Güncelleme Tarihi:
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, CNN TÜRK canlı yayınında Dicle Canova'nın sorularını yanıtladı.
Seçim sonuçlarını değerlendiren Fatih Erbakan şu ifadeleri kullandı:
"İnsanlara faydalı olmak için buradayız. Yeniden Refah Partisi'nin başarısı için mutluyuz. Girilen ilk seçimde yüzde olarak ciddi oy aldık. Kendi alnımızın teriyle 5 vekil çıkarmaya hak kazandık. Başka partiler gibi başka partinin listesinden girmedik.
İzlenen politikalar da Milli Görüş'ü bizim teslim ettiğimizi Saadet Partisi'nin teslim etmediği görülüyordu. Bu seçimin kaybedenlerinden biri de Saadet Partisi. Herhangi bir tabanları olmadığı ortaya çıktı. 4 partinin bir katkısı olmadı. Bu durumda başka bir partinin oyuyla 15 vekil de alsanız bir şey ifade etmiyor. Çok açık ve net şekilde seçimin kaybedeni Kılıçdaroğlu. 40 vekil de başka partilere gitmiş oldu.
HDP de seçimin kaybedenlerinden. HDP ile ilgili Yeşil Sol isminin etkisi olduğunu ifade eden var. Muhafazakar seçmen de 'Sol' kelimesine tepki oluştu."
6284 SAYILI KANUN
Dicle Canova: Yeniden Refah Partisi'nin ilkeleri içerisinde en çok kadınlarla ilgili bölüm tartışıldı. Seçim süreci boyunca tartıştık hala da tartışıyoruz. Aslında ikinci turda çok daha fazla söylem olarak da öne çıktı bu mesele. Hem Hüda-Par'ın hem Yeniden Refah Partisi'nin parti programları,, kadınlara yaklaşımları... Hatta muhalefetin şöyle bir söylemi oldu: 'Onlar kazanırsa kadınlar kaybedecek.' Kadınlar kaybetti mi?
Fatih Erbakan: Şimdi bir defa şu açıdan son derece yanlış, Hüda-Par'ın da Yeniden Refah Partisi'nin de kadına karşı kadına şiddeti onaylayan veya onların ifadesiyle söylüyorum kadın düşmanı olabilmesi eşyanın tabiatına aykırı. Çünkü bu partiler Türkiye'de seçime giriyor, bu seçimlerdeki 30 milyon seçmen kadın. 30 milyon kadın seçmenin olduğu bir yerde bunlara karşı bir politika içerisinde olması herhangi bir partinin mümkün değil.
Dicle Canova: Kadının sosyal hayat içerisinde bir adım geride durması gerektiğine mi inanıyorsunuz?
Fatih Erbakan: Bir adım geride durması gerektiğine inanmıyoruz. En güzel örnek Hz. Hatice validemiz. Peygamberimizin (S.A.V.) eşi. Çok ciddi bir iş kadını, tüccar, kervanlarla iş seyahatlerine gidiyor, ticaretle uğraşıyor. Bugünün tam böyle varlıklı üst düzey bir iş kadınıyla eş değer diyebileceğimiz bir noktada. Dolayısıyla bu kendi ahlaki manevi yapısını muhafaza ettikten sonra bu çalışmalarda hayatın içerisinde her zaman için yer alabilir. Böyle bir şey söz konusu değil. Bir de bu işin diğer boyutu AK Parti gibi kitlesel bir parti haline gelmiş bir parti bu söyledikleri gibi düşüncesi olan partileri yanına alır mı, onlarla ittifak yapar mı, Sayın cumhurbaşkanımız böyle bir politikayı uygular mı, kadınların aleyhine, kadınların kaybedeceği... Bunlar akla mantığa sığmayacak, milletin tarihiyle kültürüyle bağdaşmayan son derece sıkıntılı yönlerini kapatmak bakımından ve Cumhur İttifakı'nı yıpratmak bakımından ortaya koydukları politikalar.
Dicle Canova: Kadınlara yönelik şiddetle alakalı 6284 sayılı kanunun hemen değişmesi yönünde bir girişimde bulunacak mısınız? Bir de şunu merak ettim; Özlem Zengin 'bizim kırmızı çizgimiz' demişti. AK Parti'nin Grup Başkanvekili olacak, öyle görünüyor. Bugün karşılaştınız mı, el sıkıştınız mı? Özlem Hanım'la karşılaştığınız da söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Fatih Erbakan: Yok, karşılaşmadık. Özlem Hanım'ın orada kastettiği bana kalırsa, kadına şiddet konusu kırmızı çizgi, 6284 haşa bir ayet değil. Avrupa'dan ihraç edilmiş bir kanun. Bunun eksiğinin gediğinin giderilmesi yanlışı varsa düzeltilmesi gayet tabi. Ama 'kadına şiddet konusu kırmızı çizgimizdir' dediğini düşünüyorum. Böyle bir noktada da bizde aynı şekilde kadına değil sadece bütün canlılara hayvanlara, doğaya, tabiata... Şiddet bizim inancımıza aykırı. Böyle bir şeyin kabul edilmesi, onaylanması mümkün olamaz. Bizim 6284 ile ilgili söylediğimiz bazı aksaklıkları ve eksiklikleri nedeniyle mağduriyetlere yol açıyor. Bir kere suçun ispat edilmesi ortada yok. Sadece beyana dayalı bir şekilde, kadının beyanıyla... Tabii mağdurun beyanı. Aynı şekilde erkeğe de bu hak verilmiş. Biz sadece kadının bu hakkı var diye karşı çıkmıyoruz erkek de, be hanımım bana şiddet uyguladı, desem benim de beyanım geçerli ama bu olmamalı. İddia sahibinin iddiasını ispatlaması lazım.
Suç unsurlarının yazılması lazım. Ne oluyorsa suç oluyor? Birincisi bu. Burada bir belirsizlik var. Ekonomik, sosyal, psikolojik şiddet, duygusal şiddet nedir? Fiziksel şiddet tamam belli de, bunun belirlenmesi hakiminde buna göre karar vermesi, bir de iddia sahibinin iddiasını ispat etmesi, bu da hukukun temel kaidelerinden. Bu iki husus düzeltildikten sonra ortada şiddet varsa biz şiddetin cezası daha da ağırlaştırılsın diyoruz. Hatta kadın-çocuk cinayetlerinde idam cezası getirilsin diyoruz.