Güncelleme Tarihi:
Akgül, depremin üzerinden 15 yıl geçmesine rağmen, acılarının hala taze olduğunu söyledi.
Evlat kaybetmenin çok acı durum olduğunu belirten Akgül, şunları dile getirdi:
"Bazı şeyler vardır yaşadığımız, insanın hiç unutamayacağı. Bu yıla kadar kimseye bahsetmediğim bir şeyi anlatmak istyorum, içimde yara oldu. 16 Ağustos sabahı uyandık, eşim ve ben çalışıyorduk, çocuklar yaz tatili olduğu için evdeydi. O gece kayınpederimin komşuları misafirimizdi. Onlar giderken kızım babaannesine gitmek için çok ağladı. 'Anneciğim ben de gideyim, ne olursun ben de gideyim' diye. 'Hayır kızım, daha dün geldin oradan' dedim. Daha pazar günü gelmişti oradan. Alt kata indik, gözyaşlarını tutamıyordu. 'Söz, babanla konuşayım yarın göndereceğim' dedim. Misafirlerle göndermedim, ertesi gün cenazesini götürdük oraya."
Kızını misafirliğe göndermediği için sürekli pişmanlık yaşadığını dile getiren Akgül, kızının çarpık yapılaşma nedeniyle öldüğünü anlattı.
Akgül, şunları kaydetti:
"Çünkü evimiz yıkılmadı, karşımızdaki 5 katlı apartman evimizin üzerine yıkıldı. Biz sağ çıktık, kızımızı kurtaramadık maalesef. İnsanlar bundan biraz ders alsın. Bizim üzerimize yıkılan 5 katlı binanın ana giriş merdivenleri oraya büyük bir dükkan yapabilmek için alınmış, yan tarafa bırakılmıştı. Bina da o yöne yıkıldı ,orası da bizden taraftı. Ben büyük dükkanları olan altı geniş bina gördüğüm zaman çok tedirgin oluyorum, çok üzülüyorum. Bina yapılırken denetimler biraz da sıkı olmalı. Bazı müteahhit, mühendisler ceza aldığı için veya vicdanları olduğu içindir mi bilmiyorum ama son yıllarda işi daha sıkı tutuyorlar, daha çok dikkat ediliyor ama olan benim canıma, yavruma oldu. Başkalarına olmasını asla istemem."
Kızını sadece 17 Ağustos'ta hatırlamadığını, hep an içinde sakladığını ifade eden Akgül, "Yeni bir yer gördüğümüzde halen benim kızım da burayı gördü mü' diye düşünüyorum. Aslında görmedi ve yıllar geçti ama hiç geçmemiş gibi çok acı. Akrabalarımızdan da çok kişi kaybettim ama evlat acısı Allahım kimseye vermesin, çok acı bir şey" şeklinde konuştu.
Binaya giremedi, 14 yıl prefabrikte yaşadı
Akgül, deprem sonrası binalara giremediğini, 14 yıl prefabrikte kaldıktan sonra tek katlı müstakil evde yaşamaya başladığını vurguladı.
Akgül, sözlerini şöyle tamamladı:
"14 yıl prefabriklerde toplu yaşam mücadelesi verdik. Çok zor yıllardı. Evimin yanındaki binaların yüksek olmasından korkuyordum ama çok şükür burada en fazla iki katlı evler var. Psikolojimiz tamamen bozuldu, zaten tedavi görüyorum. Dar düşünen bir çevredeydim. Deli muamelesi gördüm ama kontrolüm dışında krizler ataklar yaşadım. İlaç tedavim devam ediyor. Kanser tedavisi de görüyorum. Çok zor günler yaşadık. Şu an ilaçlarla kontroldeyim. İyiyim çok şükür. Her şeyden önce oğlum ve eşim için yaşıyorum. Allahım bir daha yaşatmasın. Biz yaşadık bu acıyı başkaları yaşamasın."