Güncelleme Tarihi:
Patlamadan hafif yaralı kurtulan Akdeniz Üniversitesi Sağlık Yüksek Okulu Hemşirelik Bölümü öğrencisi Eylem Onat, Twitter hesabında ’Yaşıyor olmanın acısını yaşar mı insan? Ben yaşıyorum’ diye yazdıktan sonra, ’Şu an aklımda sadece patlamadan 5 dakika önce Ezgi’nin gelip bana sarılması var. Sadece 5 dakika. İçine doğmuş demek ki’ paylaşımında bulundu.
Acı olay sonrası memleketi Batman’a, ailesinin yanına giden Eylem Onat, olay anı ve öncesini şöyle anlattı: "Hepimiz bahçedeydik. Bekliyorduk. Halaylar çekmiştik ve gayet normaldi. Sonra basın açıklaması başladı. Basın açıklaması öncesinde Ezgi, Ceren ve ben oturuyorduk. Basın açıklaması yapılacağı için bizi kaldırdılar ve bu sırada anlamsız bir şekilde birbirimize sarıldık. Bir anda sarıldık."
Basın açıklaması sırasında arkalarda durduğunu anlatan Onat, ’Gel’ diye çağırdıklarını, ama arkada durmayı tercih ettiğini belirterek, "Basın açıklaması başladı. Sonuna gelinmişti artık ve dağılacaktık. Sloganlar atılmaya başlamıştı ki patlama oldu. Patlama sırasında yere düştüm. Ve sonrası işte" diye konuştu.
HAYALLERİ VE ÖYKÜLERİYLE GİTTİLER
Kimisi gencecik üniversite öğrencisi, kimisi daha önce Kobani’de kaybettiği çocuğunun ardından, o toprakları görmek için giden baba, kimisi topladığı oyuncakları dağıtmak için yola koyulan çocuklu bir anne. Türkiye’nin dört bir yanından otobüslerle, özel araçlarla yola çıkıp Suruç’ta buluşmuşlardı. Kobani’ye yardım planlarken cansız bedenleri dün tabutlar içinde memleketlerine gönderildi. Hayatlarını kaybettikleri yer dün oyuncaklar ve çiçeklerle bezendi. Şanlıurfa’nın Suruç ilçesindeki canlı bomba saldırısında can veren 32 kişiden geriye dramatik hikâyeler kaldı. Samsunlu Ali Can Vural'ın 2 yıl önce Twitter'da paylaştığı mesaj okuyanların gözlerini yaşarttı...
TRABZON’UN ACISI
SURUÇ’ta can verenler arasında yer alan Trabzonlu Koray Çapoğlu, birçok eylemde elinde Trabzonspor bayrağı ile görüntülenmişti. Hrant Dink’i Trabzonspor bayrağı dalgalandırarak anmak… Gezi’de diğer renklerle birlikte bordo-mavi’yi dalgalandırmak… 1 Mayıs’ta Kazım Koyuncu’nun ‘Fırtına’ formalı fotoğrafıyla yürümek… İstiklal Caddesi’nde ‘Yeryüzü Sofrası’na bordo-mavi kaşkolla oturmak…
Çarşı grubuna destek için duruşma günü bir araya gelen grubun arasında da vardı, Validebağ davası için adliye önünde toplananlar arasında da. Son olarak pazar günü Kadıköy’den Suruç’a hareket ederken kameralara yansımıştı. 32 yaşındaki Koray Çapoğlu, İstanbul’da reklam işleri yapan bir matbaada çalışıyordu.
HASTANEDEN CENAZEYE
1990 Tunceli doğumlu Çağdaş Aydın. Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde Kamu yönetimi okuyordu. Babası Feti Aydın’la birlikte katıldığı SGDF’nin basın açıklamasındaki patlamada hayatını kaybetti, babası ise yaralandı. Bir oğlu halen Kobani’de olan Feti Aydın, patlamada ölen oğlunun cenaze törenine, yatırıldığı hastaneden ameliyat elbiseleriyle katıldı.
Aydın’ın bir dönem beraber amatör tiyatro yaptığı 10 yıllık arkadaşı, Kocaeli Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencisi Mürsel Çoban, Aydın’ı şöyle anlattı: “Çağdaş’ı 10 yıldır tanıyordum. Sosyalist bir ailenin çocuğuydu, kendisi de sosyalist görüşlü bir insandı, çocukluğundan beri çevresindeki olaylara karşı duyarlıydı. Özellikle çevre sorunları, inanç özgürlüğü, Kürt sorunu, LGBTİ haklarıyla ilgili çok duyarlıydı. Gezmeyi, dostlarıyla birlikte olmayı çok severdi. Sosyal medyada da çok aktifti. Sanata, tiyatroya, sinemaya meraklıydı. Bir dönem İstanbul’da SGDF’nin bünyesindeki Tiyatro Kaktüs’te birlikte tiyatro yaptık.”
ÖĞRETMENLERİ İÇİN YÜRÜDÜLER
Suruç’taki patlamada hayatını kaybeden İngilizce öğretmeni 28 yaşındaki Süleyman Aksu için bir grup öğrenci yürüyüş yapıp daha sonra taziye ziyaretinde bulundu. Aksu'nun öğretmenlik yaptığı Şemsettin Onay Lisesi önünde bir araya gelen öğrenciler ve öğretmen arkadaşları ellerindeki pankartlarla ve sloganlarla ilçe merkezindeki Cengiz Topel Caddesi'ne kadar yürüdü. Kepenklerin kapalı olduğu ilçede, esnaf da yürüyüşe destek verdi. Yürüyüş sırasında duygusal anlar yaşandı.
Bazı öğrenciler ve yakınları gözyaşı döktü. Öğrenciler daha sonra Aksu için evlerinin bahçesinde kurulan taziye çadırına gitti. Bir dakikalık saygı duruşunun ardından basın açıklamasını okuyan öğretmen Kenan Canan, "Kobani'de yıkılan umutları yeşertmeye, kütüphane, çocuk parkı yapmaya gideceklerdi. Aslında sadece Kobani'nin inşası için değil, tüm dünyaya kardeşlik mesajı vermek isteyen güzel yürekli insanlarımıza haince bir saldırı düzenlendi. Saldırıda yaşamını yitiren güzel yürekli insanlarımıza Allah'tan rahmet diliyor, yaralı yurttaşlarımıza da acil şifalar dileriz" dedi. (DHA)
GEZİ’DE GÖZÜ, PATLAMADA KIZ ARKADAŞI...
Gezi Parkı protestoları sırasında yüzüne isabet eden gaz fişeği nedeniyle sağ gözünü kaybeden Çağdaş Küçükbattal (28), Suruç’taki bombalı saldırıda da kız arkadaşı Büşra Mete’yi (23) kaybetti. Saldırıda Çağdaş Küçükbattal da bacağından yaralandı.
Çağdaş Küçükbattal, Gezi Parkı protestolarının alevlendiği 31 Mayıs 2013’te Tarlabaşı’nda gaz fişeğiyle vurularak yaralanmış; ancak üç ameliyat olmasına rağmen sağ gözünü kaybetmişti.
TWİTTER’DAN VEDA
20 yaşındaki Alper Sapan, Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi’nde felsefe eğitimi alıyordu. Ölümünün ardından eski kız arkadaşı Sude Eldem, Twitter’da, “Bir kızı olsun istiyordu. Adını da Gece koyacaktık. Özledim be Alper’im. Ben seni öpmeye kıyamadım. Seversem canın yanar diye korktum. Seni parçalara ayırdılar Alper’im” diye yazdı
OĞLUNUN İZİNDEYDİ
Gazi Mahallesi’nde yaşayan 31 yaşındaki Mustafa Can Şeker geçtiğimiz yıl IŞID’a karşı savaşmak için Kobani’ye gitti. YPG saflarındaki Mustafa Can Şeker 22 Ocak 2015’teki çatışmada ağır yaralandı ve tedavi için getirildiği Diyarbakır’da 28 Ocak’ta hayatını kaybetti. Oğlunun acısına dayanamayan annesi Zahide Şeker de iki ay sonra hayatını kaybetti. Mustafa Can Şeker’in 65 yaşındaki babası İsmet Şeker de, “Oğlumun gittiği yeri görmek istiyorum” diyerek Kobani’ye geçmek için Suruç’a giden gruba katıldı. Gençlerin ‘İsmet Amca’ dediği İsmet Şeker, Suruç’taki patlamada hayatını kaybeden en yaşlı isim oldu. İsmet Şeker’in cenazesi İstanbul’a getirildi.
Suruç’ta hayatını kaybedenler arasında Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi 3’üncü sınıf öğrencisi iki arkadaş Nuray Koçan ve Nazlı Akyürek de vardı. 22 yaşındaki iki arkadaş Kobani’ye yardım götürmek için o gün Suruç’taydı. Arkadaşları Gökçe Şengönül, “Nazlı ile Nuray çok çok yakın arkadaşlardı. Nuray, duyarlı bir arkadaşımızdı. Bir yıl aynı yurtta kaldık. Bir şeyler yapmaya çalışan bir öğrenciydi. Daha önce Kobani’ye birlikte gidip yardımları götürmüştük” dedi.
KEKE DİYORLARDI
Suruç’ta patlamada ölen 23 yaşındaki Yunus Emre Şen Vanlıydı. Ankara Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi’ndendi. Arkadaşları ona “Keke” diyordu. İnsana hayat enerjisi veren biriydi.
Dinç ailesinin tek çocuğu olan İstanbullu Ece’nin Kadıköy Anadolu Lisesi’nden mezun olduğunda tek hedefi vardı: İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi. Puanı yetmeyince geçen yıl tercih yapmadı. Yeniden üniversiteye hazırlanırken hayatına aktif siyaset girdi. Kuruluşunda da yer aldığı HDP Kadıköy İlçe Örgütü’nde genç yaşına rağmen yöneticiliğe kadar yükseldi. Artık ilk tercihi İstanbul Üniversitesi Siyaset Bilimi’ydi. 8 ay önce birlikte ev tuttuğu üç arkadaşından biri “Bu sene kendinden o kadar emindi ki, sadece 5 tercih yaptı; büyük ihtimalle de girecekti” dedi.
OKULUN EN POPÜLERİ
Murat Yurtgül (21), Mardin Kızıltepeli. Arel Üniversitesi Psikoloji Bölümü 4’üncü sınıfa geçmişti. Üniversitenin İnsan Hakları ve Demokrasi Kulübü Başkanı idi. Üniversite yönetimi Murat’ı, “Aktif, derslerinde çok başarılı ve en popüler öğrencimizdi” diye anlatıyor. Murat iki kez üniversitede “En çok kitap okuyan kitap dostu” seçip ödüllendirmişti.
19 ’UNDAYDI
Ali Can Vural (19): Samsunluydu. Deniz Gezmiş parkasıyla bir mağazada çektirdiği fotoğraf paylaşan Vural altına “İşte devrimci ruh budur, hayalini kurduğun parkaya paran yetmeyince hatıra olsun diye mağazada fotoğraf çektirmek” notunu düşmüştü. Vural'ın bu Tweeti Suruç'taki patlamanın ardından sosyal medyada hızla yayıldı. 17 Temmuz’da Twitter hesabından “Katillere, işbirlikçilere, kafa kesenlere, kadınları aşağılayanlara karşı yeniden inşa için Kobani’deyiz” mesajını paylaşmıştı. Gencin Ordu'daki dede ocağında da olayın ardından yas hâkimdi.
Nagegül Boyraz - Cebrail Günebakan
4 ÇOCUK ANNESİ
CHP Maltepe Belediye Meclis Üyesi Yasemin Boyraz’ın annesi Nazegül Boyraz, 55 yaşındaydı. Dört çocuğu vardı. Ağabeyi Rıza Şeker, “Yarım ekmeği olsa herkesle paylaşan bir kişiliğe sahipti” dedi. Cenazesi dün İstanbul’a getirildi.
Cebrail Günebakan (24): Adana’da, Kobani’de hayatını kaybeden Sibel Bulut için kurulan taziye çadırına polisin müdahalesi sırasında tanıdı kamuoyu onu. Bir polisin, ağzını yırtarcasına elleriyle yaptığı müdahale, kamuoyunda tepkiye neden olmuştu. Suruç’taki saldırıda kurtulamadı.
HAYATA TUTUNDU
Suruç’taki patlamada ağır yaralanan ve yanında yatan Gökçe Çetin’le el ele tutuşmuş fotoğrafı dün Hürriyet’in birinci sayfasında yer alan Dr. Çağla Seven, hayata tutundu. Vücudundan 100’ün üzerinde bilye çıkarılan 27 yaşındaki Seven, dün solunum makinesinden çıkarıldı. Genç doktor, son TUS sınavında Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi çocuk hastalıkları ve sağlığı uzmanlığını kazanmıştı. TTB Olağandışı Sağlık Hizmetleri Kolu Üyesi Dr. Ali Özyurt, Dr. Seven ile 10 gün önce Suadiye sahilinde karşılaştıklarını belirterek, “TUS’u kazandığı için çok mutluydu. Eğitim alacağı hastaneye yakın olsun diye Pendik’de ev kiraladığını anlattı” dedi.
GÖZALTINA ALINDI HAYATTA KALDI
Suruç girişinde polisin gözaltına aldığı iki genç, bu sayede bombalı saldırıdan kılpayı kurtuldu. Haklarındaki yakalama kararı nedeniyle adliye sevk edilen gençlerden Servet Toygar tutuklanırken, Emrah İlingi de ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. İlingi, Hürriyet’e yaşadıklarını şöyle anlattı: “Sabah Suruç’a giriş yaptığımızda çevirme oldu. Polisler, oyuncak ve kütüphane için götürdüğümüz malzemeleri didik didik aradı. O sırada yapılan GBT kontrolü sırasında hakkımda bir yakalama kararı olduğu anlaşıldı. Gözaltına alındım. Adliyede bulunduğumuz sırada patlama meydana gelmiş. Birden işlemler hızlandırıldı. Gözaltında olduğum için yapılan basın açıklamasına katılamadım. Yoksa o pankartın bir ucundan ben tutacaktım.”
Patlamanın meydana geldiği Amara Kültür Merkezi’ne sabah saatleriyle birlikte insan akını oldu. Saldırıda yaralı kurtulan İstanbul Üniversitesi Siyaset Bilimi öğrencisi Efe Çatalbaş da, alçıdaki ayağıyla patlamanın olduğu yere gitti. Çatalbaş, “Patlamanın olduğu noktaya sırtım dönüktü, bir anda ateş çıktı ve patlama oldu. Saldırganlar, katiller bellidir. Hepimiz birbirimizi tanıyorduk, yabancı birisini görmedim, nasıl geldiğini bilmiyorum” dedi.
20 AĞIR YARALI
Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, hastanelerde tedavi gören yaralı sayısı 29. Bunlardan 25'i Şanlıurfa merkezdeki hastanelerde tedavide. 5'i serviste, 20'si yoğun bakım ünitesinde. 4 yaralı ise Malatya, Diyarbakır, Gaziantep ve İstanbul'daki hastanelerde.
AĞITLARLA
Şanlıurfa’da meydana gelen intihar saldırısında ölenlerin sayısı 32’ye yükselirken, acı çeşitli kentlere gönderilen cenazelerle dalga dalga Türkiye’ye yayıldı.
SGDF yetkilileri, ölenlerden 31’inin kimliklerini şöyle açıkladı: Uğur Özkan, Kasım Deprem, Hatice Ezgi Saadet, Cemil Yıldız, Çağdaş Aydın, Nazlı Akyürek, Ferdane Ece Dinç, Mücahit Erol, Murat Yurtgül, Emrullah Akhamur, İsmet Şeker, Okan Pirinç, Nartan Kılıç, Ferdane Kılıç, Serhat Devrim, Mert Ali Barutçu, Erdal Bozkurt, Süleyman Aksu, Koray Çapoğlu, Cebrail Günebakan, Veysel Özdemir, Nazegül Boyraz, Alper Sapan, Ali Can Vural (19), Osman Çiçek, Dilek Bozkurt, Büşra Mete (23), yunus emre Şen (22), Ayda Ezgi Şalcı (21), Mehmet Ali Varol, Duygu Tuna. Patlamanın ardından yaşamını yitirenlerin cenazeleri önceki akşam Gaziantep Adli Tıp Kurumu’na getirildi. Cesetlere burada çok sayıda savcı ve doktor nezaretinde otopsi yapıldı. Otopsileri tamamlanan cenazeler ailelerine teslim edildi. Patlamada yaşamını yitirenlerden 23 kişi için öğle saatlerinde Asri Mezarlık içindeki Bahaddin Nakıpoğlu Camisi’nde tören düzenlendi. HDP milletvekillerinin de katıldığı törende, ölenlerin yakınları tabutlara kapanarak gözyaşı döktü. Törenin ardından cenazeler sloganlar ve marşlar eşliğinde memleketlerine gönderildi.
Cenazeleri gönderilen 28 kişiden başka, saldırıda ölen diğer 4 kişiden 2'sinin kimliğinin saptandığı, 2'sinin ise saptanamadığı öğrenildi. Kimliği saptanamayan 2 kişiden birinin eylemi gerçekleştiren 'canlı bomba' olduğu sanalıyor. Patlamada vücut bütünlüğü bozulan 4 cesetten alınacak kan ve doku örneklerinin İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderileceği ve burada yakınlarından da alınacak örneklerle karşılaştırılarak kimlik tespitlerinin netleşeceği kaydedildi.
ANNESİNİ TAŞIDI
(Gülden AYDIN, Ali DAĞLAR, Şehriban OĞHAN, İpek YEZDANİ, Mesude ERŞAN, Eyüp SERBEST, Ayşegül USTA, Özge EĞRİKAR, Mesut Hasan BENLİ, Esra ÜLKAR)