Güncelleme Tarihi:
Gazetelerin düellosu
Okurlarının yüzde 92'si Batı Berlin'de yaşıyor. 1945'te kuruldu. Geleneksel bir halk gazetesi sayılan Tagesspiegel, 1992 yılında el değiştirdi ve Almanya'nın en büyük medya gruplarından Holzbrinck'e (Die Zeit'ın yayıncısı) ait. Grubun 1998 yılı cirosu 3,6 milyar mark.
Sol çizgideki gazetenin okurlarının dörtte üçü Doğu Berlin'li. İki Almanya'nın birleşmesinden önce Doğu Alman Komünist Partisi'nin denetiminde olan gazete Gruner + Jahr (Stern, Geo'nun yayıncısı) grubu tarafından satın alındı. Grubun geçen yılki cirosu 5,1 milyar mark. Gazetenin yeniden yapılanması için 1997 yılından bu yana 30 milyon marklık yatırım yapıldı. 1 Mayıs'tan itibaren yayın yönetmenliği görevine Martin Süskind getiriliyor.
9 Kasım 1989'da duvarın yıkılmasıyla doğu ve batı kesimi birleşen Berlin, bu yıl içinde Almanya'nın başkenti olmaya hazırlanıyor. Cumhurbaşkanı, parlamento, hükümet ve bakanlıkların büyük çoğunluğu Berlin'e taşınma hazırlıkları yaparken, gazeteler de başkentte birbirinden okur kapma yarışına girdi.
Alman okurlar daha çok yerel gazetelerini okumayı tercih eder. Ulusal günlük gazeteler Frankfurter Allgemeine Zeitung ve Süddeutsche Zeitung, bugünlerde Berlin bürolarını genişletmek için harıl harıl çalışıyor. Bugüne kadar gazetelerinde fazla yer almayan Berlin haberlerine yer açmak için ekler hazırlanıyor. Bu eklerin iyi olmasını sağlayacak gazetecileri bulmak için de Berlin'deki gazetelerden transferler yapıyorlar. Haftalık ulusal gazete Die Zeit, mayıstan itibaren vereceği 40 sayfalık bir Berlin eki hazırlıyor.
Berlin'deki yerel gazeteler ise yeni ulusal rakiplerine karşı ayakta kalabilmek ve onlara okur kaptırmamak için büyük savaşa hazırlanıyor. Batı Berlin gazetelerinden Der Tagesspiegel bu yılın başında büyük bir transfer yaparak Münih'te yayınlanan ulusal gazete Süddeutsche Zeitung'un en parlak editörünü yayın yönetmenliğine getirdi: Giovanni di Lorenzo.
EN GENÇ, EN YAKIŞIKLI
Almanya'nın en genç yayın yönetmenlerinden biri olan Di Lorenzo, aynı zamanda ülkenin en ‘‘yakışıklı yayın yönetmeni’’ olarak gösteriliyor. Dergilerde boy boy fotoğrafları ve hakkında geniş yazılar yayınlanıyor. İtalyan baba ve Alman anneden doğan di Lorenzo, 10 yaşına kadar İtalya'da yaşamış. Anne ve babası ayrılınca ikiz kardeşi ve annesiyle Almanya'ya dönmüş. Yok denecek kadar az Almancası'yla hep ‘‘yabancı’’ muamelesi görmüş. Çocukluğunun geçtiği Hannover'deki günleri hatırlamak bile istemiyor. Lisede okul sözcüsü seçildiğinde bir öğretmeninin söylediklerini ise unutamıyor: ‘‘Bu Itaka'yı (bir İtalyanı aşağılamak için söylenen bir sözlük) vurmak lazım!’’
Di Lorenzo, kötü geçen çocukluğunun ve aşağılanmanın acısını çıkarmak için ‘‘en iyi’’ olmaya şartlandırıyor kendisini. Üniversitede ‘‘en iyi öğrenci’’ oluyor, 17 yaşında Hannover'deki bir bulvar gazetesinde yaptığı staj sırasında tüm yeteneklerini ortaya koyuyor, müdürleri bugün hala onun için ‘‘o gazetecilik mesleği için büyük bir şans’’ diyor.
1984-87 yılları arasında televizyona iki ayrı talk-show programı hazırlıyor. Yakışıklılığı dikkatlerden kaçmıyor. Ama o yeteneklerini bir gazetede sergilemeyi seçiyor ve Süddeutsche gazetesinde iç politika muhabiri olarak çalışmaya başlıyor. 1992 yılında, Almanya'daki mülteci yurtlarına birbiri ardına yapılan ırkçı saldırılara karşı ‘‘ışık zinciri’’ kampanyasını başlatıyor. Ardından Süddeutsche gazetesinin en prestijli sayfası olan 3. Sayfa'nın editörü oluyor. Türk gazetelerinin aksine, buradaki 3. Sayfa'da sadece röportajlar yer alıyor. Di Lorenzo'nun yaptığı sayfayı okurları çok tutuyor, çünkü sivri röportajlara yer veriyor. Ancak bu arada bazı ‘‘dinozor’’ların ayağına da basıyor. Meslekteki asıl hedefi Washington, Roma veya Berlin muhabiri olmak. Gazete yönetimi kendisinden habersiz bu merkezlere muhabir atayınca kızıyor ve ayrılmaya karar veriyor.
Batı Berlin'in ikinci büyük gazetesi 132 bin tirajlı Tagesspiegel'den gelen yayın yönetmenliği teklifini hiç düşünmeden kabul edip, çok sevdiği Münih'i, gazetesini ve dostlarını terkediyor. Münih'teki arkadaşlarının di Lorenzo'nun arkasından, ölmüş birinin ardından ağlar gibi gözyaşı döktüğü anlatılıyor.
SONUNA KADAR SAVAŞ
Di Lorenzo'nun Berlin'de işi zor. Gazetenin 132 bin olan tirajını artırmak için sahip olduğu tüm silahları kullanacağını anlatıyor Max dergisine. ‘‘Sözleşmemde çok açık yer alıyor. Tiraj artırmak için herşeyi yapma yetkim var’’ diyor. Tagesspiegel'in 54 yıllık sarı logosunu beğenmediği için grafikerleri, bordo renginde yeni bir logo yaratmaları için gece gündüz çalıştırıyor. ‘‘Sarı renk psikolojik etkisi açısından iyi değil. Sarı ve siyah nerelerde kullanılır? Tehlikeye dikkat çekmek için: Dikkat! Atom!’’
Genç yayın yönetmeni, Süddeutsche ve Frankfurter gazeteleri gibi ulusal ‘‘lig’’de oynamayı hedefliyor. Ancak Berlin'deki yerel rakipleriyle bile başedebilmiş değil henüz. 208 bin satan eski Doğu Berlin'in gazetesi Berliner Zeitung 20 milyon marklık yatırım yaptı. Almanya'nın en ünlü yazar ve muhabirlerini kadrolarına kattı. Ama orada da sorunlar yok değil. Gazete şu an başsız, 1 Mayıs'tan itibaren yeni bir yayın yönetmeni geçecek gazetenin başına.
Di Lorenzo'nun elinde birkaç milyon markı ve ‘‘rüya takımı’’ diye adlandırdığı ve transfer etmek istedği bir yazar ve muhabir listesi var. Tahmin edileceği gibi hepsi de Süddeutsche gazetesinden.
Giovanni di Lorenzo'nun Tagesspiegel'e yayın yönetmeni olmasına İtalya'daki tüm gazeteler geniş yer vermiş: ‘‘Almanya'nın başkent gazetesine İtalyan yayın yönetmeni!’’
Di Lorenzo'ya en büyük destek belki de kadın okurlardan gelecek. Ne de olsa parlak yayın yönetmenini geçen haftalarda bir kadın dergisi ‘‘Almanya'nın en yakışıklı yayın yönetmeni’’ seçmek istemiş. Ancak bunu duyan di Lorenzo bizzat dergiyi arayarak, bunu engellemiş. ‘‘Ne de olsa ciddiyeti kaybetmemek gerekiyor. Ciddi bir iş yapıyoruz’’ diyor.
Kısacası Berlin'deki gazeteler çok acil yeni okurlar arıyor. Tirajlar patlamalı. Ama nasıl? Bu sorunun yanıtını di Lorenzo dahil, hiçbir yayın yönetmeni şu ana kadar bulabilmiş değil.