Fay hattı tartışması, rant kavgasından

Güncelleme Tarihi:

Fay hattı tartışması, rant kavgasından
Oluşturulma Tarihi: Haziran 26, 2006 14:26

Denizli Belediyesi, Pamukkale Üniversitesi ve Erdem Yer Bilimleri Şirketi'ni karşı karşıya getiren fay hatları tartışmasının altında yatan nedenin, belediyeden kat artırımı bekleyen 50 arsa sahibi ve müteahhit olduğu ortaya çıktı.

Haberin Devamı

Pamukkale Üniversitesi'nin 4 yıl önce bir yıl süren çalışmayla hazırladığı ‘Denizli'nin Jeolojik Haritası’nda 14 fay hattının olduğu belirtilmişti. Erdem Yer Bilimleri Şirketi tarafından hazırlanan son raporda ise PAÜ'nün yaptığı çalışmada belirtilen 14 hattan 11'inin hiç olmadığı, 3 fay hattının ise aktif olmadığı vurgulanınca, Denizli'de fay hattı tartışması başlamıştı.

Her iki çalışmayı da Afet İşleri Genel Müdürlüğü onaylarken, Erdem Yer Bilimleri Şirketi tarafından hazırlanan raporun Denizli Belediyesi'nin isteğiyle değil, ilk rapora göre 3 kat sınırlaması getirilen bazı bölgelerde arsası ve inşaatı bulunan vatandaşlar ve müteahhitler tarafından hazırlatıldığı ortaya çıktı. Raporun Afet İşleri Genel Müdürlüğü'nün onayından sonra, valilik kanalıyla Denizli Belediyesi'ne gönderildiği anlaşıldı.

ALTINDAN RANT MÜCADELESİ ÇIKTI

4 yıldan bu yana 3 kat ruhsat verilen arsa ve inşaatların sahibi kişi ve müteahhitlerin kat artırımı alamayınca, konuyu belediyeye aktarıp, kendilerinin rapor hazırlatılması halinde dikkate alınıp alınmayacağını sorduğu, olumlu yanıt alınması üzerine kendi olanaklarıyla yeni rapor hazırlattıkları belirlendi. Denizli Belediye Başkanı Yardımcısı Şamil Çınar, konuyu doğrulayarak İmar Müdürlüğü'nde bu nedenle bekleyen 50'ye yakın dosya olduğunu söyledi. Çınar'ın açıklamasıyla fay kavgasının altından da rant mücadelesi çıktı.

İki rapor arasında fay sayısı ve aktiflikleri yönünde ciddi farklar olması ve konunun basında geniş yer bulması üzerine, kurumlar arasında gerginlik başladı. Gerginliğin giderilmesi için Denizli Belediyesi'nde basın toplantısı düzenlendi. Belediye Başkan Yardımcısı Şamil Çınar, Pamukkale Üniversitesi'nin raporunu hazırlayan ekiple birlikte açıklama yaptı. PAÜ'nün hazırladığı raporun bilimsel olmadığını söyleyen Afet İşleri Genel Müdürlüğü Sismoloji Şubesi eski müdürü ve Erdem Yer Bilimleri Şirketi'nin hazırladığı raporun danışmanı Dr. Ramazan Demirtaş, toplantıya yazılı açıklama gönderdi.

Toplantı gergin bir havada geçerken, Belediye Başkan Yardımcısı Şamil Çınar, iki raporun çelişmediğini, birbirini tamamladığını belirterek, basında yer alan haberlerin Denizli Belediyesi ile PAÜ’yü karşı karşıya getirmeyi amaçladığını, üniversitenin çok değerli bir çalışma gerçekleştirdiğini, ikinci çalışmanın da bunu yok saymadığını, bilimsel tartışmasının ise ayrı bir platformda yapılabileceğini söyledi.

50 DOSYA KAT ARTIRIMI BEKLİYOR

Yetkili bir kurum tarafından onaylanan rapora uymak zorunda olduklarını anlatan Başkan Yardımcısı Çınar, “Raporlar, birbirini yok sayan, kötüleyen raporlar değil. Her ikisini de değerlendireceğiz. Uzmanlara inceleteceğiz, onay veren makamla görüşeceğiz. Tüm bunların sonunda da bir karar vereceğiz” dedi. Çınar, bu görüşmelerden alınacak sonuca kadar kat artırımı bekleyen 50 dosyanın da beklemeye alınacağını belirtti.

Denizli şehir merkezi jeolojik ve jeoteknik etüt çalışmasında, PAÜ ve Süleyman Demirel Üniversitesi’nden 25 bilim adamının görev aldığını, imar planlarına esas olacak 1/25000 ve 1/2000 ölçekli jeoloji haritalarının hazırlandığını anlatan Prof. Dr. Halil Kumsar ise, özel şirketin kepçeyle derinliği 0,5 ile 4 metre arasında değişen çukurlar açtığını ve onları fay hendekleri olarak lanse ettiğini ileri sürdü. Prof. Dr. Kumsar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Raporu okuduk, bizim böyle bir şeyi kabullenmemiz mümkün değil. Biz her çalışmayı haritalar bazında verilere aktardık. En az 10 haritayı binlerce kez üst üste çakıştırarak verilerin dağılımlarını, verilerdeki anomoli değişikliklerini bir araya getirip fayların yorumlarını yaptık. Mühendislikte her zaman fay yapısını gözünüzle görmeniz mümkün değildir. Zaten olay sadece fay var mı, yok mu sorunu değildir. Fayın hareketini, hareket noktasını çözmek oldukça büyük maliyetler isteyen bir çalışmadır. Bilimsel çerçevede yapılması gereken özel numune alımı ve deney sonuçlarını içeren bir çalışmadır. Eğer bu çalışmaları böyle yapmazsanız, yaptığınız çalışma havadır.”

Çalışmayı yapan ekibin cebine bir kuruş para girmediğini anlatan Prof.Dr. Kumsar, “Sadece bu üniversitede görev yapmanın, bu ilde yaşamanın sorumluluğunu duyarak hizmet vermek için bu çalışmayı yaptık” diyerek “Deney sonuçları elde ettiğimiz bulguları birer birer kanıtlamaya hazırız. Aksine düşünceler varsa, o kişilerin ortaya çıkıp bunları tartışmaları gerekir” diye konuştu.

‘RAPORUMUZUN SONUNA KADAR ARKASINDAYIZ’

PAÜ’nün raporunu eleştiren Dr. Demirtaş’ın daha önce sunmuş olduğu bir bildiride, “Denizli’de binlerce fay, Gökpınar Barajı'nda kesişmektedir” dediğini iddia eden Prof. Dr. Kumsar, “Eğer baraj bölgesinde binlerce fay kesişiyorsa, burada 3 fay çıkarmışlarsa, geriye kalan 997 fay nerede? İnsanlar vermiş oldukları beyanatlara dikkat etsinler. Emek ürünü olan çalışmaları çiğnemeye çalışmasınlar. Biz raporumuzun sonuna kadar arkasındayız” dedi.

Toplantıya kendi imzasını taşıyan yazılı açıklama gönderen Dr. Ramazan Demirtaş ise, basında yer alan sözlerin kendisine ait olmadığını, verdiği teknik bilgilerin hoş olmayan bir üslupla kaleme alındığını söyledi. Aktif faylar ve aktif faylar etrafında tampon bölge oluşturma esaslarının Türkiye'de çok tartışılan, özel uzmanlık gerektiren bir alan olduğunu belirten Dr. Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu belirsizlikler ve yeterli bilgi birikiminin olmaması nedeniyle Denizli'deki gibi Türkiye'nin birçok ilinde Afet İşleri Genel Müdürlüğü tarafından da uygun görülmüş farklı ve yeni raporlar bulunmaktadır. Bu tür uygulamalar son derece normal olup yer bilimleri ve özellikle fay araştırmalarının doğasında bulunmaktadır.

Bu nedenle PAÜ tarafından hazırlanan rapor, 2000 yıllarındaki bakış açısı ve ağırlıklı jeofizik olarak hazırlanmış ve kendi içinde tutarlı olduğu için uygun görülmüştür. Erdem Yer Bilimleri'nin hazırladığı 13 Mart 2006 tarihli rapor ise PAÜ tarafından hazırlanan rapordaki eksikleri giderecek, yeni veriler ışığında farklı yöntemlerle (paleosismolojik) hazırlanmış, PAÜ tarafından aktif olmadıkları belirtilen, ancak aktif olma olasılığının var olduğu iddia edilen fayların aktif olmadığını sonucuna varmıştır.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!