Güncelleme Tarihi:
Bora, 17'nci Altınkoza Film Festivali'ne katılmak üzere geldiği Adana'da, bir sinema dergisinin 1953 yılında açtığı “artist yarışmasında” birinci olarak adım attığı beyaz perdeye hayatını adadığını ancak, Türkiye'de halen sanata ve sanatçıya yeterince kıymet verilmediğini görmekten üzüntü duyduğunu söyledi.
Gerçek adı Ekrem Şerif Uçak olan, 45 yıldır evli olduğu Gül Uçak'tan 3 çocuğu bulunan ve 4 torun sahibi olan Ekrem Bora, şunları kaydetti;
“Türkiye'de sinema sanatçısı olmak için gönülden bağlı olmak lazım, başka türlü bu işin kahrı çekilmez. Çünkü, sinema bizim jenerasyona para kazandırmadı. Prodüktörlere yardım ediyor, film bitiriyorduk. 57 yılımı verdiğim sinemadan bir dikili ağacım olmadı. Ben halen dimdik ayaktayım, uygun teklifler olursa dizi de yapıyorum ancak, çalışamaz duruma gelen sinema emektarları var. Onlar çok zor durumdalar.
Ben kendime iyi baktığım, 45 yıldır hayatımda olan eşim Gül Uçak ile mutluluğum sayesinde sağlıklıyım. Evimdeki mutluluğum benim önce dil kanseri, ardından ciğerlerime sıçrayan kanseri yenmemi sağladı. Hayata yeniden tutundum. Ama onlarca arkadaşım var ki sinemaya verdikleri emeğe rağmen bugün sosyal güvencesiz, sefalet içinde yaşıyorlar. Bu beni çok üzüyor.”
Bora, son yıllarda yaygınlaşan dizi filmlere de değinerek, şunları kaydetti;
“Türk sineması dizi filmlerin gölgesinde kalmaya devam ediyor, artık kabuk değiştirmeli. Ben de büyük beğeni kazanan 'Gümüş' gibi bazı dizi filmlerde oynadım ancak, sinemasız olmaz. Sinema iyi giderken birde baktık seks filmleri çıktı, o bitti diziler başladı. Bunun da bir zamanı var o da bitecek. Bundan sonra sinema olarak ne yapmak gerektiğini düşünmeliyiz.
“DİZİ FİLMLERE ÇEKİ DÜZEN VERMEK GEREKİYOR”
Bora, dizi filmlerin de, sinemanın da olması gerektiğini belirterek, “Ancak, sinemayı bir şeyler yapıp dizi filmlerin gölgesinden kurtarmalıyız” dedi.
Dizi filmlere de senaryosundan başlamak üzere çeki düzen vermek gerektiği düşüncesinde olduğunu ifade eden Bora, “Konuları hep aynı, ya aşiret, ya töreler işleniyor, ya da kadının kocasını, kocanın karısını aldatması konu ediliyor, dilimize ters düşen diyaloglar duyuyoruz. Bir de öylesine uzatılıyor ki artık bıktırıyor. Bu sorunun kaynağı prodüktörlere dayanıyor. Prodüktör, bir yazarına demiyor ki 'git yaz getir' diye. Çünkü masrafı düşünüyor, masrafı düşünmezlerse güzel hikayeler olur” diye konuştu.
Kendisine gelen sinema ya da dizi film tekliflerini iyice irdeledikten sonra kabul ettiğini belirten Bora, “Biz artık yaşlandık, bunu kabul etmek lazım ancak, biz yaşlanınca prodüktörler 'iş yapamaz' diye düşünüyorlar. Oysa, her
yaşın bir rolü vardır. Amerika'da bizden büyük oyuncular halen başrol
oynuyorlar. Bizde sanata ve sanatçıya yeterince kıymet verilmediğini görmekten üzüntü duyuyorum” diye konuştu.
“KIVANÇ TATLITUĞ ÖĞRENCİM”
Ekrem Bora, sinema ve dizi filmlerdeki genç jenerasyonda öğrencisi olduğunu belirttiği Kıvanç Tatlıtuğ ile son dönemlerde dizi filmlerde ön plana çıkan Kenan İmirzalıoğlu'nu beğendiğini ifade ederek, “Onlar, sinemada bizim kuşağın yerini doldurabilecek kapasitede. Ancak, bunun dışında oyunculuğun hakkını veremeyenler de var elbette” dedi.
Altınkoza Film Festivaline de dikkati çeken Bora, her kentin benzer festivaller düzenlemesi gerektiğini savunarak, şöyle devam etti:
“Benim eşim de Adanalı olduğu için bugüne kadarki tüm festivallere katıldım. Sağolsunlar her defasında beni davet ettiler. Adana Büyükşehir Belediyesi'ni bu geleneği sürdürmesinden dolayı kutluyorum.”