Oluşturulma Tarihi: Mayıs 11, 2002 00:00
Dünyanın 30 ünlü markası önümüzdeki ay taklit ürün konusunda Türk gümrükçüleri eÄŸitmek için uzmanlarını yollayacak. Aralarında eski FBI ajanlarının da bulunduÄŸu bu uzmanlar, gümrükçülere dijital fotoÄŸraf makinesi hediye edecek ve şüpheli ürünlerin ihbar edilmesini isteyecek. Sahte ürünler konusundaki baÅŸarısıyla ünlenen Türkiye, dünya markaları tarafından yakın markaja alındı. Marka Koruma Grubu adı altında ortak çalışmalar yapmaya baÅŸlayan uluslararası markalar, sahte ürünlerle mücadele edebilmek için polisiye tedbirlerin yeterli olmadığını görünce yetkilileri bilinçlendirmeye yöneldi.Türkiye'de sahteciliÄŸin boyutlarının milyar dolarlara ulaÅŸmasından rahatsız olan dünya markaları, eÄŸitim çalışmalarını da gündemine aldı. Dünya Gümrük Örgütü, Amerika Gümrük TeÅŸkilatı ve Amerika Patent Ofisi'nin katkılarıyla Ä°stanbul'da 17-19 Haziran tarihinde düzenlenecek panele, uluslararası 30 marka uzmanlarını yollayacak. Aralarında FBI'da görev almış ajanların, emekli polislerin de bulunduÄŸu bu uzmanlar Türk gümrükçülerine taklit ürünlerle mücadele yöntemlerini anlatacak. Bu seminerde, Uzak DoÄŸu'dan üzerinde Türkçe yazan ambalajlarıyla gelen bu ürünleri gerçeÄŸin ayırt edebilmekte zorlanan gümrükçülere digital fotoÄŸraf makineleri dağıtılacak. Uzmanlar, sahte olduÄŸundan şüphelendikleri ürünün fotoÄŸrafını çekip, internet ortamında kendilerine bildirmelerini isteyecek. Asıl markalar da bu fotoÄŸraflara göre, harekete geçecek.2.6 MÄ°LYAR DOLARLIK KAYIPÖzellikle Uzak DoÄŸu'dan gelen ve baÅŸarılı ambalajıyla gerçeÄŸinden ayırt edilemeyen taklit ürünlerin Türkiye'ye giriÅŸini bu yöntemle azaltmaya çalışan Marka Koruma Grubu, yurtiçindeki taklitçilere karşı da sıkı bir çalışma içinde. Gümrükçülerle yapılan eÄŸitim çalışmalarının benzerini maliyeciler ve savcılarla da yapmayı planlayan Marka Koruma Grubu, PriceWaterhouseCoopers'a hazırlattığı bir raporu da ilgililere gönderecek.TaklitçiliÄŸin sadece bu markaların deÄŸil Türkiye'nin sorunu haline geldiÄŸi vurgulanan bu raporda, rakamlarla özellikle Maliye Bakanlığı'nın dikkati çekilecek. Beyazlatıcılar, çamaşır deterajanı, diÅŸ macunu, gıda mamülleri, bulaşık deterjanı, yüzey temizleyiciler, ÅŸampuan, tütün, traÅŸ bıçağı ve çakmak olmak üzere 10 ürünü inceleyen PriceWaterhouseCoopers uzmanlarının tespiti şöyle: ‘‘Sadece bu 10 üründeki taklitler yüzünden firmaların 2000 yılında uÄŸradığı zarar 90 ile 145 milyon dolar arasında. Maliye'nin vergi kaybı 44 ile 82 milyon dolar civarında. Ancak tüm sektörler hesaba katılınca Maliye'nin KDV, gelir ve kurumlar vergisi açısından toplam zararı 2.63 milyar dolar. Çünkü projeksiyonlara göre taklitçilerin yarattığı ekonomi GSYÄ°H'nın yüzde 1.4'üne ulaÅŸmakta.’’Raporu hazırlayan uzmanlardan ErdoÄŸan Öcal, tamamen kayıt dışı olan bu para ile yılda 2 milyon kiÅŸiye asgari ücretle istihdam olanağı saÄŸlanabileceÄŸini belirtirken, ‘‘Bu iÅŸin ekonomik yönü bir de bunun rakamlarla ölçülemeyen saÄŸlık yönü var’’ dedi. Taklit ürünlerin Türkiye'nin imajını da olumsuz yönde etkilediÄŸini vurgulayan Öcal, yabancı sermayenin Türkiye'ye iliÅŸkin kaygı duyduÄŸu konulardan birinin de bu olduÄŸunu kaydetti. Taklit ürünler konusunda yeterli mücadelenin olmayışının uluslararası ÅŸirketlerin yatırım kararlarını etkilediÄŸini dile getiren Öcal, ‘‘Türkiye bugün bu konuda bir ÅŸey yapmazsa yarın çok büyük baskı görecek. Taklitçilik Avrupa BirliÄŸi'nin de üzerinde önemli durduÄŸu bir konu’’ dedi.Kaçakçılar taklit mal iÅŸine girdiMarka Koruma Grubu'nun talebiyle rapor hazırlayan PriceWaterhouseCoopers ekibinden avukat Nilay Acar, aslında Türkiye'de yasaların ve mevzuatın bazı detaylar dışında Avrupa BirliÄŸi (AB) ile uyum içinde olduÄŸunu ancak, sorunun uygulamalardan kaynaklandığını vurguladı. Acar'ın verdiÄŸi bilgiye göre, ÅŸikayet olmadan emniyet teÅŸkilatı taklitçilere müdahale edemiyor. Sahte ürünlerle mücadele eden firmalar da emekli polis ve komiserlerden, avukatlardan oluÅŸmuÅŸ ekiplerle çalışıyor, baskınlar yaptırıyor. Ancak baskında iÅŸin sahibi deÄŸil sadece işçi yakalanıyor, asıl taklitçi baÅŸka bir yerde üretimine devam ediyor. Mahkemeler zaten çok uzun sürüyor, üstelik sahte ürünün saklandığı deponun kirasını da ÅŸikayetçi ödüyor. PriceWaterhouseCoopers uzmanlarından Cenk Ulu da aslında taklitçilerin suç dosyasının çok daha kabarık olması gerektiÄŸi görüşünde. Ulu, daha çok uyuÅŸturucu ve silah kaçakçılığı yapan örgütlerin son yıllarla önemli bir gelir yöntemi olarak taklit mal ticaretine yöneldiÄŸine dikkat çekti. Taklitte dağıtım üssü RamiTaklit ürünlerin peÅŸine düşen PriceWaterhouseCoopers uzmanlarının bazı tespitleri şöyle: Taklit ve sahte denilince akla ilk gelen açık satılan ürünler. Ancak taklitçilerin asıl baÅŸarısı ambalaj konusunda. DiÅŸ macunu, sigara gibi ürünleri bile taklit edilirken ambalajlar birebir hazırlanıyor. Taklit üründe etiket bilgileri, SaÄŸlık Bakanlığı izni, TSE damgası unutulmuyor.Taklitçiler için Anadolu hem iyi bir pazar hem de iyi bir üretim yeri. En baÅŸarılı taklitler Manisa ve Akdeniz Bölgesi'nden geliyor. Taklit ürünlerin dağıtım üssü ise Rami ve Ä°kitelli.Taklit konusunda Türkiye bir numara deÄŸilse bile, ilk üç arasında. Birincilik Uzak DoÄŸu'da. Bu ülkelerden Türkiye'ye özel ürünler geliyor. Taklit mal Çin'den bile gelse ambalajı Türkçe hazırlanıyor.Tüketici bu anlamda çaresiz. Gerçek ürün fiyatına satılan sahteyi ambalajına bakarak anlamak neredeyse imkansız. Mesela sahte deterjan aldıysanız bilin ki içinde kireç ya da tuz da var. Asıl markanın bir ÅŸikayet noktası da bu zaten. Çünkü kullandığı üründen memnun kalmayan tüketici direkt markayı suçluyor. Firmalar taklitlerini tespit edip, yakalasa bile bunu açık açık gösteremiyor. Â
button