Güncelleme Tarihi:
Bursa Barosu’nca düzenlenen "Cezaevleri ve İnfaz Sistemimiz" konulu panelde konuşan Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdür Yardımcısı Yılmaz Sağlam, "Toplumun takdiri bu yönde ise F tipi cezaevleri açılmayabilir. Sonuçta insan hayatından daha değerli değildir" dedi.
Sağlam, Türkiye’deki her kesimin eleştirdiği cezaevi ve infaz sisteminin yeniden yapılandırılması için Adalet Bakanlığı’nın bir çalışma yürüttüğünü, Avrupa Birliği’ne tam üyelik sürecinde de, bu konudaki rehabilitasyonun kaçınılmaz olduğunu söyledi.
Bakanlığın, yeniden yapılanma sürecinde F tipi cezaevi projesini ilk defa 1989 yılında Eskişehir Özel Tip Cezaevi’nde denediğini anlatan Sağlam, ancak bunda başarı sağlanmadığı için 1992 yılında 8 ve 16 kişilik koğuş sisteminin uygun görüldüğünü kaydetti.
Genel Müdür Yardımcısı Sağlam, 1996 yılından itibaren Türkiye’de 22 cezaevinin, 8 ve 16 kişilik koğuş sistemine dönüştürülmesi için çalışmaların başlatıldığını ifade ederek, Diyarbakır ve Denizli’de yapımı süren cezaevlerinin de bu sisteme göre inşa edildiğini kaydetti.
F tipi cezaevlerinin, gelişmiş Batı ülkelerinde uygulandığına ve güvenlik bakımından tercih edildiğine işaret eden Sağlam, koğuş sisteminde devletin cezaevlerine hakim olamadığını söyledi.
İNİSİYATİF, TUTUKLU VE HÜKÜMLÜLERDE
Yılmaz Sağlam, şöyle konuştu:
"Bugün cezaevlerimizde 50 ila 300 kişilik koğuşlar bulunmaktadır. Cezaevlerindeki günlük sayım, arama, avukat ziyaretine tutuklunun normal koşullarda sevkedilmesi gibi işlemler, koğuştaki tutuklu ve hükümlülerin inisiyatifinde bulunuyor. Arama yapmaya gittiğinizde, (Bugün arama yapılmasına müsait değiliz, yarın gelin) denilmektedir. Sayım yapılmak istenildiğinde de buna benzer cevaplar alınmaktadır. Sonra müdahale edilmek zorunda kalınıyor. Bu müdahalelerin, yaralanmalar ve ölümlerle sonuçlanmasını istemiyoruz."
"F TİPİ, İNSAN HAYATINDAN DEĞERLİ DEĞİL"
Tutuklu ve hükümlülerin, F Tipi cezaevi uygulamasını protesto etmek için başlattıkları ölüm oruçlarının, kamuoyunun ve siyasi iktidarın dikkatini çekmeyi başardığını belirten Sağlam, Adalet Bakanlığı’nın, eylemlerin sona erdirilmesi için bu uygulamayı ertelediğini vurguladı. Yılmaz Sağlam, şunları söyledi:
"En büyük dileğimiz, bu eylemin, geriye dönük bir tahribat bırakmadan sona erdirilmesi. Bunun için de F tipi cezaevleri uygulaması bir süre ertelendi. Önemli de değildir. Eğer toplumun takdiri bu yönde ise F tipi cezaevleri açılmayabilir. Sonuçta insan hayatından daha değerli değildir. Ancak eğer bu olay herkesi tatmin edecek bir biçimde sonuçlanırsa, bugünden itibaren tüm sivil toplum örgütleri, infaz sistemine köklü çözüm getirecek projeleri hemen hazırlamak zorundadırlar.
Bugünkü hassasiyetin yaratılmasına yardımcı olan kurum ve kuruluşların sorumlulukları, eylemler sona erdiğinde bitmiş değildir. Bugünden yarına tüm sivil toplum kuruluşlarının katkısıyla, mutabakat sağlanan bir sistem hazırlanmalıdır. Aksi takdirde Uşak, Ümraniye, Bayrampaşa ve Diyarbakır olaylarını bundan sonra daha çok yaşarız."
Tüm Yargı-Sen Genel Başkanı Tekin Yıldız da, bütçeden yargıya ayrılan payın çok az olduğunu belirterek, destek verilmemesi halinde, yargıya duyulan güvenin azalmasının da doğal karşılanması gerektiğini vurguladı.