Fatih Çekirge'den yeni kitap

KUZEY YOLCUSU

FATİH ÇEKİRGE

Varoluşun anlamını, bu dünyada neden ve nasıl yaşadığımızı, korkularımızı, hayallerimizi, yalnızlığımızı, inançlarımızı, zavallılığımızı gerçekten sorgulamak ve kavramak isteyen adsız anlatıcı, kendisini doğanın içindeki uzun yolculuklarda ve ölümün ta kalbinde buluyor. Tek kişinin ulaşabileceği bir sırrın peşine düşmüş bir yolcu artık o. İnsanların yaşam ve ölüm şifrelerini çözmek için bireysel tarihlerinin otopsisini yapan doktorun sarı defterinde belki de o ilk sorunun yanıtını bulacak ve yine o sorunun karanlığında kaybolacak.

Hayatın, ama en çok da ölümün anlamının izini süren bu benzersiz arayış metni, hem yenilikçi anlatım biçimiyle, hem de kışkırtıcı gözlemleriyle okurları edebiyat ile felsefenin gizemlerle dolu dünyasına çağırıyor.

 

ZATÜLCENP

 

KÜÇÜK İSKENDER

 

Sıradan bir aileye sahip Burçin hem arkadaşlarıyla, hem sevgilisiyle, hem sistemle, hem gerçekle, hem her şeyle, hem hiçbir şeyle, hem siyasi yapıyla, hem düş gücünün kendisiyle mücadele halindedir. Yapılacak en iyi davranış birkaç cinayete hazırlanırken annesinin otopsisinde ameliyathane yerine bir barı tercih etmesidir. İzlediği filmler bitmemiştir çünkü. Alınyazısı, insanın jeneriğidir.

 

Küçük İskender, kalemine özgü şiirsel romanlarından biriyle daha hastalıkların iyileştirdiği ruhlara sesleniyor. Zatülcenp, darmadağın bir ciğerle nefes almaya, hayatta kalmaya çalışan genç bir idealistin aydınlanırken çamura gömülmesinin hikâyesini anlatmakta. Kâh hamasetin komedisi, kâh ironinin vahşeti: Hepimizin zavallılığının sonunda gülünmeyen uzun bir fıkra.

 

Küçük İskender'in hastanelerinde, asıl tedavi görmesi gerekenlerin kesinlikle doktorlar olduğunun altı bir kez daha çiziliyor. Göğüse ve sırta dayanan steotoskoptan kulaklara yalnızca ihanetin hırıltısı yansıyorsa, mikroplar örgütlenmiş demektir.

 

Zatülcenp'i reçetesiz okumayınız.