Fatima kamplara hiç gelmemiş

Güncelleme Tarihi:

Fatima kamplara hiç gelmemiş
Oluşturulma Tarihi: Eylül 24, 2011 00:00

Hürriyet, Şam Yönetimi’nin Suriyeli kadınların tecavüze uğradığını iddia ettiği Hatay’daki çadırkentlere gidip yönetici ve kamp sakinleriyle konuştu. Kamp yöneticileri, tecavüz iddiasını ortaya atan Fatima Amene isimli kadının hiç kamplara gelmediğini belirtti. Kışa hazırlanan kamp sakinleri de böyle bir iddiayı duymadıklarını, kadını da tanımadıklarını anlattı.

SURİYE rejiminin Fatima adlı Suriyeli bir kadına dayandırdığı ‘tecavüz’ iddialarının ardından Hatay’daki çadır kentlerin kapısı ilk kez Hürriyet’e açıldı. Suriye devlet televizyonu ve resmi haber ajansı Sana’da “Kamptaki bazı kişiler, bana ve gözlerimin önünde komşum ve iki kızım Fatima ile Vafa’ya da tecavüz ettiler” iddiasını ortaya atan Fatima Amene isimli kadının ise kamplarda hiç kalmadığı ortaya çıktı.
/images/100/0x0/55ea8b33f018fbb8f886e157


Yayladağı Kampı sakinleri de Suriye’de iddia edilen tecavüz ya da şiddete yönelik hiçbir olayın olmadığını, böyle bir iddiayı duymadıklarını, kadını görmediklerini söylediler.

‘Kara propaganda bu’

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ABD’den döndüğümde ilk iş olarak gidip göreceğim dediği çadırkentlere giren Hürriyet, hem kamplardaki mevcut durumla ilgili, hem de bu iddiaların ne derece doğru olup olmadığı konusunda nabız tuttu. Suriye basınında yer alan ‘tecavüz’ iddiaları, kampı yönetenleri oldukça üzmüş. Biraz da Suriye makamlarına karşı öfkelendirmiş. Yaptıkları araştırmada, tecavüz iddialarıyla ilgili Suriye basınında adı geçen Meryem Martini, Vafa Amene, Fatima Amene adlı kadınların isimlerine rastlamamış.
Bu nedenle kamp yetkilileri, ortaya atılan iddiaların tamamen ‘karalama kampanyası’ndan ibaret olduğunu söylüyorlar. Yayladağ Kaymakamı Tolga Polat ve kamp müdürleri adı geçen kadınların akrabası olduğunu belirten bir kişinin bizzat mektup yollayarak, bu kadınların Türkiye’ye gelmediklerini dile getirdiğini söylüyor.

Eğitim ve sağlık hizmeti

Yayladağı’nda iki ayrı alanda çadırkent oluşturulmuş ve toplam 3 bin 798 kişi bulunuyor. Hürriyet’e bu ziyarette, Yayladağ Kaymakamı Tolga Polat, Dışişleri Bakanlığı Hatay Görev Gücü Temsilcisi Suphi Atan ve kamp müdürleri Nejat Güleç ile Mehmet Güneş eşlik etti. 18 yataklı bir hastane kurulmuş ve
/images/100/0x0/55ea8b33f018fbb8f886e159
ambulans 24 saat bekletiliyor. 89 adet tuvalet ve 78 banyo var. Kamp yönetimi ‘misafirlerinin’ hizmetine 24 adet çamaşır makinesi sunmuş, ancak leğenlerde çamaşır yıkamakta ısrar edenler için de özel alanlar oluşturulmuş. Futbol, basketbol ve voleybol sporları için alanların da yaratıldığı kamplarda ‘açık hava sineması’ bile var.

18 binden 7 bine düştü

Mayıs başından beri Türkiye’ye doğru yaşanan yoğun göç bir ara 18 bin 199 kişiye kadar ulaşmış. Bugün, 6 ayrı çadır kentte, 7 bin 527 Suriyeli bulunuyor.

Bebeklerin adı Erdoğan

Sadece Yayladağ çadırkentinde, mayıs ayından bu yana 40’a yakın doğum olayının olduğu belirtildi. Kamp yönetimi, doğum yapan aileye ‘sevgi bohçası’ hazırlıyor ve içinde çeyrek altınla birçok hediyenin bulunduğu bir hediye sunuyor. Yetkililer birçok ailenin, doğan erkek çocuklarına, ‘Recep’, ‘Tayyip’ ya da ‘Erdoğan’ adını koyduklarını belirttiler. Yayladağ çadır kentinde ise bugüne kadar 3 kişi hayatını kaybetmiş. Biri Suriye’den ağır yaralı olarak Türkiye’ye kaçmayı başaran bir kişi, diğeri kalp yetmezliği ile hayatını kaybeden bir bebek ve sonuncusu da 80 yaşını aşmış olan bir kişi. Kamptaki Kızılay yetkilileri, bir ay içinde kış koşullarına uygun olan Mevlana Evleri’nin yerleştirileceğini belirttiler.

Esad’a öfke dinmiyor

Cuma öğle saatlerine rastlayan ziyaretimizde erkekler, cami haline getirilen bir binanın içinde, müftü Mehmet Güneş’in öncülüğünde namazlarını kıldılar ve namaz çıkışı, Esad aleyhine bir müddet sloganlar attılar. Suriyelilerde Esad ve Suriye rejimine yönelik öfke hâlâ canlılığını koruyor. Televizyonun bulunduğu bir çadır içinde biriken halk, Suriye televizyonunu izleyerek, gerek ülkelerinden, gerekse yakınlarından haber alma çabası içindeydiler. Bir çok Suriyeli, Suriye rejimine karşı tepkisini yüksek sesle dile getirdiler. Ayrıca sağladığı imkanlar ve yardımlar dolayısıyla Türk Hükümeti’ne ve halkına ‘Şükran’ duygularını dile getirdiler.

Zeyneb’in kafasını kesip derisini yüzdüler

SURİYE’deki isyanla bağlantılı olarak gözaltında ilk kez bir kadın öldü. Uluslararası Af Örgütü’nün dün yaptığı açıklamaya göre 18 yaşındaki Zeyneb el Hüsnü’nün cesedi, Humus şehrindeki morgda 13 Eylül’de ailesi tarafından bulundu. Zeyneb’in gözaltında ölen ağabeyi Muhammed’in cesedini teşhis için morga giden ailesi, kızlarının cesediyle karşılaştı. 27 Temmuz’da sivil giyimli güvenlik güçleri tarafından ağabeyinin teslim olmasını sağlamak için kaçırıldığı sanılan Zeyneb’in kafasının ve kollarının kesildiği, derisinin yüzüldüğü bildirildi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!