Le Monde ve Der Spiegel’den derlendi
Oluşturulma Tarihi: Mart 26, 2006 00:00
Yüzyıllarca tüm Avrupa’da köylülerin, çiftçilerin ve avcıların hedefi oldular. Birçok ülkede soyları 100 yıl önce tükendi. Avrupa’da da neredeyse varlığı unutuldu gitti. Ama işte boz ayı Avrupa’ya bu kez bilim zoruyla geri dönüyor. Slovenya’dan alınan ayılar Fransa, İtalya, Avusturya’daki biyologların çabasıyla doğaya bırakılıyor. Ayıların bırakıldığı kimi bölgelerde yerel halk projeyi desteklerken kimi bölgelerde ayılara düşmanca yaklaşıyor.
Avrupa’da bugün 14 bin boz ayı var. Ancak bunların çok büyük bir bölümü başta Romanya, Balkanlar’da yaşıyor. Sürekli avlanma sonucu Avrupa’daki boz ay nüfusu 19. yüzyıl sonunda Pirene Dağları ve Alp Dağları’na sıkışmıştı. Bu hızlı azalma eğilimi 20. yüzyılda da sürdü. Örneğin İsviçre’deki son ayı 20. yüzyıl başında öldü. Fransa’da Pirene Dağları’ndaki ayı sayısı 1980’li yıllarda 15’e kadar düştü. 1990’larda ise ikisi dişi sadece altı boz ayı kalmıştı. İtalyan Alpleri’ndeki ayı sayısı 1990’ların başında sadece üç yaşlı erkekten ibaretti.
Bunun üzerine biyologlar ve çevreci örgütler boz ayıyı tekrar Avrupa’ya kazandırmak için harekete geçti. 1989’da Avusturyalı biyologlar, Mira isimli dişi ayıyı Slovenya’dan getirip ormana bıraktı. Mira, iki yıl sonra iki yavru doğurdu. 1991’den sonra iki ayının daha doğaya salınması ve yeni doğan 27 yavru sayesinde Avusturya’daki nüfusun 25-30’a ulaştığı ve kalıcılık kazandığı düşünülüyordu. Ancak muhtemelen kaçak avcılık sebebiyle bugün bu sayı tekrar 15’e düştü. 15 yıldır bu projede görev alan biyolog Georg Rauer’e göre boz ayılar Avusturya’da her yıl sadece 7 bin Euro’luk zarara yol açıyor. Bu zarar da tazmin edilmesine karşın yerli halkın olumsuz bakışı ve en ufak temasta silaha başvurması, ayıların sayısının doğal yollarla daha da çoğalmasını önlüyor.
LUMPAZ İSVİÇRE’DE
İtalya’da ise durum biraz daha farklı. 1999’dan itibaren yine Slovenya’dan transferlerle ayı nüfusu artırıldı. İlk iki ayı Masun ve Kirka’yı bir yıl sonra Daniza, Jose ve Irma, daha sonra da Gasper, Brenta, Maya, Jurka ve Vida takip etti. Trento Bölgesi halkı da onlara sahip çıkınca ayılar köylere kadar inmeye başladı. Geçen yaz Nauders yakınındaki ormanlık alanda köpeğiyle gezinen Christina Kröll, Lumpaz isimli ayıyla burun buruna geldi. 15 dakikalık bir kovalamacadan sonra otomobiline sığınarak kurtuldu. Bu kadar da değil. Lumpaz, geçen temmuzda İsviçre sınırını aşınca, Zürih gazetesi Blick "Evet, ayı geri döndü!" başlığını atıverdi. Lumpaz, 100 yıldan beri İsviçre’ye ayak basan ilk ayıydı.
Fransız Pireneleri’nde ise bugünlerde ayıların yerleştirilmesi hakkındaki tartışma sürüyor. 2004’te son dişi ayı Canelle’in öldürülmesiyle bu bölgede 14-18 erkek ayının kaldığı tahmin ediliyor. Çevre Bakanı Nelly Olin’in planı, bu yılın sonuna kadar dördü dişi beş ayıyı Pireneler’e yerleştirmek. Bilim adamları bu rakamı 15’e çıkarmayı düşündü ama tarım örgütlerinin tepkisiyle karşılaştı. Özelllikle Pirene-Atlantik vilayetindeki Tarım İşletmeleri Sendikası, bu yeni ayıların bölgede bir nevi iç savaşa yol açacağını savunuyor.
Buna karşılık ayıları ağırlamak için birbiriyle yarışan kasabalar da var. Bunlar arasından ilk sıyrılan Haute-Garonne vilayetindeki Arbas kasabası oldu. Arbas Belediye Başkanı, yeni ayılar için ne kadar hevesli olduklarını topladıkları 125 bin imzayla kanıtladı.