Oluşturulma Tarihi: Nisan 19, 2003 00:00
Hava böyle kapalıyken hafta sonu yapılacak en iyi iş belki de sinemaya gitmek. Özellikle de İstanbullu sanatseverler için. Çünkü 22. Uluslararası İstanbul Film Festivali bütün hızıyla devam ediyor. Pazar gününün programında öne çıkan filmler ise Rebecca Miller'ın Kişisel Sürat, Claude Chabrol'un Kötülük Çiçeği ve Carlos Saura'nın Salome adlı yapımları. Bunun dışında sinemalarda sezon filmleri de sizi bekliyor.Ünlü yazar Arthur Miller'ın kızı, ünlü aktör Daniel Dey Lewis'in de eşi olan Rebeca Miller ikinci yönetmenlik denemesi olan Kişisel Sürat'te (Persoal Velocity) üç farklı kadının öyküsünü anlatıyor. Miller'ın kendi yazdığı öykü kitabından uyarlanan film, geçen yıl Sundance Film Festivali'nde Jüri Büyük Ödülü'ne değer görülmüştü. Bu arada Kişisel Sürat'in
Altın lale ödülü için yarışan filmlerden biri olduğunu da hatırlatalım.Film, üç farklı kadını izleyerek, kişinin hayatta radikal bir kararla yeni bir yöne saptığı o kader ânını araştırıyor. Delia bir karavanda yaşayan, canından bezmiş bir annedir. Sefalet çizgisinin üzerinde kalma, çocuklarını doyurma, ve kocasının kaba ve aşağılayıcı davranışlarıyla başa çıkma mücadelesi sonucu güzelliğinden çok şey yitirmiştir. Greta ise, akıllı, kültürlü, mutlu bir evliliğe sahip 28 yaşında bir Manhattan’lıdır. Yemek kitapları editörlüğü gibi sıradan sayılacak bir işi vardır, ama çok başarılı bir yazar ondan yeni romanının editörlüğünü yapmasını isteyince, yaşamı beklenmedik bir yön alır. Nihayet Paula, evden ve yürümeyen bir ilişkiden kaçan, bir yandan da hamileliğiyle başa çıkmaya çalışan, kafası karışmış genç bir kadındır. Yoldan bir otostopçu alır. Fena halde dayak yemiş olan bu genç, onun manevi yönünü yeniden keşfetmesini sağlar... SAURA'DAN 'SALOME'Carmen, Kanlı Düğün ve Tango”nun yönetmeni Carlos Saura yeni bir müzikaliyle festivalde. Saura, Salome adlı bu filminde, klasik İspanyol balesinin kalıplarını kullanarak İncil’deki Salome hikayesinin kişisel bir yorumunu sunuyor. Aída Gómez yeni bir balenin provalarını yönetmektedir. Bir süre sonra koreografi, ilham verici dansıyla salondaki herkesin dikkatini çeken bir kıza göre biçimlenmeye başlar. Dansçılar alkışlar. Bir anda dansçılar dağılıp gider, geriye tekerlekli sandalyesinde büzülmüş bir adamın silueti kalır. O Yahudiye kralı Herodes’tir ve doğum günü kutlanmaktadır. Karısı Herodias dans etmek için ayağa kalkar, ama Herodes’in gözü üvey kızı Salome’den başkasını görmemektedir. Diğer konuklar gibi, o da kızın güzelliğiyle büyülenmiştir. Aniden yakışıklı bir genç adam belirir. Bu herkes tarafından sevilen kutsal bir adam olan Vaftizci Yahya’dır. Herkes durup onun girişini seyreder. Sessizlik. Salome, adamın zarafetini ve içten gelen kudretini görünce şaşkınlıktan donakalmıştır. Yönetmen dansı durdurur. Yahya mistik bir kişilik olduğu kadar, bir erkektir de. CHABROL'DAN BURJUVAZİ ELEŞTİRİSİFransız sinema ustası Claude Chabrol'un Kötülük Çiçeği (La Fleur du Mal) adlı filmi de günün öne çıkan yapımlarından. Chabrol bu filminde, bütün zaafları ve dar görüşlülüğüyle, küçük şeylerle uğraşan ve sadece kendini düşünen burjuvazinin peşine düşüyor. Bordeaux’lu varlıklı bir aile olan Charpin-Vasseur’lerin üç kuşağı, kendilerini birkaç günlüğüne aile evinde bulurlar. Zarafetle yaşlanmakta olan aile reisi Line Teyze, savaştan sonra Nazi sempatizanı ve işbirlikçisi babasını öldürmekten yargılanıp beraat etmiştir. Yeğeni Anne, eczacı kocası Gérard Vasseur’ün tüm itirazlarına rağmen belediye başkanlığı seçim kampanyasının tam ortasındadır. İkisi de önceki eşlerini trajik bir araba kazasında kaybetmiş, sonra da birbirleriyle evlenmişlerdir. Yetişkin yaştaki iki çocukları; Gérard’ın üç yıl Amerika’da kalarak kısa süre önce geri dönen oğlu François ve Anne’in ilk kocasından olma kızı Michèle, birbirlerine âşıktırlar. Küçük kasabada elden ele dolaşan rezilce bir siyasi broşür, eski cinayet skandalını kurcalar ve başka bazı iddialarda bulunur. Göründüğü kadarıyla, kimse Gérard’ı sevmez; bu yüzden de çocuklar, hatta Line Teyze broşürü onun yazmış olabileceğini düşünür...
button