Festivalde ‘İngilizce’ krizi

Güncelleme Tarihi:

Festivalde ‘İngilizce’ krizi
Oluşturulma Tarihi: Eylül 23, 2006 15:42

BU yıl 43'üncüsü düzenlenen Antalya Altın Portakal Film Festivali kapsamında bugünkü workshopta ‘İngilizce’ krizi yaşandı. Çeviri nedeniyle yaşanan zaman kaybının önüne geçmek amacıyla tüm konuşmaların İngilizce yapılmak istenmesi, Türk sanatçılar ve özellikle öğrencilerin tepkisini çekti. Konuşmalar sırasında çevirmenin İngilizcesi yetersiz kalınca bazı bölümlerde devreye oyuncular Serra Yılmaz ve Tamer Karadağlı girdi.

Altın Portakal Film Festivali’nin ve 2’inci Uluslararası Avrasya Film Festivali’nin final gününde, sinema ve televizyon bölümü üniversite öğrencileri ile festivale katılan ünlü yönetmen ve oyuncular buluştu. Hillside Su Otel’de düzenlenen workshopa ünlü yönetmenler Taylor Hackford, Irvin Kırshner, John Irvin, Joan Cramwell ve eşi James Cramwell, Norman Jevison ve oyuncular Barbara Bouchet, Serra Yılmaz, Sibel Kekilli, Tamer Karadağlı, Halit Ergenç ve Fadik Atasoy katıldı.

Workshopta sinema devlerinin çoğunluğunun Amerikalı olmasından dolayı, anlatım Türkçe’ye çevrildi. Sorulan soruların İngilizce’ye ve cevabının da Türkçe’ye çevrilmesi nedeniyle zaman kaybının yaşandığı açıklanarak, yalnızca İngilizce konuşulması istendi.

İngilizce bilmeyen öğrencilerin konuşulanları anlaması için 2 rehberden yardım alabileceği duyurusu üzerine, öğrenciler tepki gösterdi. Ünlü oyuncu Serra Yılmaz’ın, “Özür dilerim, Türkçe konuşmak istiyorum. Çünkü burada herkes Türk. Zaten sizlerle temas kurmak için buradayız” demesini, öğrenciler alkışlarla destekledi.

Ardından söz alan Halit Ergenç de Türkçe konuşmayı tercih ettiğini söyledi ve sinema hakkındaki yorumlarını daha sonra İngilizce tekrarladı. Panelin ilk bir saati sonrası, yaklaşık 150 kişinin bulunduğu salondakilerin yarısı ilgisini kaybederek dışarı çıktı. Ünlü oyuncuların tercümesini yapan sunucunun İngilizcesi’nin yetersiz kalması üzerine de devreye organizasyondan başka biri girdi. Bazı bölümlerin çevirilerinde Tamer Karadağlı ve Serra Yılmaz araya girerek eklemeler yaptı.

‘AMERİKA’DA DA SANSÜR VAR’

Bir öğrenci ‘Ray’ filminin yönetmeni Taylor Hackford’a, “Sizde filmlerinizi özgürce çekebiliyor musunuz, sansür uygulanıyor mu?” diye sordu. Bu soruyu ünlü yönetmen Hackford, “Evet. Association Motian Picture adlı kurum, bütün stüdyolara hakim. Para onlarda. Film endüstrisi biziz diyorlar. Bütün yönetmenler onların tekliflerini kabul etmek zorunda. Yönetmenler tam olarak istediklerini yapamıyor. ‘Batman’, ‘Örümcek adam’, ‘Süperman’ gibi kitaplar korkunç bir kitleye hitap ediyor. Bu kitapların filmleri yapılınca çok büyük bütçe harcanabiliyor” diye yanıtladı. Diğer Amerikalı yönetmen John Irvin, bu kuruma karşı çok savaş verdiğini ve her savaşı da kaybettiğini söyleyerek Hackford’un sözlerini destekledi.

SEYİRCİ APTAL YERİNE KOYULUYOR’

Oyuncu Sibel Kekilli, kısa filmlerinin farklılıkları sorusu üzerine, Türkiye’de çekilen uzun metraj filmlerde anlatımın 3- 4 kez tekrarlandığını belirterek, “Aslında seyirciler afedersiniz aptal yerine konuluyor. Bir kısa metraj filminde kısa zamanda bir hikayeyi anlatmak zorundasınız. Kısa metrajda şu ilginç, seyircinin kafasında her şey anlatılmıyor. Kısa metraj yapmak isteyen varsa ben oynamak isterim” dedi.

TAKVA’YI FANTASTİK BULDUM’

Yönetmen Norman Jevison ise Özer Kızıltan’ın yönettiği ‘Takva’ filmini Toronto’da izlediğini belirterek, “Filmi çok fantastik ve muhteşem buldum. Toronto’da bu film çok beğenildi” yorumunu yaptı.

‘ÖDÜL SONRASI İŞSİZ KALDIM’

Bir soru üzerine Sibel Kekilli, ödül kazanmanın maddi bir kazanç getirmediğini belirterek, “Duvara Karşı’dan ‘Altın ayı’ kazandım. Ama ben ödül sonrası bir yıl işsiz kaldım. Zengin değilim. Geçinmek zorundayım. Ödül alınca sizden korkuyorlar. Duvara Karşı benim için büyük bir şanstı. Ama aynı zamanda şansızlıktı. Çünkü ‘Duvara Karşı’dan sonra para kazanmak için her şeyi yapamazsınız” diye konuştu. Tamer Karadağlı da bu konu üzerine, “Ben de 20 yıl sonra para kazanmaya başladım. Binlerce dizi ve filmlerde seslendirme yaptım” diyerek katkı sağladı.

Haberin Devamı

JÜRİ TERKETTİ

43. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin Ulusal Uzun Metrajlı Film Yarışması Jüri Başkanı Şerif Gören'in, bazı jüri üyeleriyle ödül konusunda yaşadığı anlaşmazlığın ardından Antalya'dan ayrıldığı ortaya çıktı.

Jüri üyelerinin ödül verilecek filmlerin belirlenmesi için dün akşam yaptıkları toplantıda, bir filmle ilgili, jüri başkanı Şerif Gören ve isimleri öğrenilemeyen bazı jüri üyeleri arasında anlaşmazlık yaşandığı öğrenildi.

Ünlü yönetmen ve jüri başkanı Şerif Gören, AA muhabirine telefonla yaptığı açıklamada, bazı jüri üyeleriyle yaşanan anlaşmazlığı doğruladı.

Gören, “Jürideki bazı arkadaşlarla aramızda düşünce olarak anlaşmazlık vardı. Herkesin düşüncesi farklı olabilir. Biraz rahatsızlığım, biraz da bu olay nedeniyle dün akşam Antalya'dan ayrıldım” dedi.

Haberin Devamı

Şerif Gören'in başkanlığındaki Ulusal Uzun Metrajlı Film Yarışması'nın jürisinde, oyuncu Demet Akbağ, yönetmen Reha Erdem, Fransız yönetmen Paul Grandsard, fotoğraf sanatçısı Ara Güler, yönetmen ve akademisyen Fatih Özgüven, Bahçeşehir Üniversitesinde sinema tarihi dersi veren yazar Giovanni Scogramillo, yapımcı Mine Vargı ve tiyatro ve sinema oyuncusu Serra Yılmaz bulunuyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!