Evdesin ama sürekli yorgun musun? Korkma vücudun seni hayatta tutmaya çalışıyor

Güncelleme Tarihi:

Evdesin ama sürekli yorgun musun Korkma vücudun seni hayatta tutmaya çalışıyor
Oluşturulma Tarihi: Nisan 06, 2020 07:00

Türkiye karantinadaki üçüncü haftasını geride bıraktı. Evde geçen günleri verimli değerlendirmeye çalışsak da fiziksel olarak büyük bir efor sarf edemiyoruz. Buna rağmen çok sayıda kişi üzerinde büyük bir yorgunluk hissettiğini söylüyor. Bunun korona stresine bağlı 'allostatik yüklenme' olduğunu belirten psikiyatri uzmanı Dr. Samuray Özdemir, şunları söylüyor:

Haberin Devamı

DENGEMİZ BOZULUYOR

Bütün memelilerin beyninde bir alarm sistemi var. Bu herhangi bir tehdit algılandığında hayatta kalmamızı sağlayan bir sistem. Nasıl evimize alarm kurduruyoruz, hırsız girdiğinde alarm çalıyor, aynı şey. Beynimizdeki alarm sistemi tehditleri algılıyor ve devreye giriyor. Bu noktada stres hormonları salgılanıyor. Vücut stresle baş edebilmek için bazı hormonları kana salıyor. Stres hormonları bizi hayatta tutmak için bazı sistemlerimizin çalışmasını değiştiriyor. Kısa süreli streslerde vücut dengesini bozmadan bununla baş edebiliyor, daha sonra stres faktörü devreden çıktığında vücut tekrar kendi normaline ulaşıyor. Kısa süreli streslerde kalbimiz çarpıyor, terliyoruz, kaygı hissediyoruz ancak gelip geçici olunca bunu atlatıyoruz.

Haberin Devamı

ALLOSTATİK YÜKLENME

Ancak tüm dünyanın haftalardır yaşadığı ve daha uzun süre devam edebileceği bir virüs salgınıyla karşı karşıyayız. Belki de aylarca sürecek kronik strese maruz kalacağız ve ne zaman biteceğini bilmiyoruz, belirsizlik var. Bu durum, yaşadığımız kaygıyı daha yüksek ve kontrolü güç bir boyutlara getiriyor ve çaresizlik hissine sebep oluyor. Belirli düzeyde kaygı duymamız normal, bu bizim yönetebileceğimiz bir kaygı. Ama bazılarımız bu kaygıyı daha şiddetli yaşıyor. Stres hormonları dengeyi bozmaya başlıyor, stresle baş edemeyeceğimiz, kendine zarar verir bir hale ulaşıyor. Biz buna ‘allostatik yüklenme’ diyoruz. Bu stres hem bağışıklığımızı düşürüyor hem ruhen hem fiziken yorgun düşmeye sebep oluyor.

Doğru düzgün aktivite yapmadan yorgun hissetme iyi yönetilemeyen bir stresin sonucu. Stresten dolayı en çok gördüğümüz şeyler yorgunluk, uykusuzluk, çok uyuma, duygusal yeme (bir türlü doyma hissinin gelmemesi), iştahsızlık, sindirim sistemi problemleri, kabızlık, şişkinlik. Kimilerinin vücudunda çeşitli ağrılar olabilir. Kaygının yüksek olduğu dönemlerde ağrı tepkisi çok sık görülür.

BU HİSLE NASIL BAŞA ÇIKILIR

* Kaygıyı doğru yönetemediğimizi fark etmek çözmek için ilk adım.

* Bu süreçte kaygılı davranmamız normal bir tepki ancak bunun haftalarca uzayabileceğini biliyoruz ve artık bu kaygı durumunu düzenlememiz lazım. Olabildiğince eski rutinlerimize geri dönmemiz gerekiyor.

Haberin Devamı

* İlk adım olarak "Ben bu kaygıyı çok fazla yaşıyorum azaltmam gerekir" diye düşünmemiz lazım.

* Gelecek kaygısı yaşıyoruz, zihnimizde olumsuz düşünceler var, her şeyin kötü gideceğine dair hislerimiz oluşuyor. Gelecekle ilgili olumsuz düşünceleri yenmek için anda kalmamız gerekiyor. Yani geleceği düşünmeyip şu anki koşullara göre davranmak.

* Anda kalmak nedir? “Evimdeyim güvendeyim, sevdiklerimle iletişime geçebiliyorum” diye düşünmek bizim elimizde.

* Salgınla ilgili daha az şey okuyabiliriz. Daha zevk aldığım komik, keyif aldığım şeyleri takip edebilirim.

* Arkadaşlarımla daha çok görüntülü ya da sesli görüşebilirim, görüşmelerin içeriğini farklı konulara çekebilirim.

Haberin Devamı

* Normal hayattaki hobilerimi eve uydurabilirim.

* Önce bugünkü ihtiyaçları karşılayalım, sürekli yarın ve öbür günü düşünüp felaket senaryolarının zihnimizde oluşturacağı kaygılara izin vermeyelim.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!