Güncelleme Tarihi:
Seyitgazi ilçesi Yenikent Mahallesinde Küllüoba kazı çalışmaları, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün izniyle 1996 yılında başladı. Aradan geçen zamanda kazı alanında ilk Tunç çağının kültürel özelliklerini ortaya çıkaran objelerin yanı sıra hayvan kemikleri ve yerleşim yerleri tespit edildi. Kazılarda, milattan önce 3 bin yılına uzanan taş sanduka ve çömlek mezar olmak üzere toplam 20 mezar alanı belirlendi.
Küllüoba Höyüğü’nde bu yıl da devam eden kazıda Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi (BŞEÜ) öncülüğündeki Batman ve Hacettepe üniversitelerinden öğretim üyeleri ve öğrencilerden oluşan 35 kişilik ekip görev yaparken, yeni bir mezarlık alanı daha tespit edildi. Alanda yaklaşık 5 bin yıl öncesine ait olduğu tahmin edilen küp şeklinde 25 mezar ortaya çıkarılırken, içlerinde de çoğunlukla anne karnındaki duruş olarak tabir edilen, dizleri karına çekik vaziyette çocuk iskeletlerine ulaşıldı. Ayrıca küplerde mühür, saç halkaları ve takılara rastlandı.
"Bu seneki çalışmalarımızı höyüğün milattan önce 3 bin yıllarına tarihlenen mezarlık alanında ve yine bu mezarlıkla aynı döneme tarihlenen yerleşim alanında sürdürüyoruz. Bu seneki verilerimizin en büyük özelliği, daha önce tahmin ettiğimizden çok daha büyük bir yerleşmeyle karşı karşıyayız. Aynı zamanda mezarlık alanında da yeni verilere ulaştık. Mezar sayımız şu anda 30'dan fazla. Özellikle çömlek mezar geleneğinin burada yaygın olduğunu görüyoruz. Az da olsa taş sanduka dediğimiz mezar tipleri de var. Bu çömlek mezarlarda daha çok çocukların gömüldüğünü, bebek ve çocuk ölümlerinin çok fazla olduğunu söyleyebiliriz.
Yine bu mezarlarda zaman zaman daha çok ölü hediyeleri ile karşılaşıyoruz. Bunlar içerisinde mühür, koruyucu anlamı olan mühürler veya saç halkası, küpe, iğne gibi bazı bronz eşyaları da buluyoruz. Anadolu'nun en eski şehirlerinden birisi burası. Tunç çağı Anadolu için şehirleşmenin başlangıç aşaması. Şimdi daha erken dönem tabakalara inerek, buradaki gelişimi daha açık bir şekilde görmeyi amaçlıyoruz.
Mezar alanındaki küpler içindeki iskeletler çıkarıldıktan sonra incelenmesi için Hacettepe Üniversitesi Antik DNA Laboratuvarı’na gönderildi. İskeletler üzerinde yapılacak çalışmalarla hastalıkları, ölüm nedenleri, yaşam koşulları gibi verileri sağlayacak. Antik DNA çalışmaları akrabalık ilişkilerini daha net bir şekilde ortaya çıkacak.