OluÅŸturulma Tarihi: Mart 13, 2004 00:00
Küba'daki ABD'ye ait Guantanamo askeri üssünde yaklaşık iki yıl tutulduktan sonra İngiltere'ye iade edilen beş İngiliz terör zanlısından biri olan Cemal el Harit, yaşadıklarını Daily Mirror gazetesine anlattı. Cemal el Harit, kampta sürekli dövüldüklerini iddia etti.DAILY Mirror Gazetesi'nde, ‘‘X Ray Kampı'ndaki cehennemim’’ başlığıyla yayınlanan yazıda, üç gün önce İngiltere'ye gelen 37 yaşındaki Cemal, Guantanamo'daki X Ray Kampı'nda geçirdiği dehşet dolu günleri anlatırken, her fırsatta Müslümanların aşağılandığını söyledi. Manchester'de oturan ve üç çocuk babası olan Cemal, açıklamalarıyla, ABD'nin Guantanamo'daki X Ray ve Kamp Delta'daki esirlere uyguladığı işkenceyi su yüzüne çıkaran ilk kişi oldu. Cemal, şunları anlattı: ‘‘Tüm tutuklular, günde 15 saat zincirlere vurulmuş olarak tutuluyordu. Özellikle sıkılan metal halkalar, bileklerimizi kesiyordu. Bizi, kalın tellerle çevrili kafeslere tıkmışlardı. Beton üzerinde yatıyorduk. Yılanlara, akreplere, farelere ve doğaya karşı hiçbir koruyucumuz yoktu. Her gün dayak yiyorduk. Dayak atma görevi, Siddetli Tepki Gücü adı verilen, göstericileri dağıtmakla görevli polisler gibi giyimli ve kasklı askerlere verilmişti. Döverken, tekme, yumruk ve sopa kullanıyorlardı.HER TÜRLÜ İŞKENCE VARDICemal'in anlattığı en çarpıcı işkence yöntemlerinden biri ise fahişeler aracılığıyla uygulanmış. Kampa getirilen fahişelerin, tutukluların önünde çırılçıplak soyunmaları, herkesi dehşete düşürmüş. Cemal, bu konuda da şunları söyledi:‘‘Daha önce, topluluk içinde hiç örtüsüz kadın görmemiş olan tutuklulara, kampa getirilen fahişelerin çırılçıplak soyunmaları izlettirilirdi. Soyunan fahişeler, daha sonra kendilerini okşarlardı. Amerikalı olduğunu söyleyen bir fahişe, beni aşağılamak için yüzüme ve diğer tutukluların yüzlerine ádet kanını attı. Bu olaylar en az 10 kez tekrar etti. Kadınları izletmek için, daima genç ve en dindar tutukluları götürürlerdi. Biz dokuz tutuklu, İngiltere'de yetiştiğimiz için, Batılı kadınları görmeye alışkındık. İzlerken gülüyorduk. Bu yüzden bizi birkaç kez götürdüler, sonra vazgeçtiler. Ama dindarlar için bu son derece rahatsız edici bir durumdu. Gardiyanlardan biri, bir gün Kuran'ı tekmeleyince, tutuklular açlık grevine başladı. Tutukluların yüzde 70'i
yemek yemiyordu.’’Bize pis su içirdilerGuantanamo cehenneminde yaÅŸadığı dehÅŸeti unutamayacağını belirten Cemal, ‘‘11 Åžubat'ta Guantanamo'ya geldim, 9 Mart'ta salıverildim. Darbelerle oluÅŸan yaralar ve çürükler, zamanla geçiyor. Ama yapılan iÅŸkenceleri ve eziyetleri unutmam mümkün deÄŸil. Nasıl delirmediÄŸime ÅŸaşıyorum. Orada yaÅŸadıklarımı asla unutmayacağım’’ diye konuÅŸtu. Ä°ÅŸlemediÄŸimiz suçları kabul ettirmek için yaptıkları iÅŸkence sadece fiziki deÄŸildi, psikolojik iÅŸkence de yapıyorlardı. Tedaviler özellikle can yakıcıydı. Çatışmada yaralandığı için bacağı kesilmesi gereken tutukluları cezalandırmak için, kolunu veya elini de kesiyorlardı. Pis suları içmek zorundaydık. Son kullanma tarihi on yıl geçmiÅŸ, bozuk yiyecekler veriliyordu.’’ Bir keresinde ne olduÄŸunu bilmediÄŸi bir iÄŸne vurmak istediklerini, ancak karşı çıkınca dövüldüklerini de hatırlıyor Cemal. MesleÄŸi Web tasarımcısı olan Cemal, sonradan Müslüman olmuÅŸ ve 11 Eylül'den birkaç hafta sonra, Ä°slam'ı öğrenmek için Pakistan'a gitmiÅŸ. ‘‘Kandahar'da casusluk suçlamasıyla tutuklandıktan sonra, Amerikan güçlerine teslim edildim’’ diyor.Basın peÅŸlerinde Guantanamo üssünde yaklaşık 600 esir bulunuyor. ABD ÅŸimdiye kadar 100 esiri ülkelerine iade etti. ABD, Guantanamo'da tutulan dokuz Ä°ngiliz esirden beÅŸini birkaç gün önce Ä°ngiltere'ye iade etmiÅŸti. Kalan dört kiÅŸi de, kısa süre önce serbest bırakıldı. Guantanamo'dan serbest bırakılan Ä°ngilizler, özellikle tabloid basının hikáyelerini satın almak için yaptığı yüksek ücretli teklifleri deÄŸerlendiriyorlar. Bunlardan Tarık Dergul'a 200 bin sterlin teklif edildiÄŸi bildiriliyor.Â
button