Güncelleme Tarihi:
DÜŞMAN ÜZERİNDEN SİYASET
“Bir düşman yaratmak ve o düşman üzerinden siyaset yapma anlayışı var. Bu yanlış ve demokrasilerde olmaması gereken bir anlayıştır. Birileri 18 maddeye evet oyu isteyebilir, bu onun en doğal hakkıdır. Ama vatandaşlara veya kendi kitlesine, neden vatandaşın evet oyu vermesi gerektiğini anlatması lazım. Ama bunu anlatamıyorlar. O zaman ne diyorlar? ‘Kemal Kılıçdaroğlu kötüdür, Kemal Kılıçdaroğlu şöyledir.’ Emin olun anlamakta zorluk çekiyorum. (Cumhurbaşkanı CHP’li vatandaşlara ‘referandumda evet oyu verin’ ve sizin için ‘bundan kurtulun’ dedi) CHP’de demokratik kurallar geçerli, seçimler demokratik kurallarla yapılıyor, tek adamın arzusuna göre parti şekillenmiyor. Sayın Davutoğlu yüzde 49.5 oy aldı. AK Parti’nin en yüksek oyunu sağladı 1 Kasım seçimlerinde. Peki Başbakanlıktan niye istifa etti? Tek adam istedi, istifa etmek zorunda kaldı. Bu mekanizmayı işleten kişi veya kişiler bize demokrasi dersi veremezler. Benim kalıp kalmayacağıma elbette partililer karar verir.
SABAH, ÖĞLE KILIÇDAROĞLU
(Cumhurbaşkanı ile bir programda bir araya gelseniz, ona ne demek isterdiniz bu referandumla ilgili) Vatandaştan evet oyu istiyorsunuz ama bir gerekçe söyleyemiyorsunuz. Şimdi ben karşınızdayım. Evet demem için beni ikna edin. Ben şunu söylerim, 15 yıldır siz hükümet değil misiniz? 15 yıldır siz terörü önlemek istediniz de ben karşı mı çıktım? Siz terörle mücadele konusunda bir karar aldınız da ben karşı mı çıktım? Terörle mücadele için parlamentoya bir kanun getirdiniz de biz karşı mı çıktık, başkaları karşı mı çıktı? 15 yıldır yapamadığınız bir olayı, anayasa değişikliği ile yapacağınızı söylüyorsunuz. Bana terörü engelleyecek bir madde söyleyin.
Kendilerine çağrı yaptım. Televizyon kanalları var. Siz de gelin ben de geleyim. Siz de konuşun ben de konuşayım. Siz yarım saat konuşun ben 15 dakika konuşayım. Altı üstü 18 madde. Ben konuştuğum zaman diyeceksiniz ki ‘Bak Kılıçdaroğlu, şu maddeyi şöyle anlatıyorsun, bak burada böyle yazıyor.’ Ben de mahcup olayım. Geliyorlar mı? Gelmiyorlar. Şimdi miting meydanlarında konuşuyorlar. Sabah, öğle, öğleden sonra Kılıçdaroğlu, ikindi Kılıçdaroğlu. Ya Kılıçdaroğlu ne yaptı? Ne yaptım ben? Devletin arabasını, uçaklarını, forslarını, paralarını kullanamıyorum. Her vatandaşın görüşü, tercihi, inancı, kimliği benim başımın üstünde. Ben bir vatandaşıma kızdım mı? Düzgün ve dürüst olmaya çaba harcıyorum. Hayır çıkarsa kaos olur diyorlar, niye kaos olsun. Başbakan yerinde, Cumhurbaşkanı yerinde, bakanlar yerinde. Bir sorun var mı, yok. Bir kaos çıkmaz.”
MECLİS’İME DOKUNMAYIN DİYOR
Bizim logomuzun üzerinde saçları örgülü Anadolu kızı var. Ne diyor üzerinde ‘Geleceğim için Hayır´ diyor. Neden biliyor musunuz? Bu çocuk 23 Nisan 1920´de kendisine bir bayram hediye edildiğini biliyor. O Meclis, Kurtuluş Savaşı’nı yöneten Meclis’tir. O Meclis Kıbrıs Barış Harekatı’nı yöneten Meclis’tir. O Meclis 15 Temmuz darbe girişimi püskürten bir meclistir. O Meclis’i baş tacı yapacağımıza o meclisin yetkilerini alıyoruz götürüyoruz bir kişiye emanet ediyoruz. O çocuk diyor ki ‘Dünyada sade ve sadece bana bayramı hediye eden benim Meclis’ime dokunmayın. Bu Meclis benim Meclis’im. Dedele-
rim hediye etti. Dokunmayın’ diyor.