Ezber bozan dergi: BÜLENT

Güncelleme Tarihi:

Ezber bozan dergi: BÜLENT
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 28, 2013 02:23

Uzun yıllardır Türkiye’de yaşayan Amerikalı gazeteci Andrew Finkel’ın kızı Izzy Finkel, Thomas Roueche ile birlikte 'BÜLENT' isimli dijital bir dergi çıkarmaya başladı.

Haberin Devamı

Adını Türkiye’nin iki önemli figürü Bülent Ecevit ve Bülent Ersoy’dan alan İngilizce dergi, Türkiye siyasetine ‘ters köşeden’ bakmayı hedefliyor

Ezber bozan dergi: BÜLENT

Derginin adını nasıl koydunuz? Kimin fikriydi?
- Epeyce uğraştık aslında. Önce hem İngilizce hem de Türkçe anlamı olan bir isim peşine düştük sonra vazgeçtik. 'BÜLENT' dergisi ismini, Türkiye siyasetinin en önemli figürlerinden Bülent Ecevit’le şarkıcı Bülent Ersoy’dan alıyor. Bu ismi koyarken ‘Marie Claire’, ‘Elle’ gibi basit ‘life style’ dergilerinin parodisini yapmak istedik. Tıpkı onlarınki gibi bizim de dergimizin kapağında bir kadın adı var. Bülent aslında erkeklere verilen bir isim olmasına rağmen Bülent Ersoy’un cinsiyet değiştirmesiyle kadın ismine dönüşmüş. Bu zıtlığın peşinden gitmek istedik. Bu sayede yabancı okurlarımızın da Türkiye’yle ilgili beklentilerini altüst edecek bir zemin hazırlamak istedik. Sitemizde şöyle yazıyoruz: “Bu (hayatlar) ülkeye dair yaygın beklentileri hüsrana uğratma potansiyelleriyle bizim için bir tür çıkış noktası sağlıyor.” Bülent Ecevit politikacı olmanın yanısıra aynı zamanda Bengalli edebiyat üstadı Rabindranath Tagore’un kitabının çevirmeni. Yani hem Ersoy hem Ecevit, logomuzu süsleyen iki Bülent, hayat hikayelerinde Türk toplumundaki ilginç çelişkileri barındıran iki isim. Bu isim onlara duyduğumuz saygının bir dışavurumu.
BÜLENT nasıl bir içerik sunuyor?
- Dergi; edebiyat, müzik ve politika hakkındaki eleştirel makalelerden oluşuyor. Konuların mutlaka güncel olmasını hedeflemiyoruz. Yeni ve şaşırtıcı olmaları yeterli. Yazılar kesinlikle Türkiyeli ama sadece Türkiye’yle alakalı değil. Röportajlara ve edebiyat çevirilerine de yer veriyoruz. Güncel konulara da açığız elbette. Gezi direnişi başlamadan hemen önceki sayımızda ‘Türkiye’de gençler neden bu kadar apolitik?’ başlıklı bir yazımız vardı. Yazı günceli yakaladı ama ne mutlu ki artık geçerliliği kalmadı!

Haberin Devamı

İLK SAYI GEZİ PARKI ODAKLI

Yazar ve konu seçimi nasıl yapıyor? Kimler katkı sağlıyor?
- Sürekli yeni konuları tartışıyoruz. Bazen yazarlardan da yeni fikirler geliyor. Çeviri için gönülllü olan kişiler sayesinde yakında dergimizi hem Türkçe hem İngilİzce olarak yayımlayabileceğiz. İlk sayımız çoğunlukla Gezi Parkı’na odaklandı. Şimdi yayında olan ikinci sayıda LGBT aktivisti Şevval Kılıç’la yapılan bir röportaj var.
Online dergi olmanın ne gibi avantajları var?
- Okuyucular için büyük bir avantajı var: Bir kere bedava. Umarım bunu sonuna kadar kullanırlar çünkü değer. Bizim açımızdan en önemli avantajıysa; az bir emekle geniş kitlelere ulaşabilmemizi sağlaması. Tıpkı basılı bir dergi gibi görünmesi için çaba sarfediyoruz ama sanal dünyanın imkânlarından da faydalanıyoruz. Makalelerin içinde linkler veriyoruz, siteye video ve ses dosyaları koyuyoruz. Bazen makaleyi okurken dinlemeniz için bir şarkı linki ya da izlemeniz için bir görüntü ekliyoruz. Ücretsiz içerik sağlamanın en önemli zorluğuysa harcamalar için gerekli ekonomik imkânlara sahip olamamamız. Umarım zamanla kaynak yaratabiliriz.

Haberin Devamı

‘KÖPRÜ’ BENZETMESİNE YER YOK

Siyasette ‘kitsch’ şeylere savaş açtığınızı söylüyorsunuz. Bununla ne kast ediyorsunuz?
- Aslında tam olarak savaş açmış sayılmayız. Dergide her şeyden biraz olsun istiyoruz. Mesela ilk sayımızda Erovizyon’la ilgili bir makale vardı. Herhalde Erovizyon’dan daha ‘kitsch’ bir şey olamaz. Ama yazı Eurovizyon’a Türkiye’nin katılmayışının arkasındaki politik gerekçeler hakkındaydı. Yani genel olarak amacımız siyasetin bu tür şeylere etkisi hakkında ve bu tür popüler olayların siyasi yönleri hakkında konuşabileceğimiz bir alan yaratmak. Olaylar arasındaki şaşırtıcı bağların peşinden gidiyoruz. Örneğin dergide olmayacak şeylerin başında Türkiye hakkında hep söylenen ‘Doğu’yla Batı arasındaki köprü’ benzetmesi var. Bu benzetmeye çağrışım yapacak cümleler de dergide yasak. Aslında okuyucuyu düşündürmeyen hiçbir yazıyı dergide istemiyoruz.
Şu ana kadar ne tür tepkiler aldınız?
- Beklediğimizden de güzel tepkiler aldık. Nefret edenler kibarlıktan susuyor belki de... Şu ana kadar insanların yorumu hep cesaret vericiydi. Yabancı okurlarımızın sayısı daha fazla olsa da Türk okurlardan da epeyce övgü aldık. Yepyeni bir iş yaptığımızı söylüyorlar. Farklı kitlelere hitap etmek zor zanaat. Bu işi kıvırabilirsek ne mutlu bize!
İleride nasıl bir yere evrilmesini istiyorsunuz projenin? Hayalleriniz neler?
- Amacımız sadece iyi yazılmış, derin içeriğe sahip yazılar toplamak değil. Yepyeni yönlere gitmeye her zaman açığız. Belki de basılı hale geliriz. Kimbilir? Verdiğimiz emek, harcadığımız zaman sayesinde çok daha iyi noktalara geleceğine eminim.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!