Fazıl Say keşke açılışımızda çalsa
Güncelleme Tarihi:
Merkezi Paris’te bulunan Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu (FIDH), 38’inci Kongresi’ni 23-27 Mayıs tarihlerinde İstanbul’da topluyor. Dünyanın 165 ülkesinde örgütlü FIDH, 400’ü dünyadan 100’ü Türkiye’den gelen 500 insan hakları örgütü temsilcisiyle, dünyanın değişen insan hakları sorunları ve bunlara çözüm önerilerini tartışacak.
Federasyonun ilk kadın başkanı Tunus kökenli Süheyr Belhassen, “Türkiye tüm Müslüman ülkeler için çok önemli örnek” diyor. Belhassen, “Kürt sorununda barış girişimi bizi heyecanlandırıyor. Ama Türkiye, Pınar Selek ve Fazıl Say gibi dosyalarda ciddi yara alıyor. Fazıl Say keşke bizim Kongre’mizin açılışında çalsa” dedi. Belhassen, bugün Ankara’da hükümet üyeleri ile görüşerek, Başbakan Tayyip Erdoğan’a da talepleri içeren bir mektup iletecek.
Belhassen ile Paris’te FIDH merkezinde görüştük.
- Neden İstanbul?
Bu sene genel kurulumuzu İstanbul’da yapıyoruz. Tunuslu bir başkan olarak İstanbul benim için her zaman anlamlı. Kürt sorunu konusunda atılan büyük adımın ardından Türkiye’ye gitmek çok büyük bir şans. Kongre boyunca kurulacak atölyelerde Arap devrimi, hukuk devleti reformları, Kürt açılımı, ekonomik ve sosyal haklar, kadınlar, azınlıklar, eşcinsel hakları, bireysel özgürlükler (dernek özgürlüğü, ifade özgürlüğü...) tartışılacak.
- Sizde nasıl bir Türkiye imajı var?
Türkiye örneği önemli bir örnek. Bir yanda laik ve demokratik cumhuriyet, bir yanda güçlü bir liberal ekonomi, bir yanda da İslami-muhafazakar bir hükümet. Ve çok iyi işleyen bir model. Türkiye G20’nin üyesi, AB’ye ve BM Güvenlik Konseyi’ne aday. Sanıyorum Türkler bile ne kadar önemli bir örnek olduklarının yeterince farkında değiller. Ekonomisi büyüyor, idam cezasını kaldırdı, eşcinsel hakları savunuluyor. İsrail Başbakanı Netanyahu, ensesinde Obama’nın eliyle de olsa özür diledi. İşte böyle bir Türkiye var bugün. Ama elbette eksikleri de var.
- Eksikleri neler?
Pınar Selek, Fazıl Say, tutuklu gazeteciler, ifade özgürlüğü... Örneğin bu kadar değerli bir sanatçı olan Fazıl Say’a yapılan kabul edilebilir değil. İnsanlar sözlerinden dolayı yargılanmamalı. Bunlar Türkiye’nin kapasitesini ve imajını yaralıyor. Büyük dosyalarda büyük başarılar, son derece basit dosyalarda bu kadar hatalı adımlar atılıyor. Bunlara son verecek yasal düzenlemeler yapılmalı. Türkiye savaş suçlularının Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde (CPI) yargılanmasını içeren Roma Sözleşmesi’ni de imzalamalı. Bu bizim için gerçekten önemli. Ankara’da bugün İnsan Haklarından Sorumlu Bakan Beşir Atalay ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile görüşeceğiz. Başbakan’a iletilmek üzere bir mektup hazırlıyorum.