Facebook’un kuklası olmak

Geçenlerde Hürriyet.com.tr’de Facebook’la ilgili bir haber yayınlandı...
Selim Öztürk, Facebook kullanıcıların nasıl oyuna getirildiğini adım adım anlattı,
Mesela Atatürk’ü Sevenler Derneği grubuna katılmanız için gelen bir davetiyeyi kabul ediyorsunuz,
Birkaç gün sonra, grubun kurucuları tarafından katıldığınız grubun ismi değiştiriliyor,
Ve siz farkında olmadan bölücü terör örgütü lehine sloganlar atan bir gruba dahil oluyorsunuz.
Farkettiğinizde gruptan hemen çıkmış oluyorsunuz ama nafile...

İsminiz sanal ortamda çoktan fişlenmiş, bir sürü internet sitesinde grupla isminiz yan yana görünür olmuş.
Yarın bir gün iş, okul, master başvuruları sürecinde isminizi internette aratan biri, en üst sıralarda bunları görüyor...�
Artık iş buraya kadar geldi... Aynı yöntemle anti-semitizm aleyhine gruplara üye olan Museviler kendilerini Hitler goygoyculuğu yapan bir platformda bulabiliyor.
Amerika’daki Yahudi lobisi, bu girişimleri durdurmak için işi yargıya götürüyor.
Teknolojinin  yıkıcı yapıcılığı işte burada saklı... Hayatı kolaylaştırmanın enstrumanı, kötü niyetli insanların elinde bu hale geliyor.
 İletişimin özgür sularında sörf yaparken, an geliyor sörf tahtanız devriliyor, hatta suların dibini boyluyor...
Eskiden ilk izlenim için insanın yüzüne bak derlerdi, 21. Yüzyılın ikinci yarısında artık insanlar ilk izlenim olarak isminizin internet mecralarındaki yansımalarına bakıyor.

Bu örnekler  “Fazla özgürlük, özgürlüğü öldürür” söyleminin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösteriyor.
Her mecrada bir limit, bir kurallar bütünü olmasının gerekliliğini, gözü kapalı bir “laissez faire laissez passer’ modelinin ne kadar tehlikeli olabileceğini gösteriyor.
Okuyucularımızı buradan uyarıyorum... Tanımadığınız kişileri listenize eklerken, bir de üzerine bu insanlardan gelen grup davetlerini kabul ederken iki kez düşünün...

Özellikle manken sitelerinden bozma resimlerle oluşturulmuş profillerden gelen ekleme taleplerini kabul eden erkekler, farkında olmadan facebook’un kuklası haline geldiklerini bir an önce fark etmeliler...