Esma ÇAKIR/İSTANBUL
Oluşturulma Tarihi: Haziran 26, 2002 01:46
Fatma Altun şoförlüğe 6 yıl önce, bir fabrikanın personel servisini alarak başlamış. Bugün Başak Tur'a bağlı olarak MEF Okulları'nın personelini taşıyor. Kendisi mesleğinden, yolcuları da ondan çok memnun. Fatma Altun, ‘‘Şoförlüğün bütün zorluklarına alıştım, bir tek trafikteki tacizlere alışamadım’’ diyor.
‘‘ERKEK işine karışma’’ diyenlere aldırmadan minibüsüyle 6 yıldır servis şoförlüğü yapıyor
Fatma Altun. Meslekdaşlarının taktığı
'Erkek Fato' lakabını akşam evine gidip, çocuklarıyla vakit geçirdiğinde unuttuğunu söylüyor.
Aldıkları Peugeot marka minibüsü, okul servisi için bir şoföre kiralamış
Altun çifti. Bir süre sonra öğrenci velilerinden gelen şikayetlerle, şoförün işinde yeterince özverili olmadığını anlayan
Fatma Altun, aşçılık yapan eşi
Alaattin Altun'a
‘‘Minibüsü ben kullanayım’’ demiş. Önce eşinin şaka yaptığını düşünmüş
Alaattin Altun. Ciddi olduğunu anlayınca da çaresiz eşinin bu kararına saygı duymuş.
‘‘O kadar istekliydi ki, 'Bu erkek işi yapamazsın'
dememe bile fırsat kalmadı’’ diyor
Altun.
6 yıl önce bir fabrikanın personel servisini alarak başlamış şoförlüğe
Fatma Altun. Akrabalarından 50-60 kişi şoförmüş ama tek kadın kendisiymiş. Önce
‘‘Sen deli misin?’’ diye karşılamışlar sonra kardeşi
Servet Çelem de kendisini örnek alarak, minibüs almış.
‘‘Abla senin tozunu yutuyorum. Beni solluyorsun’’ diyormuş şimdi.
İlk servis aldığı gün,
‘‘Bizi sen mi taşıyacaksın?’’ demişler
Fatma Altun'a.
‘‘Yolcular benden daha heyecanlıydı’’ diyen
Altun, yolculuk boyunca dikiz aynasından yolcuların ifadelerini izlemiş. Bir süre sonra yolcular yeni şoförlerine alışmışlar. Şimdi
‘‘Başka şoför istemeyiz’’ diyorlarmış.
Fatma Altun, bütün zorluklarına alışmış bu işin.
‘‘Sadece trafikteki tacizlere alışamadım’’ diyor.
ŞOFÖR NEBAHAT GİBİ
6 aydır
Başak Tur'a bağlı olarak MEF Okulları'nın personel servisini alıyor
Fatma Altun.
‘‘Bu serviste, herkes halinden çok memnun. Şoförümüz çok kibar, küfür etmiyor. Çok dikkatli araba kullanıyor. Böyle bir şoförümüz olduğu için şanslıyız’’ diyor
Fatma Altun'un yolcuları.
1960 yılında ilk çevirimi yapılan,
Sezer Sezin'in oynadığı
'Şoför Nebahat'a benzetiyorlar bazen O'nu.
Metin Erksan'ın yönetmenliğini yaptığı filmde, babası ölünce direksiyon başına geçen bir kadının öyküsü anlatılıyor. Sinama dünyasında, kasketli, pantalonlu, meşin ceketli, sert tavırlı, kabadayı görünüşlü, ancak sevecen ve yumuşak, erkeksi bir kadın tiplemesiyle anılıyor Şoför
Nebahat. ‘‘Kabadayılığından değil, erkek gibi araba kullandığından benzetiyoruz Nebahat Abla
'ya’’ diyorlar.
Her sabah erkenden kalkıp, minibüsünde bir arıza olup olmadığını kontrol ediyormuş
Fatma Altun. Sonra gönül rahatlığıyla, deri ceketini, koltuğa asarak, geçiyor direksiyonun başına.
‘‘Bu konuda çok titizim. Yolcularımın mağdur olmasını istemem’’ diyor.
Öyle büyük arızalardan anlamıyormuş ama lastik patladığında da kollarını sıvayıp, değiştirmekten çekinmiyormuş. Bazen
‘‘Kadınsın, yapamazsın. Bir el atalım’’ diye yardım teklif eden erkek şoförler oluyormuş. Lastikleri değiştirerek, onlara bir bayanın bu işi yapabileceğini gösteriyormuş. Zaten bu yüzden 'Erkek Fato' diyorlarmış
Fatma Altun'a.
‘‘Bizden daha iyi araba kullanıyor. Peugeot dediğin öyle kolay bir araba değil. Hidrolik direksiyonu olmadığı için turu yoktur bu arabaların. Bilek gücü ister’’ diyor erkek şoförler.
OĞLU ŞİKAYETÇİ
Akşam 18.30'da servisini bitirip, evine dönen
Fatma Altun'u, 2 yaşındaki kızı
Yağmur pencerede karşılıyormuş. Sokağın başında minibüsü görünce
‘‘Annemin arabası geldi’’ diye bağırıyormuş. Annesiyle şoför koltuğuna oturmayı da çok seviyor.
‘‘Galiba kızım da büyüyünce, benim gibi şoför olacak’’ diyor
Fatma Altun. 14 yaşındaki oğlu
Ümitcan ise hiç memnun değilmiş annesinin mesleğinden. Arkadaşlarının
‘‘Annen minibüs mü kullanıyor?’’ tepkilerinden sıkılıyormuş
Ümitcan.
Eşinin mesleğine hala alışamamış
Alaattin Altun. Gece vardiyası servisini aldığında,
Fatma Altun eve gelene kadar uyumuyormuş.
‘‘Eşime güveniyorum. Ama İstanbul'un trafiğine güvenmiyorum. Gece, sarhoş trafik canavarlarıyla dolu yollar’’ diyor.