Fatma Girik'i dövdüm 3 bin lira kazandım

Güncelleme Tarihi:

Fatma Giriki dövdüm 3 bin lira kazandım
Oluşturulma Tarihi: Mart 06, 2001 00:00


Yener SÜSOY
Haberin Devamı

Türk sinemasının en sevilen aktörlerinden Hüseyin Baradan'da anılar o kadar çok ki. En yakın arkadaşladrıyla ilgili kimisi komik, kimisi dramatik anılar... Ünlü sanatçı, bunları hatılarken bazen hüzünleniyor, bazen de sinirlenip dersler çıkarıyor...

Memduh ‘Vur’ dedi vurdum, Fato iki seksen bayıldı

Fatma çok enteresan bir arkadaşımızdır, erkek Fatma. Memduh Ün yönetmen. Erenköy'de bir köşkte Tamer Yiğit'le ‘‘1'e 10 Vardı’’ filmini çekiyoruz. Memduh ‘‘Kavga sahnelerini çekmekten nefret ediyorum’’ dedi. Ben de ‘‘İzin ver ben çekeyim’’ dedim. Tamer'le biz bir kavgaya başladık, iki gün kavga çektik. Bu arada benim Fatma'ya bir tokat atmam lazım. Memdun bağırıyor ‘‘Vur’’ diye, Fatma da aynen ısrar ediyor. Tokatı patlatınca Fatma'dan ‘‘Anneciğim’’ diye ses geldi, iki seksen bayıldı. Fato'yu ayıltmak için uğraş babam uğraş. Filmden 3 bin lira alacağım. Memduh bu paranın yanında bir zarf daha uzatıp ‘‘Bu kavgada gösterdiğin porformans için’’ dedi. Zarf açtım, 3 bin lira daha.

Türkan Şoray tırnağıyla kazdı

Türkan Şoray bugünlere kıçını başını açarak değil, tırnaklarıyla kaza kaza geldi. Başarısında Rüçhan Adlı'nın da büyük payı vardır. Kibarlığıyla da ünlü Rüçhan, sabahları bahçeden topladığı yaseminleri tek tek çam iğnelerine dizip uyumakta olan Türkan'ın yastığına bırakırmış. Hem de ‘‘Sultanım seni uyurken melekler gibi bıraktım’’ diye notlar bırakarak. Türkan anasından çok çekti. Çılgın Meloş bu kızına ne ezalar yapmadı.

Gırtlak kanserini yendim

50 sene sigara içtim, önce Bafra, sonra da Meltepe. Bundan 11 sene önce öksürük falan derken ses kısıklığı başladı. Muayeneler, kontroller derken gırtlak kanseri olduğum ortaya çıktı. İzmir'den mahalle arkadaşım Prof.Dr. Orhan Cura beni ameliyat etti. Allaha şükür sesi kaybetmeden işi bitirdik. Sigara tiryakiliğinin çok kötü bir şey olduğunu bırakınca anlıyor insan. 11 sene oldu hálá ifrazat çıkartıyorum. Konak Hastanesi'nin penceresinden Maltepe sigarısı ile Zippo çakmağımı fırlatıp attım, atış o atış. O günden beri ne özledim, ne imrendim.

Özel bıyık tarağı

Hüseyin Baradan'ın alameti farikası haline gelen bıyığı, özel tarak ve makasla ‘‘Salvador Dali’’ tarzına getiriliyor. Ünlü sanatçı her gün itina ile bıyığını tarıyor. Baradan, bıyığına hiçbir zaman yağ ya da jöle gibi bir madde sürmemiş. Arkadaşımız Yener Süsoy, efsane bıyığı, taramayı denedi.

Sami Hazinses’e üzülmüyorum

Orhan Günşiray burnundan kıl aldırmazdı. Atıf Yılmaz'la kurdukları film şirketinin yazıhanesine girdiğimde tokat yemiş gibi olmuştum. Amerikan barından yatak odalarına, altın kaplı musluklarından küvetlerine kadar. Orhan dağda çalışırken atıyla, denizde çalışırken yatıyla gelirdi. Kendisinden önce bir Migros kamyonu gibi bir araba gelirdi. Ben gazla çalışan buzdolabını hayatımda ilk defa onda gördüm. İçinde bir garson, tenteler geriliyor, şezlonglar kuruluyor. Orhan geldiğinde bunların hepsi hazır. Ne oldu, yürümedi. Bugün herkes Sami Hazinses'e üzülüyor, ben üzülmüyorum. Çünkü Sami bugünlerini kendisi hazırladı. Tıntın cahil bir arkadaşımızdı, ayıp değil. Sabahları Reşit'in kahvesine koltuğunun altında Cumhuriyet'le gelir, kahvesini içer. Marlboro sigarasını tellendirirken gazeteyi ters tutar. O zaman Marlboro içmek ne demek? Sonra da Beyoğlu sokaklarında bilmem ne delikanlıların peşinde koşturur. Ev yok, bark yok, anne baba, karı yok. Havadan kazandı, tavada yedi. Öztürk Serengil ailece görüştüğümüz en yakın arkadaşımdı. Akşamüstü bırakırdık onu kahvede okeyin başında, sabahleyin gelirdik yine aynı masada. Öztürk'ün kazandığı parayı Türkiye'de çok az kişi kazanmıştır. Gecede 15 işyeri dolaşırdı, her biri 750 bin liradan, hatırla Yener. Tuttu Osmanbey'de gece kulübü açtı, plaklar yaptı, kendi hesabına film çekti, Seren'i üç yaşında sahneye çıkardı. Adamın bütün hayatı vermekle geçti.

Balık çorbasının kralını yaparım

Türkiye'de hiç kimse benden iyi balık çorbası yapamaz. Aynı şekilde ata binmekte de çok iddialıyım.

İzmir'in en iyi foto muhabirleri benim yanımda yetişti, onlarla iftihar ediyorum. İşte Gazanfer Karpat, Celal Yılmaz, Mehmet Ali Okumuş, Levent Bimel, Ateş Akkor, Timuçin Tüliz.

Anthony Quinn'in bütün rollerini oynamak isterdim, özellikle Çağrı'daki rolünde.

Bugün sinema fiyatları çok pahalı. Üç kişi gitsen en azından 15 milyon. Benim çoçuklarım, torunlarım sinemaya gidemiyor. Ayrıca filmin prodüktörü parasızsa altı ay sonra filmi televizyonda seyrediyorsun.

Sinema Türkiye'de Amerikalıların eline geçti. Ben şimdi sinema açmaya kalksam film bulamam, ille gidip Amerika'nın kucağına oturacaksın ki sana hafta versin.

Her akşam 2 duble, 1 tek rakı

Ramazan, kandil hariç, evvel ezel her akşam iki duble ve bir tek rakı içerim. Bir büyük şişe rakı dört gecede biter. Bugüne kadar kimse beni sarhoş görmemiştir, sarhoşla oturmam zaten.

Her gece en geç 22.30'da yatarım, sabah 06,15'de kalkarım. Buna tatil günleri, bayramlar dahil.

Halk kötü adamı daha çok sever

Sinemada kötü adamı halk daha çok sever. Ortada çoçuk olayı varsa, genç kızın ırzına geçiyorsa ona sevmez. Ben bu rolleri hiç oynamadım. Filmde kadına saldırdım, tokatladım, gözü şişti, ama asla şalvarını çıkarmadım. Aslında ben kavga etmesini sevmem, çünkü bir şey getirmez. Yok eğer döversem okşasın diye değil, acısın diye döverim. Ben piyasaya geldikten sonra Ahmet Tarık Tekçe ve Öztürk Serengil kötü adamlığı bırakıp komediye döndüler. Benden sonra Hayati Hamzaoğlu geldi. Sonlara doğru ben de iyi adam oynamaya başladım, mesela ‘‘Hüseyin Baradan Çekilin Aradan’’da altın yürekli çöpçüydüm. Bir gün İstiklal Caddesi'nde yürürken kadınının biri kafama çantasıyla vurdu. Meğer benim filmimi seyretmekten geliyormuş. ‘‘Ulan içerde kıza neler yapıyordun eşşoğlueşek’’ diyerek çantasını geçirdi. Saray Muhallebicisi'nde kadına salep ısmarlayıp bu rollerin yalan olduğunu anlattım.

Orhan Elmas'ın kol düğmeleri

Bugün perişanlık çeken sinemanın eski ünlüleri, zannettiler ki bu çeşme hep öyle akacak. Paraları suyunu çektiğinde, sinema bozulduğunda başlarına gelecekleri düşünmediler. Orhan Elmas'ın her kol düğmesinde ayrı saat vardı, nerede şimdi?.. Üç kazanılan yerde üç de yenir, dört kazanıldığı yerde biri durur. Ben bunu uygulamaya çalıştım, ancak oğluma ve kendime birer daire alabildim. Yaramaz adamları yanıma almadım, almam. Benim fazla arkadaşım yoktur, çok seçerim. Şimdi çıkıp on tane meyhane dolaşsam, cebimden kırk para çıkmadan zurna gibi eve dönerim. Gitmem, bir günden bir güne beni kimse meyhanede görmemiştir. Param varsa, keyfim yerindeyse bütün sülalemle giderim. 45 yıllık eşim Hayriye'me çok şeyler borçluyum. Evime geldiğimde daima mükellef hazırlanmış rakı soframı, çekmecemde tertemiz yıkanmış çamaşırımı bulurum. Gözüm hiçbir şekilde dışarda kalmadı. Ayda en az dört kere Zeki Müren'li Maksim Gazinosu'nda yemek yerdi. Ben üç beş arkadaşımı alıp Zurnik efendinin evinde gitmedim, çünkü gerek hissetmedim. Çapkınlık mapkınlık benim kitabımda hiç yer almadı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!