Güncelleme Tarihi:
Cezaevinden Silivri Devlet Hastanesi’ne gönderilen Fatih Hilmioğlu ileri tetkik için İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne sevk edildi.
HİLMİOĞLU’NUN KAZADA HAYATINI KAYBEDEN OĞLU BABASINA BÖYLE DESTEK VERMİŞTİ /HÜRRİYET TV
KİMSE GÖREVİNİ YAPMIYOR
“Cumhurbaşkanlığı konusu yanlış anlaşılıyor. Biz doğrudan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na müracaat ediyoruz af için. Konu Adalet Bakanlığı’na iletiliyor. Konu Adli Tıp Kurumu’na götürülüyor. Adli Tıp Kurumu’nun raporu Adalet Bakanlığı tarafından Cumhurbaşkanlığı’na sunuluyor. Bizim Adli Tıp Kurumu’na müracatımız var bir ay önce. O gelmedi ki. Adli Tıp Kurumu’nun raporu benim elimde olsa. Adli Tıp Kurumu sorun. Adli Tıp Kurumu doğru düzgün karar vermiyor. Benim kızdığım, bağırıp çağırdığım durum bu. Tarafsızlığını falan yitirmiş Adli Tıp Kurumu. Doğru düzgün rapor vermiş olsa Fatih Hilmioğlu çoktan tahliye olmuştu. Dışarıdaydı. Sorun Adli Tıp Kurumu’nda. Hastane raporları o kadar açık ki. Tereddüte düşmeden ‘Cezaevi şartlarında bu hastanın hayati tehlikesi var’ demesi lazım. Demiyor. Bilinçli olarak demiyor. O zaman üniversitelerin raporlarının bir anlamı kalmıyor. Mahkeme de diyor ki ‘İlle Adli Tıp Kurumu’ndan rapor isterim.’ Biz de diyoruz ki ADli Tıp Kurumu’nun raporu sizi bağlamaz. Ceza Genel Kurulu var. Üniversite raporları sizin için yeterli. Onlar da karar vermiyor. Kimse görevini yapmıyor. Sorun burada. Kimse görevini yapmıyor. Sorunun Cumhurbaşkanına çıkmasına gerek yok ki. “
TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ'NDEN HİLMİOĞLU RAPORU
Türk Tabipleri Birliği Bilimsel Araştırma Kurulu üyeleri, Prof.Dr. Fatih Hilmioğlu'nun ailesinin isteği üzerine sağlık durumuyla ilgili bilimsel bir rapor hazırladı. Hazırlanan rapor, İstanbul Tabipler Odası'nda düzenlenen basın toplantısıyla kamuoyuna açıklandı. Gastroenteroloji ve Hepatoloji Uzmanı Prof. Dr. Osman Cavit Özdoğan, Ceza ve Ceza Usul Hukuku Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Selami Mahmutoğlu, Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Ümit Biçer, Adli Tıp Uzmanı Dr. Ali Çerkezoğlu ve Anesteziyoloji ve Reanimasyon Uzmanı Dr. Ali Özyurt imzasını taşıyan rapor da Hilmioğlu'nda Hepatit B enfeksiyonundan kaynaklanan karaciğer sirozu, şeker hastalığı, intihar riski ve hipertansiyona rastlandığı ifade edildi.
Adli Tıp Uzmanı Dr. Ali Çerkezoğlu tarafından okunan rapora göre 2008 yılında hazırlanan ilk rapordan bu yana geçen 6 yılda cezaevlerinde yatan tutuklu ve hükümlü sayısının 96 binden 150 bine, hasta tutuklu ve hükümlü sayısının da 86'dan 526'ya çıktığı belirtildi. Raporun, Türk Tabipleri Birliği'nin görevlendirme yazısıyla hazırlandığını ifade eden Ali Çerkezoğlu, Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu hakkında düzenlenmiş tıbbi belgelerin incelenerek; sağlık durumu, hastalığın klinik seyri ve hapishane koşullarında kalmasının sağlığını ve yaşamını nasıl etkileyeceği konusunda bilimsel değerlendirme yapıldığını ifade etti.
KRONİK HEPATİT B ENFEKSİYONU ZEMİNİNDE GELİŞEN KARACİĞER SİROZU
Çerkezoğlu Hilmioğlu'na ait raporu "Kişiye ait tıbbi veriler hukuksal ve tıbbi çerçevede değerlendirilmiş olup, bu kişi de kronik Hepatit B enfeksiyonu zemininde gelişen karaciğer sirozu saptandığı, söz konusu hastalıkların ilerleyici nitelikte olduğu ve son MR incelemesinde şüpheli karaciğer kanseri lezyonu saptandığı, portal hipertansiyon ile bu tabloya eşlik eden özefagus varisleri ile portal gastropati olduğu, tip II Diabetes Mellitus (şeker hastalığı) saptandığı, kronik Majör Depresyon ve Suicid (intihar) riski nedeniyle yatarak tedavi görmesi gerekiyor" şeklinde açıkladı.
Ali Çerkezoğlu şöyle devam etti:
"Bu ilkeler kapsamında konu değerlendirildiğinde; 17 Nisan 2009 tarihinden bugüne yaklaşık 5 yıldır tutuklu bulunan ve bu süreç içinde 2011 yılında 9 , 2012 yılında 15 ve 2013 yılında 38 kez yakınmaları ve rahatsızlıkları nedeniyle sevk edilen ve hastanelerde yatırılarak tedavi edilmek zorunda kalınan Dr.Fatih Hilmioğlu'nda; saptanan klinik tablonun ağırlığı ve ilerleyici niteliği, hastalığına bağlı olarak gelişen diğer tıbbi durumların taşıdığı hayati tehlike ve ciddi intihar riski içeren psikiyatrik tanısı ile yapılması gereken tetkik ve izlemlerin gecikmeye yol açmadan yapılabilmesini de içeren tablonun sonucu olarak; mevcut durumunun tıbbi açıdan tutukluluk haliyle uyumlu olmadığı, kişinin tutukluluk halinin sağlık hizmetlerine ulaşmasında ve hastalığın ilerlemesinin engellenmesi için gereken medikal ve psikiyatrik tedavisinde gecikmeye sebebiyet verebileceği, gelişebilecek ani klinik tablolar ve ruhsal durumu nedeniyle refakat ve desteğe ihtiyaç olduğu cihetle; infazın ertelenmesine ya da infazın ertelenmesi prosedürüne başvurmadan tutukluluğun kaldırılmasına karar verilmesinin tıbbi açıdan da gerekli olduğu kanaatini bildirir bilimsel değerlendirme raporudur"
NECMETTİN ERBAKAN FORMÜLÜ ÖNERİSİ
Adli Tıp Uzmanı Prof.Dr. Ümit Biçer ise hasta tutuklu ve hükümlülerin sağlık hizmetlerinin ulaşmasının engellenmesinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin verdiği kararlara aykırı olduğunu belirterek, "Türkiye'nin bu konuda bir an önce adım atması. kendi insanını cezaevinde öldürmemesi ve hiç kimseyi mağdur etmemesi gerekir. Bunun için mevcut düzenlemeler yeterlidir. Kaldı ki cezaevi güvenlik tedbirlerinin uygulanması ile ilgili kanun da 2013 yılının Ocak ayında yapılan bir değişiklikle ağır hastalık durumunda, yaşamını kendi başına idame ettiremeyecek olan kişilerin aslında tahliyesine veya farklı şekilde denetimli serbestlik dediğimiz sistemlerle kontrol edileceği bildirilmiştir. Türkiye'nin bu imkanları vardır. Daha önce eski başbakanlardan Necmettin Erbakan da uygulanan yöntemler aynı şekilde ağır hasta olarak nitelendirilen diğer tutuklara da uygulanmalıdır" diye konuştu.