Güncelleme Tarihi:
Euro bölgesi 10 gün önce, neredeyse dağılıyordu. Ä°spanyol gazete El Pais, Ä°spanya BaÅŸbakanı José Luis Zapatero’nun, Fransa CumhurbaÅŸkanı Nicolas Sarkozy’nin, elini masaya vurup, Berlin’in anlaÅŸmayı kabul etmemesi durumunda, eurodan çıkabileceklerini söylediÄŸi iddialarına yer verdi.   Â
Bu hikayenin ne kadar doğru olduğu bilinmese de 750 milyar euroluk acil yardım fonu hiç kuşkusuz Fransa’nın başarılı kulis çalışmaları sonucunda ortaya çıktı.
Ancak şu anda akıllara takılan soru ise bu anlaşmayla euro bölgesinin daha sürdürebilir bir hale gelip gelmediği. Bu soruya verilecek cevap, sorunu nasıl algıladığınıza bakıyor. Fransızlar gibi siz de spekülatörlerin suçlu olduğunu düşünüyorsanız, euro bölgesi ülkelerinin kasasından çıkacak 440 milyar euro sorunu çözebilir.
Ancak Almanlar gibi asıl sorunun kaynakların kötü bir şekilde kullanılması olduğunu düşünüyorsanız, daha sıkı bir istikrar ve büyüme paketi daha mantıklı bir cevap olabilir.
Fransızlar ve Almanlar aynı noktada buluşmasa da aslında ikisi de iddialarında yanılıyor. Euro bölgesi daha önce hiç spekülatif saldırıya uğramamıştı. Yatırımcıların spekülatif hareket etmelerinin nedeni ise sisteme olan güvenlerini kaybetmesi.
Yunanistan’daki sorunun nedeni mali kaynakların kötü şekilde kullanılması olsa da Portekiz ve İspanya için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Bu ülkelerdeki sorun, özel sektörün yüksek düzeydeki borcu ve gerçek bir düzenlemeye ihtiyacı olan istihdam piyasasından kaynaklanıyor.
POLÄ°TÄ°KALAR BÃœYÃœMEYE ODAKLANMALIÂ Â Â Â
Hem İspanya hem de Portekiz yapısal sorunları çözmek yerine, mali sorunlarını çözmek için kemer sıkma politikaları açıkladı. Aslında İspanya yarım adasındaki sorunların bu denli zorlaşmasının nedeni, ülke borçlarını azaltmak ve rekabetçiliği azaltmak için hızlı hareket etme zorunluluğu.
Brüksel ve hatta Berlin ise durumun ne kadar acil bir şekilde çözülmesi gerektiğinin farkında değiller. Şu anda önerilen mali yönetim düzenlemelerinden hiçbiri, euro bölgesinin güneyi ile kuzeyi arasındaki rekabetçilik farkını çözebilecek durumda değil.
Geçen hafta Avrupa Komisyonu tarafından dile getirilen reform önerilerden bazıları aslında güzel fikirler olsa da genel olarak büyüme politikalarından çok mali politikalara çok fazla ağırlık vermiş gibi görünüyor.
Komisyonun en son açıkladığı büyüme girişimi, Gündem 2020, kısa vadede herhangi bir sorunu çözecek gibi görümüyor.
Euro bölgesinin temelde ihtiyaç duyduÄŸu ÅŸey, kuzeydeki, özellikle de Almanya’daki iç tüketimi canlandırmak veÂgüneydeki istihdam ve imalat sektörü için gerekli olan reformları gerçekleÅŸtirmek.