Eylemden haberdar olmak imkansız

Güncelleme Tarihi:

Eylemden haberdar olmak imkansız
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 28, 1999 00:00

Haberin Devamı

Mahkumlar, 4 saatte bir mazgal deliklerinden içeri bakılarak kontrol ediliyor

E tipi cezaevleri, 1980'li yılların son yarısında ortaya çıktı. 5'li 'E' harfi şeklindeki bu binaların etrafı duvar ve tel örgülerle çevrili. Ülkemizdeki tipik örnekleri Diyarbakır ve Aydın Cezaevi.

En büyük sorununu, diğer cezaevlerinde de yaşanan, ancak E tipinde daha da belirginleşen güvenlik oluşturuyor.

STANDARTLARA UYMUYOR

Diyarbakır ve Aydın E Tipi Cezaevi'nde, modern cezaevi mimari tasarım standartlarında güvenliğin olmazsa olmaz koşullarına rastlamak pek mümkün değil.

Tutuklu ve mahkumların ilk kayıtlarında, standartlara göre olması gereken, ancak her iki cezaevinde de olmayanlar şöyle sıralanıyor:

Tutuklu ve mahkumların, teşhir edilmeden, emniyetli bir şekilde cezaevine alınmaları için ayrı bir giriş kapısı yok. Giriş tek bir kapıdan yapılıyor. Bu yüzden tutuklu ve hükümlüler, görevliler, ziyaretçiler, iş için gelenler hep aynı kapıdan giriyor.

Bekleme hücresi yok

Mahkum arabasının girebileceği, kayıtların yapıldığı alana bitişik bir garaj yok. Kayıt kabul alanı, sadece kayıt işlerine ve prosedürlere açık değil. Kayıt kabul memurunun bulunacağı bir mekan yok. Kayıt yapılacak tarafların oturacağı bir yer yok. Telefon yok. Parmak izi alınacak ve resim çekilecek yer yok.

Kayıt kabul alanında, erkek, kadın ve çocuk için ayrı yerler yok. Bekleme hücreleri yok. Kayıt kabul alanına bağlı geniş ve ihtiyaca cevap veren özel bir bekleme alanı yok. Arama için özel bir yer yok. Tuvalet ve duş yok.

4 SAATTE BİR KONTROL

Koğuş sistemiyle yaşayan tutuklu ve mahkumlar, 4 saatte bir mazgal deliklerinden içeri bakılarak kontrol ediliyorlar. Görevlilerin can güvenliği nedeniyle, içeri girmeleri yasak. Dolayısıyla, tutuklu ve mahkumların hem cezaevine hem de birbirlerine karşı eylemlerinden önceden haberdar olmak imkansız. Koğuş kapılarının açılması için gerekli anahtar ikinci müdürün odasında duruyor. Bu da acil durumlarda çıkışları zora sokuyor. Her iki cezaevi de, kapasitesinin çok çok üstünde tutuklu ve mahkum barındırıyor. Her katta 9 ile 12 arasında tek kişilik hücreler bulunuyor.

Tecrit hücreleri denilen odalar, önlerinin demir parmaklıklı olmasına rağmen, tuvalet kısmının dışarıdan görülmemesi nedeniyle, zaman zaman tünel kazma teşebbüslerine sahne oluyor. Hücreler çok geniş bir alanda az yer kaplıyor. Koğuşlar camla aydınlanıyor, tecrit hücrelerinde ise elektrik kullanılıyor.

100 KİŞİYE 2 TUVALET

Her iki cezaevinde de kadınlar ve çocuklar kalıyor. Ancak onlar için ayrı bir alan düşünülmemiş. Cezaevi idaresi, kendi şartlarına göre, mekan ayarlaması yoluna gidiyor. Kadın tutuklu ve mahkumların yatak kapasitesi de modern standartları aşıyor.

Kadın gardiyanlar, tutuklu ve mahkumlarla aynı mekanda, devamlı iletişim halindeler. Bu da modern infaz sistemine göre, tavsiye edilen bir durum olduğu için dikkat çekiyor.

MUTFAK-TUVALET- ÇAMAŞIR

Diyarbakır ve Aydın E Tipi cezaevlerinde, mutfak, tuvalet ve çamaşır yıkama sorunları da had safhada. Bazı koğuşlarda zaman zaman kalanların sayısının 100'e çıkmasına rağmen, koğuşlardaki tuvalet sayısı iki veya üç oluyor. Çamaşır yıkama yeri olarak kullanılan tuvalet yerlerine, bidonlarla su getirilmesi gerekiyor.

KÜÇÜK KOĞUŞLAR

Adalet Bakanlığı'nın, homoseksüeller, biseksüeller, can güvenliği olmayanlar, sarılık, verem, AIDS hastaları, istenmeyenler, psikopat ve akıl hastaları, koğuş ağaları ve mafya tetikçileri için düşündüğü küçük koğuşlar, Diyarbakır E Tipi Cezaevi'ni de harekete geçirdi. Cezaevine, altı küçük koğuş yapıldı. Ancak bilimsellikten uzak yapılan küçük koğuşlarda, büyük koğuşlarda yaşanan sorunların aynısı devam etti. Yalın gözetleme imkanı düşünülmedi. Kırılmaz cam uygulamasına geçilmedi.

Haberleşme sorunu nasıl çözülür?

Cezaevlerinin en büyük sorunlarından birisi, ziyaretler sırasında yaşanan karmaşa. Özellikle de açık görüşte yaşanan kaos. Türkiye'de tarafların birbirini görmesi çok zor ve yaşanan büyük karmaşa yüzünden gerektiği gibi ziyaret yapılamıyor. Ziyaret sırasında konuşulanlar dinleniyor. Avukatla görüş imkanları kısıtlı. Özel yerlerde özel görüş yapmak ise imkansız. Ziyaretçilerin ziyaret imkanları ihlale uğruyor. Kapılarda yığılma oluyor. Ziyaretçiler, eşyalarını koyabilecekleri bir depo olmadığı için binbir güçlükle karşılaşıyorlar.

Yazılı ve sözlü haberleşme ise çok zor. Cezaevine gelen ya da dışarıya gönderilen mektupları okumakla yükümlü bir veya daha fazla kişi görevli. Yazılar sansürden geçiriliyor. Dünya standartlarına göre, tutuklu ve mahkumlara, dış dünya ile yazılı haberleşmeleri için haftada 2 defa, kağıt, zarf ve pul verilmesi gerekiyor.

Cezaevlerinde, telefonla görüşme hakları yok. Ödemeli telefon imkanı da yok. Ancak cep telefonları sayesinde yasal olmayan yollardan dışarıyla haberleşme imkanını batıdaki suçlulardan daha iyi kullanıyorlar. Böylece idarenin kontrol edemediği, hiçbir dinleme imkanı olmayan, illegal yollardan cezaevinde haberleşme yolu açılıyor. Telefon imkanı bir hak değil.

Yemek sorunu nasıl çözülür?

Cezaevlerinde yemek konusunda izlenen yol şu: Yemek mutfakta hazırlanır, tutuklu ve hükümlülere ulaştırılır. Tutuklu ve hükümlüler ya ısıtarak ya da daha da zenginleştirilerek kendi kendilerine servis yapar. Bulaşıklar koğuşta yıkanır.

Ancak, mutfaklar yeterli değil. Yemeğin menüsü uzmandan onaylı değil. Tutuklu ve hükümlüler bu yemekleri takviye etmek zorunda. Onların kullandıkları koğuş içi mutfaklarda, ana mutfaklara göre hijyen şartları daha düşük. Koğuşlarda servis imkanları kısıtlı. Yemek yenilen yerler sağlıksız.

GÜVENLİK SORUNU

Yemek sorunu güvenlik sorununu doğuruyor. Çünkü, tutuklu ve mahkumlar yemek için belli bir bedel ödüyor. Buna rağmen yemekte kalite yükselmiyor. Bu da koğuşlarda, birçok araç ve gerecin bulundurulmasından, isyanlara kadar uzanan bir sürece çanak tutuyor.

Sorunu çözmek için, tutuklu ve hükümlülerin hepsine aynı kalitede, diyet uzmanı tarafından öngörülen menü servis edilmeli. Çay ve kahve de belirli zamanlarda idare tarafından verilmeli.

Ne yapılmalı?

Bu düzene geçmek için yapılması gerekli değişiklikler şöyle:

Mutfaklar yeniden düzenlenmeli. Binlerce porsiyon çıkacak şekilde yapılanmalı.

Mutfaklara yakın yerlerde gıda depoları genişletilmeli.

Yemeklerin mutfaklardan koğuşlara soğutulmadan götürülmesi için, araç ve gereçler alınmalı.

Koğuşlardaki yemek yenilen yerlere, masa ve sandalyeler konulmalı.

Yemek servisi ve yemek yenmesi için kesici olmayan, silah olarak kullanılmayacak araç ve gereç kullanılmalı.

Eğitimsiz personel için akademi

Cezaevlerinde, personelin her kademesinde eğitim programlarının eksikliği göze çarpıyor. Bunun için yapılacak ilk şey, cezaevleri merkez teşkilatının personele eğitim verecek, merkezi veya yerel bir akademi oluşturması. Bu akademinin kendi yapısı, hocaları, idarecileri olup, cezaevi savcıları dahil, bütün teşkilat üyelerine hizmet vermeli. Eleman yetiştirmeli. Akademinin bir de yönetim kurulu olmalı, çalışmalara yön vermeli. Her yıl 40 saat şartı ile meslekte ilerlemek için yardımcı konuları kapsyan akademi eğitimi gerekir. Gardiyanlardan özel görevlerde çalışanlara da 40 saatten az olmamak kaydıyla, eğitim zorunlu.

Cezaevi personelinin göreve başlamadan önce 120 saatlik bir eğitime tabi tutulması gerekli. Alacakları eğitimde öğrenmeleri şart olan konular şunlar:

Cezaevi güvenlik prosedürleri, tutuklu ve hükümlülerin gözetlenip denetlenmesi, suçluların sağlık durumları, intihar etmeye eğilim gösterenlerin tespiti, korunması, rapor yazma, tutuklu ve hükümlülerin uyması gereken disiplin kuralları, onların hakları ve sorumlulukları, yangına karşı korunma prosedürleri, ateşli silah kullanma eğitimi, cezaevi anahtarlarının kontrolü, kullanılması, tutuklu ve mahkumlarla görevlilerin ilişkileri, suçlularla iletişim teknikleri, ilk yardım, silahsız savunma, kanuni kuvvet kullanma teknikleri, şartları ve standartları.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!