyattan sonra, yine toplam altı kilo silikon takviyesi ertesinde "dünyanın en iri göğüslü kadını" olarak geçen Lolo Ferrari (asıl ismi, Eve Valois), aynı göğüslerin baskısı altında nefessiz kalıp ölmedi mi?Meselenin bir baÅŸka nazik yönü daha var. Her ne kadar bu bölüm beni ilgilendirmiyorsa da, bence, tüm dolgun göğüslü kadınların "Dolgun mu, silikonlu mu?" sorusunun netlik kazanması için mücadele vermesi gerekiyor. Silikon denen nesne, resmen ve de alenen, "haksız rekabet"e yol açıyor!Böylece, belki "dolgun göğüse bakmak, spordan daha faydalı" türü, ne sporla ne de saÄŸlıkla pek ilgisi olmayan haberlerin önü alınır. En önemlisi, bir ümit, ahhh! ahhh! ahhh! O güzelim Jane Mansfield'in sahici güzellikler sergilediÄŸi günlere dönebiliriz..."Coca Cola baÅŸkanlığından, Meksika devlet baÅŸkanlığına"Meksika son seçim ertesinde, kendi çapında bir devrim yaşıyor anlaşılan. Ãœlkede 1929'dan beri iktidarı kimselere kaptırmayan Kurumsal Devrimci Parti (PRI) seçimleri kaybetmiÅŸ. Veee, yüzde 44 oy alan, Ulusal Hareket Partisi'nin (PAN) baÅŸkanı Vincente Fox (soyadı 'tilki' anlamına geliyor) devlet baÅŸkanlığını kazanmış.Toplam 860 yabancı gözlemcinin izlediÄŸi ve asla hile hurda karışmadığı ısrarla belirtilen seçimlerin galibi, Coca Cola Meksika ÅŸirketinin eski baÅŸkanı. Coca Cola'yı yönetince, tüm dünyayı ya da hiç olmazsa Meksika'yı da idare edebileceÄŸine inanmış olmalı.Tam da 58'inci doÄŸum gününde devlet baÅŸkanı olan Vincente Fox, zaferini bir ÅŸiÅŸe ÅŸampanya patlatarak mı kutlamış dersiniz? Aynen öyle... Ama ben; "Yoooo... Kafasına bir ÅŸiÅŸe Coca Cola dikmiÅŸ!" diye yazabilmeyi çok isterdim.Yine de, adamın günahını almamak lazım. Tıpkı, bizim ünlü Kurukahveci ve Mahdumları gibi, gün 24 saat kahve koklayınca canları kahve falan istemez ya, belki, Vincente Fox da Coca Cola istihkakını hayat boyu çoktan doldurmuÅŸtur.Oysa, ne zaman Mısır Çarşısı'na, Kurukahveci'ye gitsek, hepimizin burnu bayram etmez mi?Jülide ERGÃœDER - 7 AÄŸustos 2000, Pazartesi Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!