Güncelleme Tarihi:
Erdoğan şairleri karıştırdı / Video
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan’ın dün Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile birlikte katıldığı 6. Uluslararası Türk Dil Kurultayı’nda bir "şiir kazası" yaşandı. Erdoğan, açılış konuşmasının başında dün toprağa verilen ünlü şair Fazıl Hüsnü Dağlarca’yı andı. Erdoğan, Dağlarca için, "Türkçemizin abideleşmiş şairi, sadece şiir solumuş, Türkçe’nin zengin imkánlarıyla bu topraklarda bir nehir gibi akıp gitmiştir" dedi.
Dahasonra, Dağlarca’nın mısralarıyla dünya şiir tarihinde eşi görülmemiş bir birikim bıraktığını belirten Erdoğan, "İnanıyorum ki zarif şiiri, temiz Türkçesi ile Dağlarca’nın sesi yüzyıllar boyu bu dağlarda, bu ovalarda, bu şehirlerde yankılanacak, gelecek nesilleri aydınlatmaya devam edecektir" dedi. Erdoğan, bu sözlerinin ardından da Dağlarca’ya ait olduğunu belirterek, "Sanat" adlı şiiri okudu. Ancak, Erdoğan’ın tamamını okuduğu şiirin Dağlarca’ya değil, Faruk Nafiz Çamlıbel’e ait olduğu ortaya çıktı.
Şiirden hapis
Erdoğan’ın, 12 Aralık 1997’de seçim çalışması için gittiği eşi Emine Erdoğan’ın memleketi Siirt’teki konuşmasında okuduğu şiir nedeniyle de başı derde girmişti. Erdoğan, bu şiirdeki, "Minareler süngü kubbeler miğfer / Camiler kışlamız müminler asker" dizeleri nedeniyle Diyarbakır DGM’de yargılandı. Erdoğan, TCK’nın daha sonra kaldırılan 312. maddesi uyarınca, "Halkı din ve ırk farkı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmekten" mahkûm oldu. Bu mahkûmiyet yüzünden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevine de son verilen Erdoğan, dört aylık hapis cezasını da dokuz yıl önce Pınarhisar Cezaevi’nde çekti.
Erdoğan, kurultay konuşmasında da Atatürk’ün Nutuk’unu, Mehmet Ákif Ersoy’un Safahat’ını anlamakta güçlük çeken nesillerin, medeniyet iddiasındaki herkesi düşünceye sevketmesi gerektiğini söyledi.
Türkçe endişesi
Erdoğan, "Üzülerek söylüyorum ki, dilimiz hoyrat bir saldırı ile yüzyüzedir. Medya ve sanal álemin kontrolsüzlüğü, dilimiz Türkçenin ve diğer dillerin geleceği açısından kaygı vericidir" dedi. Konuşmasının başında Dağlarca’yı anan Erdoğan, Türk diline büyük katkı yapan yazar ve şairleri sayarken Názım Hikmet, Orhan Veli, Attila İlhan, Necip Fazıl, İsmet Özel, Adalet Ağaoğlu, Orhan Pamuk, Yaşar Kemal ve Orhan Kemal’den de söz etti. Erdoğan, konuşmasının ardından 617 bin sözcüklük sanal Büyük Türkçe Sözlüğü de internette kullanıma açtı. Cumhurbaşkanı Gül de, Türk diline katkıları nedeniyle liyakat nişanıyla ödüllendirilen yabancı bilim adamlarına ödül verdi.
BAŞBAKAN'IN OKUDUĞU ŞİİR
Sanat
Yalnız senin gezdiğin bahçede açmaz çiçek,
Bizim diyarımızda bin bir baharı saklar!
Kolumuzdan tutarak sen istersen bizi çek
İncinir düz caddede dağda gezen ayaklar
Sen kubbesinde ince bir mozaik ararda
Gezersin kırk asırlık mabedin içini
Bizi sarsar bir sülüs yazı görsek duvarda,
Bize heyecan verir bir parça yeşil çini
Sen raksına dalarken için titrer derinden
Çiçekli bir sahnede bir beyaz kelebeğin
Bizimde kalbimizi kımıldatır derinden
Toprağa diz vuruşu dağ gibi bir zeybeğin
Fırtınayı andıran orkestra sesleri
Bir ürperiş getirir senin sinirlerine,
Istırap çekenlerin acıklı nefesleri
Bizde geçer en yanık bir musiki yerine
Sen anlayan bir gözle süzersin uzun uzun
Yabancı bir şehirde bir kadın heykelini,
Biz duyarız en büyük zevkini ruhumuzun
Görünce bir köylünün kıvrılmayan belini...
Başka sanat bilmeyiz karşımızda dururken
Yazılmamış bir destan gibi Anadolumuz
Arkadaş, biz bu yolda türküler tuttururken
Sana uğurlar olsun... ayrılıyor yolumuz
(Faruk Nafiz Çamlıbel)
BAŞBAKAN İÇİN ÖRNEK DAĞLARCA ŞİİRİ
Ağır Hasta
Üfleme bana anneciğim korkuyorum
Dua edip edip, geceleri.
Hastayım ama ne kadar güzel
Gidiyor yüzer gibi, vücudumun bir yeri.
Niçin böyle örtmüşler üstümü
Çok muntazam, ki bana hüzün verir.
Ağarırken uzak rüzgarlar içinde
Oyuncaklar gibi şehir.
Gözlerim örtük fakat yüzümle görüyorum
Ağlıyorsun, nur gibi.
Beraber duyuyoruz yavaş ve tenha
Duvardaki resimlerle, nasibi.
Anneciğim, büyüyorum ben şimdi,
Büyüyor göllerde kamış.
Fakat değnekten atım nerde
Kardeşim su versin ona, susamış.
Fazıl Hüsnü Dağlarca