Ev kadını olmak zor
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Eylül 18, 2006 15:59
Ekonomik özgürlüğü olmayan ev kadınlarının, eşlerine karşı haklarını arayamadıkları, hatta yasalar izin vermese de kocalarının ikinci eş almasına bile göz yummak zorunda kaldıkları bildirildi.
Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Turan Akbaş, kadınların haklarını korumalarında yasalardan çok ekonomik güçlerinin, kişiliklerinin, eğitimlerinin ve yeteneklerinin önemli etken olduğunu söyledi.
Akbaş, ruhsal durumu iyi hiçbir kadının kocasının ikinci evliliğine razı olamayacağını savunarak, “Oysa, kocasına muhtaç ev kadınların, kocalarının ikinci eş almasına bile razı olduklarını görüyoruz. Kadın mecbur kaldığı için (evdeki kadın) olmaya razı kalıyor” dedi.
Yasaların, kadın haklarının korunmasında önemli etken olduğunu ancak, bunun tek başına yeterli olmadığını ifade eden Akbaş, şunları söyledi:
“Medeni Kanun, erkeklerin ikinci kadınla evliliğine izin vermiyor ancak, bu evliliklere tanık oluyoruz. Eğer kadın ev kadınıysa, çalışmıyorsa ve hiçbir yerden geliri yoksa erkeğe mahkum kalıyor. Eve ne getirirse onu yiyor, çocuklarına bakıyor, evinin işini yapıyor. Erkek ise kadının bu zayıf konumunun da etkisiyle dışarda istediği hayatı yaşayıp, ikinci evlilik bile yapabiliyor.
Evdeki kadın ya ikinci eşe razı olacak ya da sokakta kalacak. Bu durumda, tercihini ne pahasına olursa olsun kocasının yanında olmaktan yana kullanmak zorunda kalıyor.”
Yasalar ne kadar kadın haklarını korusa da kadınların kendi haklarına sahip çıkmaları, bunun için de iyi bir eğitim alıp, ekonomik bağımsızlıklarını kazanmaları gerektiğini ifade eden Akbaş, şöyle devam etti:
“Yeni Medeni Kanun öncesinde evli bir erkek başka bir kadınla birlikte olduğunda (zina) suçu işlemiş sayılıyordu. Bugünkü yasada böyle bir şey yok. Ancak, dün de bugün de ikinci evlilik yapan erkeklerin sayısı oldukça fazla. Bu da gösteriyor ki hakların korunmasında yasalardan çok kişilerin ekonomik özgürlükleri önemli rol oynuyor.”
Akbaş, genç neslin, günümüz kadınlarının yaşadıklarından ders çıkarması gerektiğine dikkati çekerek, “Kadın haklarının ancak ekonomik özgürlükle olabileceği unutulmamalı” dedi.
Akbaş, ruhsal durumu iyi hiçbir kadının kocasının ikinci evliliğine razı olamayacağını savunarak, “Oysa, kocasına muhtaç ev kadınların, kocalarının ikinci eş almasına bile razı olduklarını görüyoruz. Kadın mecbur kaldığı için (evdeki kadın) olmaya razı kalıyor” dedi.
Yasaların, kadın haklarının korunmasında önemli etken olduğunu ancak, bunun tek başına yeterli olmadığını ifade eden Akbaş, şunları söyledi:
“Medeni Kanun, erkeklerin ikinci kadınla evliliğine izin vermiyor ancak, bu evliliklere tanık oluyoruz. Eğer kadın ev kadınıysa, çalışmıyorsa ve hiçbir yerden geliri yoksa erkeğe mahkum kalıyor. Eve ne getirirse onu yiyor, çocuklarına bakıyor, evinin işini yapıyor. Erkek ise kadının bu zayıf konumunun da etkisiyle dışarda istediği hayatı yaşayıp, ikinci evlilik bile yapabiliyor.
Evdeki kadın ya ikinci eşe razı olacak ya da sokakta kalacak. Bu durumda, tercihini ne pahasına olursa olsun kocasının yanında olmaktan yana kullanmak zorunda kalıyor.”
Yasalar ne kadar kadın haklarını korusa da kadınların kendi haklarına sahip çıkmaları, bunun için de iyi bir eğitim alıp, ekonomik bağımsızlıklarını kazanmaları gerektiğini ifade eden Akbaş, şöyle devam etti:
“Yeni Medeni Kanun öncesinde evli bir erkek başka bir kadınla birlikte olduğunda (zina) suçu işlemiş sayılıyordu. Bugünkü yasada böyle bir şey yok. Ancak, dün de bugün de ikinci evlilik yapan erkeklerin sayısı oldukça fazla. Bu da gösteriyor ki hakların korunmasında yasalardan çok kişilerin ekonomik özgürlükleri önemli rol oynuyor.”
Akbaş, genç neslin, günümüz kadınlarının yaşadıklarından ders çıkarması gerektiğine dikkati çekerek, “Kadın haklarının ancak ekonomik özgürlükle olabileceği unutulmamalı” dedi.