Güncelleme Tarihi:
IMF BİZİM İÇİN KAPANMIŞTIR
“Her ne kadar son dönemdeki döviz dalgalanmaları sebebiyle uluslararası hesaplarda bir miktar gerileme yaşanmış olsa da fiilen milletimizin 17 yıl öncesinin çok üzerinde bir refah seviyesinde bulunduğunu vicdan sahibi herkes kabul edecektir. 2013 Mayıs IMF’ye olan borcu sıfırladık. Şimdi bize IMF’yi tavsiye edenler var. Bizim için o kapı kapanmıştır. IMF diye bir şey artık söz konusu değildir. Merkez Bankamızın döviz rezervi 27.5 milyar dolardan 100 milyar dolara yaklaştı. Hem kendi içimizde yapısal reformları hızlandırarak hem de dış şoklara karşı daha güçlü hale gelerek bütün bu süreçleri geride bırakacağız. İşte o zaman borçlanma politikalarımızı daha adil ve sürdürebilir bir zeminde yürütme imkânına kavuşacağız. Bu dengeyi kurma yolunda önemli mesafe kat ettik. Uzak olmayan bir gelecekte her alanda yeniden uygun bir seviyeye çıkacağız. İhtiyaç duyulan adımları atmak mecburiyetindeyiz.
KABUL ETMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL
Merkez Bankası Başkanlığı’nda yaptığımız görev değişikliğinin özellikle birilerinin yaklaşım tarzını kabul etmemiz mümkün değil. Davul birinde tokmak birilerinde. Yanlış bir anlayış. Bedelini kim ödeyecek? Siyasetçi ödeyecek. Mutluluğunu kim yaşayacak? Banka başındaki yaşayacak. Yok böyle bir şey. Verilen her türlü istişare neticesindeki karara uyacaksın. Yeni yönetim sisteminde başkan bu konulara müdahale yetkisini almıştır.
FAİZ ENFLASYONUN DA ANASIDIR
Böylelikle faiz denilen bu her türlü kötülüğün anası olan hele hele para politikalarında bu konuda verilen talimatlara uymayan arkadaşımızın bir değişikliğe tabi tutulmasının gerektiğine inandık. Şimdi kimler savunuyor bunu? Hep faizciler savunuyor. Bundan sonraki süreçte faiz politikamızın nasıl, hangi türde şekillendiğini de en kısa sürede göreceksiniz. Çünkü faiz enflasyonun da anasıdır. Biz faizi yüzde 63’ten alıp yüzde 4.6’ya indirdiğimiz zaman yüzde 30 olan enflasyon yüzde 7 küsura inmiştir. Bunu gören Batı, süratle bize Gezi olaylarıyla müdahale etmiştir. Gezi olaylarıyla faiz birden yükselmeye başlamış, çift haneli rakamlara çıkmış, enflasyon da çift haneli rakamlara çıkmıştı. Şimdi tekrar bunu tek haneli rakamlara indirmek durumdayız ve bunu da başaracağız. Bunun başka çıkışı, izahı yoktur. Ama Türkiye’deki bazı faizciler bundan rahatsız olabilir. İstedikleri kadar rahatsız olsunlar, kararlıyız ve bu işi de bitireceğiz.
ŞAŞIRTMAKTA KARARLIYIZ
Yeni yönetim sisteminde Merkez Bankası Başkanı’nı atama görevi ülkenin diğer politikalarıyla birlikte ekonomi politikasından da sorumlu olan Cumhurbaşkanı’na bırakılmıştır. Eğer ekonomi politikalarında Merkez Bankası kendisinden beklediğimiz rolü hakkıyla oynayabilmiş olsaydı böyle bir değişikliğe zaten ihtiyaç olmazdı. Ama orada bir tıkanıklık var. Bunun bedelini tüm ülke, millet hep birlikte ödüyoruz. Göz göre göre ülkemizin sırtına böyle bir yükün bindirilmesine rıza göstermek Cumhurbaşkanı olarak bizim görevimizi ihmal etmemiz anlamına gelirdi. Bunun için gereken istişareleri yaptık, kararımızı aldık ve uyguladık. İnşallah bundan sonra Merkez Bankası ekonomi programımıza çok daha güçlü destek verecektir. Önümüzdeki dönemde de herkesi bir kez daha şaşırtmakta kararlıyız.”
SİSTEMİ NASIL İLERİYE TAŞIRIZ ONUN YOLLARINI ARIYORUZ
(Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle ilgili) Bakanlıklarımızın ve kurumlarımızın güçlü yönlerini destekleyecek, zafiyet ortaya çıkan yönlerini süratle değiştireceğiz. Cumhurbaşkanlığı bünyesinde bu değerlendirmeyi başlattık. Zaten bizim de kendi gözlemlerimiz, tespitlerimiz, teşhislerimiz ve çözüm yöntemlerimiz bu süre içinde oluştu. Türkiye’nin Cumhuriyet tarihindeki bu en önemli yönetim reformunu baltalama peşinde olanlara aradıkları fırsatı vermeyeceğiz. Milletimizin 16 Nisan halkoylamasıyla kabul ederek bize teslim ettiği bu emanete sonuna kadar sahip çıkacağız. Demokrasiye, milli iradenin üstünlüğüne, milletin tercihlerine saygı duyan herkesin de artık yeni yönetim sistemi tartışmalarından uzak durması gerektiğine inanıyorum.
BİZ SİZDEN ÖĞRENDİK
Bu nasıl bir mantıktır, anlayıştır? Bir yönetim sistemi kuruyorsunuz, bunu millete götürüyorsunuz. Millet yüzde 52 ile buna evet diyor, çıkıyorsun, bunu tekrar referanduma götürelim diyorsun. Bu boyacı küpü mü? Bu nasıl bir siyaset anlayışı, nasıl bir yaklaşımdır? Diyorlar ki tek adamcılık... Tek adamcılık eğer buysa bunu biz sizden öğrendik. CHP zihniyeti demek tek adamcılık demektir. Valiler CHP’nin il başkanlarından oluşuyordu. Bundan sonra Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni daha ileriye nasıl taşırız, eksiklerini, aksaklıkları nasıl düzeltiriz, onun yollarını arıyoruz, aramalıyız. Hayatımızın hiçbir döneminde eksikleri başkalarının sırtına yükleme, başarılara da tek başımıza sahip çıkma kolaycılığına kaçmadık. Bugün de önümüze konulan zorlukları ve fırsatları önce kendi nefsimizde, vicdanımızda, aklımızda muhasebeye çekiyoruz.
SEÇİM YORGUNU
Sadece 2014’ten bugüne kadar tekrarlama seçimiyle birlikte 9 seçim yaşayan milletimizin adeta seçim yorgunu haline geldiğini biliyoruz. Artık önümüzde Cumhurbaşkanlığı ve Meclis bakımından 4 yıllık, belediyelerde 5 yıllık kesintisiz bir icraat dönemi var. Bu süreyi en iyi şekilde değerlendirmekte kararlıyız. Birileri istediği veya birileri sürekli gündeme getirdiği için değil, milletimizin beklentilerini karşılamak ve kendi programlarımızı hayata geçirmek için değişimi kesintisiz sürdüreceğiz.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Hak-İş’in 14’üncü Olağan Genel Kurulu’na katılarak bir konuşma yaptı. Erdoğan konuşmasından sonra Hak-İş’e bağlı sendikaların başkanları ve yurtdışından gelen konuklarla birlikte hatıra fotoğrafı çektirdi. Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan günün anısına Cumhurbaşkanına vazo hediye etti. (Selahattin SÖNMEZ/ANKARA)