Güncelleme Tarihi:
Fed, 1998 yılının Mart ayında faiz artırdığında Standard & Poor's (S&P)500 endeksi iki ay içinde yüzde 6.7’lik bir düşüş yaşamıştı. Aynı şekilde, Şubat 1994'te alınan şok faiz artırımı kararı ise S&P 500'ün iki ay içerisinde yüzde 8.7 oranında düşüş yaşamasını beraberinde getirmişti. Kurumun Haziran 1999'da para politikasında sıkılaştırma kararı almasının ardından bu endeks üç ay içinde yüzde 7.6 oranında gerilemişti.
DOĞRUDAN FAİZ ARTIŞI YOK
Fed'in daha önce yaptığı gibi para politikasındaki sıkılaştırmayı doğrudan faiz artışı ile gerçekleştirmesi beklenmiyor. Banka bunun yerine bu sürece, mevcut uygulamalarını tersine çevirmekle başlayabilir.
Bunlar arasında da Fed'in kriz sırasında başlattığı piyasadan "toksik" tahvil alım uygulaması geliyor. Banka, mortgage destekli tahvil satın alarak yüksek miktarda likidite sağlamış ve geçen yıl bu tür tahvillerin yaklaşık yüzde 70'ini satın almıştı.
ÖLÇÜLÜ OLMASI OLUMLU
Fed'in mortgage destekli tahvilleri satın almayı 31 Mart itibariyle sona erdirecek olması önemli. Eğer bu süreçte mortgage faizlerindeki yükseliş sert olmaz ise banka ölçülü bir faiz artışına gidebilir.
Analizde değerlendirmelerine yer verilen ABD Merkezli araştırma şirketi MF Global şirketinin Başkan Yardımcı Nick Kalivas, "Fed'in faiz oranlarını 25 ya da 50 baz puan artırması çok büyük bir olay değil... Bu, diğer taraftan insanların ekonominin iyi durumda olduğunu düşünmesini sağlayabilir" diyor. Kalivas, bu gelişmenin aynı zamanda borsalar için elverişli bir ortam yaratabileceğini vurguluyor.
NİYETİNİ ÖNCEDEN BELLİ EDİYOR
Fed'in parasal sıkılaştırma kararının etkileyecek bir diğer değişim de, bankanın politikasına yönelik niyetleri daha önceden paylaşmasında yatıyor. Bunun en belirgin örneklerinden bir 2004 yılında yaşanmıştı.
Banka, bu dönemde 'belirli bir süre' için faiz oranlarını düşük seviyede tutacağını söylemiş ve Haziran'a kadar da bu herhangi bir artırma gitmemişti. Bunun sonucunda borsalar, aynı yıl Temmuz sonunda yüzde 8'den fazla düşmüş ancak bu seviyeden tekrar yükselmeye başlamıştı.
Barclays Capital ABD hisseleri stratejisti Barry Knapp , Fed'in faiz artırımı niyetini göstermesiyle benzer bir gelişmenin yeniden yaşanmasını bekliyor ve bu dönemde büyük borsa endekslerinde aşağı yönlü bir hareketin yaşanacağı, riski ve getirisi düşük hisse senetlerinin ise daha iyi performans göstereceğine inanıyor.
Knapp yaptığı değerlendirmede, "Para politikası daha sert ve karmaşık olduğu için [Fed'in niyet beyanı] geçmiştekinden daha sert bir etkiye neden olabilir" diyor.
Barclays stratejisti, bu süreçte kısa dönemli ABD Hazine kağıtlarının getirisinde sert düşüş yaşanabileceği ve hisselerin de yüzde 10 değer kaybedeceğini de öngörüyor. Ancak faiz artışlarının başladığında piyasanın yeni görünüme hazır olacağının da altını çiziyor.
Öte yandan, geçen hafta boyunca borsalar dünya genelinde düşüş gösterirken, dolar değer kazandı. Yatırımcıların güvenli liman arayışları ise ABD Hazine kağıtlarının değer kazanmasına neden oldu.