Eygi: Medeni bir ülkede kıyametler kopardı

Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun, Milli Gazete'deki bir yazısı nedeniyle Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 312. maddesinin 2. fıkrasından aldığı 1 yıl 8 aylık hapis cezasını onadığı Mehmet Şevket Eygi, ortada, medeni bir ülkede olması halinde kıyametler kopartacak bir çelişki bulunduğunu savundu.Eygi hakkında verilen karara ilişkin İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) İstanbul Şubesi'nde açıklama yapan Şube Sekreteri Selahattin Güven, “Yargıtay'ın düşünce ve ifade özgürlüğü bağlamında Mehmet Şevket Eygi ile ilgili verdiği karar, geçtiğimiz ay yine Milli Gazete'nin başka bir yazarı olan Selahattin Aydar hakkında verdiği özgürlükçü kararla çelişmektedir” dedi.     Güven, “Şiddet ve hakaret içermeyen bir düşüncenin toplumdaki genel kanaatlere aykırı, hatta şok edici olsa dahi düşünce özgürlüğü kapsamında medya aracılığıyla ifade edilmesinin önünde bir engel olmaması gerektiğini” savundu.    "YANLIŞLIĞA KURBAN GİTTİM" Açıklamaya katılan Mehmet Şevket Eygi de şöyle konuştu:    “Yargıtay, Türkiye'nin en büyük, en üst mahkemesidir ve kurum olarak her zaman saygıya layıktır. Buraya insanlar nöbetleşe gelmektedir. Onlara da insan olarak, vatandaş olarak saygı borçluyuz. Fakat fikirlerini, görüşlerini, kararlarını hakaret etmemek, kanunları çiğnememek şartıyla da tenkit edebiliriz.    Ortada Fransa, İsviçre, İngiltere, İsveç, Norveç, Avusturya gibi medeni bir ülkede olmuş olsaydı kıyametler kopartacak bir çelişki vardır. Bir ay içinde taban tabana zıt, aynı konuda 2 karar verilmiştir...    Ben şahsen kendimi, bir yanlışlığa kurban olarak görüyorum. Fakat hiçbir zaman agresif bir şekilde, düşük seviyeli bir üslupla kendimi müdafaa etmem. Bu bir hukuk meselesidir.”    Gerekçeli kararın henüz kendilerine gönderilmediğini ifade eden Eygi, “Zaten bu kanunun değişmesi dolayısıyla zannediyorum ki dosya yeni kanundaki 216. maddeye göre asliye ceza mahkemesine verilecek. Bakalım ne olacak?” dedi.     Eygi, bir gazetecinin “Ceza bozulmazsa AİHM'e başvurup başvurmayacaklarını” sorması üzerine de “Bazen hakkını aramak sadece bir hak değil, bir vazifedir. Tabi ki Avrupa insan haklarına bunu götürmemiz gerekir” diye konuştu.�