Güncelleme Tarihi:
Jeoloji Yüksek Mühendisi Şakir Özçelik (70) 1981 yılında Gönül Özçelik (64) ile evlendi. Çiftin, bu evlilikten iki çocuğu oldu. İddialara göre, Şakir Özçelik, emekli olmasıyla birlikte çiftin evliliklerinde sorunlar yaşanmaya başladı. Yaşanılan tartışmalar nedeniyle Şakir Özçelik ayrı yaşama kararı alarak Eskişehir’deki evine taşındı, eşine karşı da boşanma davası açarak 400 bin TL maddi ve 200 bin TL de manevi tazminat talebinde bulundu. Şakir Özçelik dava dilekçesinde, evlilik sürecinde eşinin prim borcunun kendisi tarafından karşılanarak emekli olmasını sağlandığını, eşinin sadece 1 yıl çalıştığını, eşinin üç daireli bir apartmanı olmasına rağmen evin giderlerine hiçbir katkı sunmadığını, kendisine sürekli küfür ve hakaretlerde bulunduğunu, evi terk etmesini istediğini iddia etti. Özçelik, eşinin kendisine “Allah belanı versin, öl geber”, “Hayvanoğlu hayvan” şeklinde küfürler ettiğini, son bir yıldır horladığını bahane ederek kendisini yataktan attığını, “Öldüğün zaman maaşını ben alacağım” dediğini de ileri sürdü.
‘KOMPLEKSE GİRDİ’
Gönül Özçelik de açılan boşanma davasına ilişkin verdiği cevap dilekçesinde, babasından kendisine kalan 3 katlı evden sonra eşinin iyice değiştiğini, sanki bir komplekse girdiğini, tutum ve davranışının giderek olumsuz hale geldiğini, şişmanlığı ile ilgili olarak kendisine “gebeş” diye hitap ettiğini iddia etti. Gönül Özçelik, eşinin işi gereği lojmanlarda otururken, en ufak bir sinirli anında “Bu lojman bana tahsisli, bekçiyi çağırıp seni dışarı attırırım” dediğini, davacının evden kovulmadığını, kendisinin ayrıldığını, halen eşini sevdiğini belirtti. Aile birliğinin gerektirdiği vazifeleri ihmal ve ihlal etmediğini, bunu en iyi şekilde yapmaya çalıştığını da savunarak, “Ağır kusurlu olan davacının kendisinin olduğunu, dünyayı sarsan korona nedeniyle erkek eşlerin sürekli evde olması, sosyal hayatlarının sarsılması küçük olayların büyütülmesine sebep olduğunu, ancak davacının son dönemde psikolojisinin bozulduğunu, talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu, bu boşanma davasının bir hırs ve öfkenin sonucu olduğu” iddiasında da bulundu.
DAVA REDDEDİLDİ
Davaya bakan mahkeme, çiftin boşanmasına karar verdi. Mahkeme, kadının eşine oranla daha ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle 10 bin TL manevi 10 bin TL de maddi tazminat ödemesine de hükmetti. Kararın istinaf incelemesini yapan Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi de yerel mahkeme kararını onadı. Davalı vekili karara ilişkin temyiz başvurusunda bulundu. Kararın temyiz incelemesi Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nce yapıldı. Daire, çiftin boşanmamasına karar vererek, Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararını bozdu. Kararda, yasaya göre, boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerektiği belirtilerek, özetle “Bir kısım olayların tepkisel nitelikte olduğu, bu sebeple yaklaşık 40 yıl süren bir evliliğin sona erdirilmesine yeterli olacak nitelikte olmadığı... Bu durumda davalı kadının boşanmaya sebebiyet verecek bir kusurunun varlığının dosya kapsamından ispatlanamadığı anlaşılmaktadır” denildi. Yargıtay’ın bozma kararının ardından dava yeniden görülmeye başlandı. 5 Kasım tarihinde yapılan duruşmada mahkeme Yargıtay kararına uyarak, davanın reddine karar verdi.