Güncelleme Tarihi:
KENDİNİ BENİM YERİME KOY
“191 gündür her gün babasını soran oğluma ne cevap vereceğimi söyle bana. Kocam hiçbir suçu yokken 191 gündür Suriye’de tutuluyor. Hayatta olup olmadığını bile bilmiyorum. Sizin orada gücünüz olduğunu biliyorum. Bir anne olarak kendini benim yerime koyup, eşimi aratır mısın? İstediğim sadece Beşar’ın sağlığı hakkında bir bilgi. Beşar hiçbir tarafı tutmuyor. Sadece ülkendeki savaşı bir gazeteci olarak dünyaya duyurmak için oradaydı. Herhangi bir terörist faaliyette bulunmadı. Eşim mesleğini sevdiği için, ben gitme desem de gider, beni dinlemezdi. Yoksa bir anne olarak hayatını riske atmasını istemezdim. Bütün başına gelenler onun sadece gazeteci olmasından. Dünyanın herhangi bir yerinde, çatışma olan bütün bölgelere giderdi. O sadece bir gazeteciydi. 11 yaşındaki oğlum her gece rüyasında babasını görüyor. Hiçbir anne savaş istemez.
YAŞADIĞINA İNANIYORUM
Biz her çalan telefonda, her kapı çalışında eşimden bir haber alacağımızı düşünerek heyecanlanıyoruz. İçimden bir ses onun hayatta olduğunu söylüyor. Onun yaşadığına inanıyorum. Ölmüş olsaydı hissederdim. Siz biliyorsunuz ki, anneler her şeyi hisseder. En büyük korkum, ya hiç haber alamadan yıllar geçerse. Lütfen benim için eşinizden rica eder misin? Benim bir şey yapar mısınız? Sesim size ulaşırsa, bu duyarsız kalmayacağınızdan eminim.”
ENES’İN RÜYALARINA GİRİYOR
Kadumi’nin oğlu Enes ise babasıyla hasretini ancak rüyalarında gideriyor. Enes, akşamları tuttuğu günlüğünde ise “Keşke süper güçlerim olsaydı. Süpermen gibi gücüm olsaydı, ben kendim gider alır getirirdim babamı. Savaşı babam başlatmadı, niye babamı tutuyorlar” diyor. Çocuk yaşta olgunlaşan Enes’in rüyalarındaki sevinç, uyanınca kabusa dönüşüyor. Her sabah uyandığında gördüğü rüyayı annesine söyle aktarıyor: “Babam dönüyor ve biz onu karşılamaya gidiyoruz. Ben babama koşuyorum, sarılıyorum. Hiç değişmemiş. Arabayı kullanıyor, beraber eve dönüyoruz.”