Güncelleme Tarihi:
Münchau gazetedeki köşe yazısında, ilk bakışta euroya ilişkin bu beklentinin daha önceki yaygın görüşü yansıtmadığını vurgulayarak, şunları söyledi:
"Özellikle Avrupa'da yaygın olarak kabul edilen görüş, ABD Merkez Bankası (Fed) ve İngiltere Merkez Bankası'ndaki kafirlerin, aşırı borçları nedeniyle piyasayı paraya boğacakları ancak Avrupa Merkez Bankası'nın güçlü durmaya devam edeceği yönündeydi. Bu senaryo, euronun aşırı değerli olmasıyla uyumlu.”
Münchau, yatırımcıların euro konusundaki düşüncelerinin değişmesinin sebebi olarak bir tek Yunanistan'ın yaşadığı borç sorununun gösterilemeyeceğini söyledi. Münchau, "Bu, Yunanistan'ın da ötesinde euro bölgesine ne olacağıyla ilgili bir hikaye" dedi.
Siyasi ve hukuki kısıtlamalar olmaydı işlerin euro bölgesi için daha kolay olacağına da işaret eden Münchau, o şartlar altında, birliğin kendi kriz çözme mekanizmasını oluşturabileceği, iç dengesizliklerini çözebileceği ve belki de ortak bir euro bölgesi tahvili dahi çıkarabileceğini söyledi.
SİYASİ VE POLİTİK ENGELLER
Borç krizine, Avrupa Para Fonu veya kurulacak bir Avrupa borç kurumu aracılığıyla çözüm bulunması gibi mantıklı tekliflerin de geldiğini hatırlatan yazar, ne yazık ki bunların önünde de siyasi ve hukuki engellerin olduğunu vurguladı.
Lizbon Anlaşması'nın ne kadar zor şartlar altında imzalandığı da anımsatan yazar, bu engelleri ortadan kaldıracak yeni bir anlaşmaya üye ülkelerin çok da sıcak bakmayacağının altını çizdi.
ELDEKİ ÇÖZÜM
Bu durumda ise seçenekler sınırlı. İlk etapta yapılmasına kesin gözüyle bakılan ilk politika girişimi, bütçe açıklarını gayri safi yurtiçi hasılaya (GSYİH) oranını Maastricht Antlaşması’ndaki üst sınır olan yüzde 3'e çekilmesi olacaktır.
Münchau, bu hedefin 2012 veya bunu takip eden birkaç yıl içerisinde yakalanabileceğini ifade etti.
Yazara göre, bütçelerde başka konsolidasyonların da olacağı noktasından hareketle euro bölgesi ekonomisinin de nasıl şekilleneceği sorusu gündeme geliyor. İlk olarak cari işlemler dengesinin, kamu ve özel sektör faaliyetlerinin bir toplamı olduğu gerçeği akılda tutulmalı diyen Münchau süreci şu şekilde özetledi:
“Dolayısıyla kamu sektörü dengesi sağlanması gerektiğinde bu, ya özel sektör dengesini yerine oturtmak için, ya cari işlemlerde dengeleyici bir iyileşmek sağlamak için ya da her ikisinin birleşiminden kaynaklanır.
İKİ SENARYO
Münchau birinci senaryoya göre, euro bölgesinin cari işlemler dengesinin büyük oranda aynı kalacağını ve tüm ayarlamanın özel sektör cari dengesindeki düşüşten kaynaklanacağını belirtti.
Yazar, bunun euro bölgesi özel sektöründe çöküş yaşama riskini ortaya çıkaracağını ve euro birliğinin geleceğini tehlikeye gireceği düşüncesinin doğmasına neden olacağını söyledi. Yazar, yatırımcıların böyle bir durumda ellerinde euro tutmak istemeyeceğini de vurguladı.
İkinci senaryoda ise tüm ayarlamalar euro bölgesi cari işlemler dengesinde gerçekleşecek ve bu denge hafif şekilde eksiden, güçlü biçimde artıya dönecek. Münchau, bu seçeneğin de euroda devalüasyon olmadan gerçekleşmesinin zor olduğunun altını çizdi.
Her iki senaryoda da euronun düşeceğini belirten yazar, bir para birliğinin, siyasi birlik olmadan uzun vadede ayakta kalamayacağını bildiklerini ancak New York'taki yatırımcıların bu vadeyi daha kısa gördüğünü belirtti.