Zafer TOKUŞ/ADAPAZARI (Sakarya), (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 04, 2008 14:02
YABANCI uyruklu hayat kadınlarına yönelik iki yıl önce iki operasyon yapılıp yabancı uyruklu 85 kadınının gözaltına alındığı Sakarya'nın Karasu İlçesi'nde boşanma davaları arttı.
İlçede son olarak 2 kadın daha, eşlerinin yabancı uyruklu kadınlarla ilişkileri olduğunu öne sürerek boşanmak için mahkemeye başvurdu. Karasu Kaymakamı İlker Gündüzöz, sorunun yalnızca devletin alacağı önlemlerle çözülecek bir olay olmadığını, bir kültür sorunu haline geldiğini belirtti.
Karasu Asliye Hukuk Mahkemesi'ne boşanma davası açan bir çocuk annesi N.S., eşinin yabancı uyruklu kadınlarla ilişkisini çektirdiği fotoğraflardan öğrendiğini söylerken, 2 çocuk annesi M.İ. ise “Benim üzerime onu kuma getirmek istiyor” dedi.
İncilli Mahallesi'nde oturan 38 yaşındaki N.S., 18 yıllık evli eşi G.S.'nin kendisini yabancı uyruklu bir kadınla aldattığını kaydederek şunları söyledi:
“Eşim inşaat sektöründe kaynakçı olarak çalışıyordu. Eşimle görücü usülü evlendik. 18 yıllık evliyim ve bir çocuğum var. Ben maaş bordrolarını ararken, eşimin bavulunda bir kağıda sarılı olarak fotoğraflar buldum. Eşimin Romanyalı bir kadınla ilişkisi varmış. Gazinolarda tanışmışlar. Ben son zamanlarda bir şeyler olduğun hissetmiştim. Eşim 9 kredi kartının borcunu bana bıraktı kaçtı. 50 bin YTL'ye yakın borç bıraktı. Eşimle görücü usülü evlendik. Eşim bu paraları gazinolarda yedi. Ben bunları öğrenince eşime sordum beni dövdü. Kuaförde çalışıyorum ve haftalık 90 YTL alıyorum. Kiram 250 YTL nasıl geçineceğim bilmiyorum. Bu borcu kabullenmediğimi bildirdim boşanma davası açtım. Baştan beri hissediyordum ama eşim inkar ediyordu.”
Yaşadığı sorunun benzerini ilçede birçok kadının da yaşadığını söyleyen N.S. sözlerini şöyle sürdürdü:
“Karasu'da bu nedenle yuvaları yıkılan, kötü muamale gören çok kadın var. Bunları görmüyor mu yetkililer? Yuvalar yıkılıyor, çocuklar mağdur oluyor. Ben şimdi kuaförde çalışmaya başladım. Karasu ilçemiz sosyal açıdan çok bozuldu. Yolda yürüyemez hale geldik. özellikle sahil kesiminde bir kadın tek başına yürüyemiyor çünkü tek başına gördüklerinde ‘nataşa’ zannediyorlar.”
ROMANYALI KADINI KUMA GETİRMEK İSTEDİ
Eşi tarafından Romanya uyruklu kadınla aldatıldığını tesadüfen ögrenen 42 yaşındaki M.İ. de şiddete maruz kaldığını söyledi. Eşinin Romanyalı kadını kuma olarak kabul etmesi için baskı yaptığını dövdüğünü söyleyen M.İ, şöyle dedi:
“3 çocuğum var. 20 yıllık evliyim. Eşimin Romanyalı bir kadınla ilişkisi olduğunu öğrendim. Hemen boşanma davası açtım. Boşanmayı kabul etmiyor. Bana kumalığı kabul etmem için baskı uyguluyor. Ben de kabul etmeyeceğimi ve boşanmak istediğimi söyledim ama bir gelişme kat edemedik.”
İlçedeki gazinolarda bulunan yabancı uyruklu kadınlar yüzünden yuvaların yıkıldığını söyleyen M.İ. sözlerini şöyle sürdürdü:
”Benim durumumda olan birçok kadın var. Karasu ilçemize gazinolar açıldığından beri bir çok yuva yıkıldı. Çaresiz olan birçok kadın kumalığı kabul etmek zorunda kalıyor. Bu sosyal kirliliğinin ortadan kaldırılmasını istiyoruz. Bizlerin yuvaları yıkıldı başka yuvalar yıkılmasın. Hem maddi hem de manevi açıdan çok zor durumdayız. Yıllarca emek verdiğimiz yuvalarımız Romanyalı, Gürcistanlı kadınlar yüzünden yıkılıyor. Bizim için aile olmak aile kurmak çok önemli onun ayakta durması için elimizden geleni yapıyoruz. Ama başımıza gelen şeyler kabul edilebilir şeyler değil. Yetkililerden bu tür yerlerin kapatılmasını istiyoruz. İlçemiz ufak ve turustik bir yer. Bu olaylar herkesi etkiliyor.”
Bu arada Karasu’daki aile mahkemesinde son 7 ay içerisinde açılan boşanma davası sayısının 400 civarında olduğu belirtildi. Boşanma davalarının arttığı Karasu İlçesi'nde 2 yıl önce Emniyet Müdürlüğüne bağlı ekipler fuhuş sektörüne yönelik gerçekleştirilen iki ayrı ‘Orkide’ adı verilen operasyonda yabancı uyruklu 85 hayat kadını gözaltına alınmıştı.
Karasu Kaymakamı Gündüzöz ise kanunun verdiği yetki kapsamında gerekenleri yaptıklarını belirterek şunları söyledi:
“Böyle olayların yaşanmaya başladığı doğru. Evi eşini terk ettiği için mağdur olan bir kadını, kadın sığınma evine yerleştirdik. Bu olay biraz kültür meselesi. Sosyal bir boyutu var. Bu kapsamda aile içi eğitim seminerleri vermeye başladık. Ama bu durum sadece devletin alacağı önlemlerle çözülecek bir olay değil. Mutlaka insanlarımızın sosyal duyarlılık göstermesi gerekiyor. Bu bir kültür sorunu haline geldi.”