Fazla mı Avrupalı
Güncelleme Tarihi:
Sürüş izlenimi: Emre ÖZPEYNİRCİ
Oluşturulma Tarihi: Ekim 03, 2007 00:00
Koreli otomotiv üreticisi Hyundai'nin tamamen Avrupa pazarı için Avrupa'da geliştirip ürettiği ilk modeli i30, Ağustos sonunda Türkiye'de piyasaya sunulduktan sonra bu hafta test konuğum oldu.
Aslında Türkiye'de i30'la ilk buluşmam Marmaris'te gerçekleşen tanıtımı sırasında olmuştu. O zaman 1.6 litrelik benzinli ve otomatik versiyonunu deneme fırsatı bulmuştum. İstanbul'da ise bu kez 1.6 litrelik dizel ve manuel vitesli versiyonunu teste aldım. Hemde küçük test danışmanımın en sevdiği renk olan ateş kırmızısını. Tabi aracın rengi test aracını geri vermemi zorlaştırdı. i30, bence Hyundai'nin tasarım olarak bugüne kadar geliştirdiği en modern çizgiye sahip araçların başını çekiyor. Belli ki Hyundai, Avrupa'da başarılı olmaya kafaya takmış. Zaten i30'u da bu açıdan bir dönüm noktası olarak görüyor. Ama i30'un çok fazla Avrupalı olduğunu da söylemem lazım. Aracı gören herkes bir köşesini başka bir markaya benzetiyor. Bu bir açıdan aracı dikkat çekici kılıyor ama diğer taraftan Koreli kimliğini de gizliyor. Yani ilk bakışta i30'un Hyundai olduğunu anlayabilmek çok zor. Sonuçta Hyundai böyle bir seçim yapmış, satış rakamları bu seçimin sonuçlarını daha net ortaya koyacak.
YEPYENİ İSİM STRATEJİSİ
Aracın başka bir özelliği ise ismi. Hyundai, bundan böyle geliştireceği tüm modellerinde hem harf hem rakamdan oluşan bu tip isimler kullanacak. Mesela yeni Getz yerine i20 diyecek. İşte bu da bana çok özgün gelmedi. Avrupa'da çok satmak acaba benzer isimler veya tasarımamı dayalı. Tüm Avrupa’da 2006 yılında yaklaşık 4 milyon adetlik satışın gerçekleştiği ve toplam pazardan yüzde 19 pay alan C-Segmenti’nde yer alan i30'un işi bir hayli zor. Hyundai’yi Türkiye’de bu segmentte ilk kez temsil edecek olan ve 2007 yılı sonuna kadar 1500 adet satılması planlanan i30’un, sahip olduğu özellikler sayesinde Hyundai’ye yeni müşteriler kazandıracağı açık. Gelelim aracın özelliklerine. Hyundai i30, ilk bakışta köşeli hatlarıyla birlikte yuvarlak çizgileri bir araya getiren modern tasarımıyla dikkatleri hemen üstüne topluyor. Oldukça dinamik ve şık bir tasarıma sahip olan i30’un ön tasarımında bulunan çift radyatör ızgarası girişi, kaput ve A-sütunlarına kadar uzanıyor. Hyundai i30’un arka tasarımı da, ön ve yan tarafta bulunan biçimli hatları yansıtıyor. Radyatör ızgaralarından ve kaputtan başlayıp aracın arkasına kadar uzanan karakter çizgisi, büyük stopların ve spoylerin bulunduğu bagaj kapağı hatlarının da aynı şekilde arka tampona kadar devam etmesini sağlıyor. Ama aracın arka kısmının ünlü bir Alman markanın modeline benzediğini de söylemeleyim.
AVRUPALILARIN ARADIKLARI
Hyundai i30’un dış tasarımındaki dinamik çizgiler kabin içinde de devam ediyor. Hyundai Avrupa Tasarım Merkezi’ndeki yetkililer, i30’un kabin içi tasarımını oluştururken özellikle Avrupalı tüketicilerin bu segmentteki bir araçta görmek istedikleri ekipmanları; ergonomik ve kullanışlı tasarımla bir araya getirmiş. Açıkçası aracın içi dışından çok daha özgün olmuş. Özellikle gösterge panelini çok beğendiğimi söylemeliyim. Malzeme kalitesi de oldukça iyi.Araçta dikkat çeken diğer bir yenilik ise USB ve harici bağlantı girişleri. Son dönemlerin popüler taşınabilir cihazlarından iPod ve benzeri MP3/müzikçalarlar i30'a rahatlıkla bağlanabiliyor. Tüm i30 modellerinde 60/40 oranında katlanabilen ve düz bir zemin oluşturan arka koltuklar bulunuyor. i30’un 340 litrelik bagaj hacmi, tüm koltuklar tamamen yatırıldığında 1250 litreye kadar büyütülebiliyor.Hyundai i30 hakkında kafamda oluşan en büyük soru işareti ise fiyatı. Orta sınıfta bir çok modelle rekabet yaşayacağı düşünülürse i30'un 33 bin 900 YTL'den başlayan fiyatı bana biraz yüksek geldi. Bunu Hyundai yetkililerine sorduğumuzda 'Ama sahip olduğu özellikler rakiplerinden çok daha fazla' cevabını aldım. Türkiye'de otomobil satın alırken önce fiyatına bakıldığını unutmamak lazım. Donanım ve özellikler sonradan geliyor. Bekleyip göreceğiz.
1.6 LİTRELİK 3 MOTOR
3 Hyundai i30 Türkiye'de 1.6 litre hacminde ikisi dizel 3 farklı motor seçeneğiyle piyasaya sunuldu. Sadece benzinli motorda otomatik vites seçeneği yer alırken, dizel motorlar şimdilik sadece manuel vitesli olarak satılıyor. Ama Kasım ayında 115 beygirlik yani bu hafta test konuğum olan dizel motorlu i30'da otomatik vites seçeneğine kavuşacakmış. 1.6 CRDi-VGT dizel motor 4000 d/d'de 115 beygir maksimum güç ve 1900 ile 2750 d/d arasında 26 kgm maksimum tork üretiyor. 188 kilometre maksimum hıza çıkan aracın 0-100 kilometre hızlanması ise 11.6 saniye. 100 kilometredeki ortalama tüketimi ise sadece 4.7 litre. i30'un açıkçası bu motor seçeneği beni benzinli motordan daha fazla etkiledi.
YEPYENİ İSİM STRATEJİSİ
Aracın başka bir özelliği ise ismi. Hyundai, bundan böyle geliştireceği tüm modellerinde hem harf hem rakamdan oluşan bu tip isimler kullanacak. Mesela yeni Getz yerine i20 diyecek. İşte bu da bana çok özgün gelmedi. Avrupa'da çok satmak acaba benzer isimler veya tasarımamı dayalı. Tüm Avrupa’da 2006 yılında yaklaşık 4 milyon adetlik satışın gerçekleştiği ve toplam pazardan yüzde 19 pay alan C-Segmenti’nde yer alan i30'un işi bir hayli zor. Hyundai’yi Türkiye’de bu segmentte ilk kez temsil edecek olan ve 2007 yılı sonuna kadar 1500 adet satılması planlanan i30’un, sahip olduğu özellikler sayesinde Hyundai’ye yeni müşteriler kazandıracağı açık. Gelelim aracın özelliklerine. Hyundai i30, ilk bakışta köşeli hatlarıyla birlikte yuvarlak çizgileri bir araya getiren modern tasarımıyla dikkatleri hemen üstüne topluyor. Oldukça dinamik ve şık bir tasarıma sahip olan i30’un ön tasarımında bulunan çift radyatör ızgarası girişi, kaput ve A-sütunlarına kadar uzanıyor. Hyundai i30’un arka tasarımı da, ön ve yan tarafta bulunan biçimli hatları yansıtıyor. Radyatör ızgaralarından ve kaputtan başlayıp aracın arkasına kadar uzanan karakter çizgisi, büyük stopların ve spoylerin bulunduğu bagaj kapağı hatlarının da aynı şekilde arka tampona kadar devam etmesini sağlıyor. Ama aracın arka kısmının ünlü bir Alman markanın modeline benzediğini de söylemeleyim.
AVRUPALILARIN ARADIKLARI
Hyundai i30’un dış tasarımındaki dinamik çizgiler kabin içinde de devam ediyor. Hyundai Avrupa Tasarım Merkezi’ndeki yetkililer, i30’un kabin içi tasarımını oluştururken özellikle Avrupalı tüketicilerin bu segmentteki bir araçta görmek istedikleri ekipmanları; ergonomik ve kullanışlı tasarımla bir araya getirmiş. Açıkçası aracın içi dışından çok daha özgün olmuş. Özellikle gösterge panelini çok beğendiğimi söylemeliyim. Malzeme kalitesi de oldukça iyi.Araçta dikkat çeken diğer bir yenilik ise USB ve harici bağlantı girişleri. Son dönemlerin popüler taşınabilir cihazlarından iPod ve benzeri MP3/müzikçalarlar i30'a rahatlıkla bağlanabiliyor. Tüm i30 modellerinde 60/40 oranında katlanabilen ve düz bir zemin oluşturan arka koltuklar bulunuyor. i30’un 340 litrelik bagaj hacmi, tüm koltuklar tamamen yatırıldığında 1250 litreye kadar büyütülebiliyor.Hyundai i30 hakkında kafamda oluşan en büyük soru işareti ise fiyatı. Orta sınıfta bir çok modelle rekabet yaşayacağı düşünülürse i30'un 33 bin 900 YTL'den başlayan fiyatı bana biraz yüksek geldi. Bunu Hyundai yetkililerine sorduğumuzda 'Ama sahip olduğu özellikler rakiplerinden çok daha fazla' cevabını aldım. Türkiye'de otomobil satın alırken önce fiyatına bakıldığını unutmamak lazım. Donanım ve özellikler sonradan geliyor. Bekleyip göreceğiz.
1.6 LİTRELİK 3 MOTOR
3 Hyundai i30 Türkiye'de 1.6 litre hacminde ikisi dizel 3 farklı motor seçeneğiyle piyasaya sunuldu. Sadece benzinli motorda otomatik vites seçeneği yer alırken, dizel motorlar şimdilik sadece manuel vitesli olarak satılıyor. Ama Kasım ayında 115 beygirlik yani bu hafta test konuğum olan dizel motorlu i30'da otomatik vites seçeneğine kavuşacakmış. 1.6 CRDi-VGT dizel motor 4000 d/d'de 115 beygir maksimum güç ve 1900 ile 2750 d/d arasında 26 kgm maksimum tork üretiyor. 188 kilometre maksimum hıza çıkan aracın 0-100 kilometre hızlanması ise 11.6 saniye. 100 kilometredeki ortalama tüketimi ise sadece 4.7 litre. i30'un açıkçası bu motor seçeneği beni benzinli motordan daha fazla etkiledi.