Güncelleme Tarihi:
Zorla evlendirildiği kocasını terkedip, sevgilisiyle kaçtığı için ailesi tarafından infaz edilmek istenen Gönül Aslan, baba evine kesinlikle dönmek istemediğini söyledi. Kendisini öldürmek kalkışan yakınlarından şikayetçi olan Gönül Aslan, destek beklediğini ve bir iş istediğini söyledi.
İmam nikahıyla zorla evlendirildiği halasının oğlu Sakıp Aslan'ı terkedip, Antalya'da sevgilisi Nihat Türk'e kaçtığı için ailesi tarafından boğularak atıldığı Fırat Nehri'nden mucize eseri sağ kurtulan 19 yaşındaki Gönül Aslan, ‘‘Kesinlikle baba evine dönmek istemiyorum. Yetkililerden yardım bekliyorum. Hayatımı ailemi görmeden yaşayayım’’ dedi. Gönül Aslan, olay anını ve sonrasını ise ‘‘Beni arabayla Fırat'ın kenarına getirdiler. Başımdaki eşarpla boğazımı sıktılar. Kocam Sakıp Aslan, daha sonra sırtımdan tekmeleyerek beni nehre attı. Öldü numarası yaptım, onlar oradan ayrıldıktan sonra yüzerek kıyıya çıktım’’ diye anlattı.
DESTEK BEKLİYOR
Kendisini öldürmek isteyen yakınlarından şikayetçi olan Gönül Aslan, hha muhabirine yaptığı açıklamada, artık baba evine dönmek istemediğini belirterek şunları söyledi: ‘‘Zorla evlendirildiğim kocamı istemediğim için aile içi infaza kurban edilmek istendim. Kesinlikle baba evine dönmek istemiyorum. Konunun üzerine gitmenizden dolayı çok mutlu oldum. Bu töreler, gelenekler artık kalkmalı. Mahkemede herşeyi anlatacağım. Dobra dobra konuşacağım. Şimdi ne yapacağım hiç bilmiyorum. Bundan sonra da neler olacak çok merak ediyorum. Yetkililerden yardım bekliyorum. Bana bir iş verilsin, hayatımı ailemi görmeden yaşayayım. Artık yeni bir hayata başlamak istiyorum. Bu konuda herkesten destek bekliyorum.’’
Kızım artık ailede lanetli
Antalya'da gözaltına alınan Bayındırlık İskan Müdürlüğü'nde 25 yıldır sivil savunma memuru olarak görev yapan 49 yaşındaki baba Ali Aslan, Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi Cinayet Bürosu'nda Hürriyet Haber Ajansı muhabiri Teslime Tosun'un sorularını yanıtladı ve ‘‘Töre vahşeti’’ni anlattı. Şaşkın ve ürkek olduğu dikkati çeken Ali Aslan, ele avuca sığmayan biri olarak tarif ettiği kızının yaşadığına sevindiğini söyledi. Ali Aslan olayla ilgili olarak şunları söyledi: ‘‘Ben, yaklaşık 20 yıl önce eşimden ayrıldım. 7 çocuğuma hem ana, hem baba oldum. Çocuklarımın hepsini iyi yetiştirmeye çalıştım. Büyük kızımı evlendirdim. O şimdi Antalya'da mutlu bir yaşam sürüyor. Gönül, 'Okuyacağım baba' deyince okuttum. İmam hatip lisesine başladı. İkinci sınıfta iken kendi isteğiyle ayrıldı. Aslında çok zeki bir kızdı. Çok neşeliydi. Eli avuca sığmıyordu. Başına kötü birşey gelmesin diye başgöz etmek istedim. Kızımı, Şanlıurfa Viranşehir'de oturan ablam Senem'in oğlu Sakıp Aslan ile 2 ay önce düğünlü dernekli evlendirdim. Ancak, resmi nikahları yoktu. Kızım da Sakıp'la evlenmek istiyordu. Çünkü, bana hiç itiraz etmemişti. Düğünü yaptıktan sonra biz Antalya'ya döndük. 25 Ocak'ta Gönül çıkıp Antalya'ya geldi. Kocasına, 'Senden ayrılacağım. Çünkü nefret ediyorum. Ben buralarda yaşayamam' demiş. Hemen telefonla Sakıp'ı aradım. Sakıp, bana, 'Gönül, evde yemek bile yapmıyor. Hiçbir işe bakmıyor. Benimle birlikte olmuyor. Beni bırakacağını söylüyor' dedi. Bu sözler üzerine kızı azarladım, Sakıp'ın anlattıklarını söyledim. Bundan bir gün sonra, kızım ortadan kayboldu. Başına bir iş geldiğini sanıp polise başvurduk. Sonradan aynı mahallede oturan Nihat Türk'le birlikte kaçtığını öğrendim. Meğer, daha önceden tanışıyorlarmış. Nihat'ın ailesini sıkıştırdık. Bu arada, Adana Ceyhan'da oturan kardeşim Abdullah, Şanlıurfa Birecik'de oturan kardeşim Mahmut'u, Antalya Aksu'daki diğer kardeşim Hacı'yı, kızı bulmak için çağırdım. Bir kaç gün sonra Nihat'ın amcası Recai Türk, kızla birlikte çıkıp geldi. Virşahir'deki damadım Sakıp'ı telefonla arayıp durumu bildirdim. Sakıp, 'Gönül'ü seviyorum. Bana gönderin. Herşeye rağmen kabul ediyorum' dedi. Bunun üzerine bir araba kiralayıp amcalarını da yanına katarak gönderdim. Ondan sonra olanı biteni bilmiyorum. Kızımın yaşadığına seviniyorum. Törelerden bahsediyorlar. Bunlar eski zamanda kaldı. Duyduğuma göre, olaydan sonra Viranşahir Kaymakamı kızıma sahip çıkmış. İş bulacakmış. Çok sevindim. Kızımın aklı varsa bizden uzaklaşsın. O artık bizim ailede lanetlendi.’’
Tek suçlu amcam
Terkettiği kocası ve amcası Hacı Aslan tarafından eşarpla boğazı sıkılan ve Fırat Nehri'ne atılan Gönül Aslan, hayata dönüşün mutluluğunu yaşıyor. Kendisini öldürmek isteyen amcası Hacı Aslan'ın ‘‘keşke geberseydi’’ sözlerine çok içerleyen Gönül Aslan şunları söyledi: ‘‘Vah zavallı babam... Babama bir şey diyemiyorum, ancak tek suçlu amcam. Ben ne yaptım ki, benim için ‘keşke geberseydi' diyor. Ben hayata yeniden dönmenin mutluluğunu yaşıyorum. Öldürmeyen Allah öldürmez.’’
Polis sahip çıktı
Önceki gün Şanlıurfa'nın Birecik İlçesi'nde Fırat Nehri kenarında olayın geçtiği yerde yapılan tatbikatta, ilçe Emniyet Müdürü Ali Özpınar'a başından geçenleri anlatan Gönül Aslan'ın üzgün olduğu dikkati çekti. Birecik Devlet Hastanesi'nde bir süre tedavi gören Gönül Aslan'a, Birecik Emniyet Müdürü Ali Özpınar sahip çıktı. Özpınar, genç kadını çarşıya götürerek ihtiyacı olan kıyafetleri aldı. Gönül Aslan, Özpınar için, ‘‘O benim artık manevi babam. Bana sahip çıktı’’ diye konuştu.
İnfazcı koca ve amcalar yakalandı
Gönül Aslan'ın Şanlıurfa'nın Viranşehir İlçesi'nde imam nikahıyla evlendirildiği Sakıp Aslan ile amcaları Mahmut ve Abdullah Aslan önceki akşam Adana'nın Ceyhan İlçesi'de saklandıkları bir evde yakalarak Şanlıurfa Emniyet Müdürlüğü'ne getirildiler. Antalya'da da baba Ali Aslan ile amca Hacı Aslan gözaltına alınmıştı. Hacı Aslan, bir ekip tarafından Şanlıurfa'ya getirilirken, Ali Aslan'ın da ikinci polis ekibiyle Şanlıurfa'ya getirileceği bildirildi. Aile meclisi tarafından öldürülmesine karar verilen Gönül Aslan da Birecik'ten Şanlıurfa Emniyet Müdürlüğü'ne getirildi.
Böyle töre olmaz
Akdeniz Üniversitesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Çetin Büyükberker, ‘‘Adam öldürmenin töreyle ilgisi yok. Törenin arkasına gizleniyorlar’’ dedi. Prof. Büyükberker, töre infazıyla ilgili olarak şunları söyledi: ‘‘Cezayir'de adamların boğazlarını kesiyorlar. İnsanları taşlayarak öldürüyorlar. Bu töre mi? Bu, ilkellikten ve vahşetten başka bir şey değildir. Adam kahveye gidemeyeceğim, toplum içine giremeyeceğim diye böyle bir şey yapıyorsa, kendi egosu öne çıkıyor. İntikam, ilkel bir duygudur. İlkellik eğitimsizlikten gelir. Aile meclisi idam kararını nasıl verebilir. Türkiye hukuk devletidir.’’