Güncelleme Tarihi:
Prof. Dr. Ayday, Osmanlı Devleti dönemine rastlayan 1901 yılından itibaren aletlerle deprem ölçümleri yapılan Türkiye'nin doğal afetlere sık sık maruz kaldığını belirterek, bu coğrafyada depremlere maruz kalan bölgelerden birinin de Eskişehir olduğunu kaydetti.
Yaklaşık 100 yıllık bilgileri dikkate alarak Eskişehir'de meydana gelen ve etkilediği düşünülen 16 bin veriyi incelediklerini, buna göre bir istatistik çıkardıklarını anlatan Prof. Dr. Ayday, şöyle konuştu: “Bu veriler ışığında meydana gelebilecek depremleri büyüklüklerine göre sıraladığımızda, 6.4 büyüklüğünde bir depremin olma olasılığı yüksek çıkıyor. Bizim bu konuda yaptığımız istatistiksel çalışmalarda, meydana gelmiş iki deprem arasındaki süreyi de bulduk. Büyük bir deprem oldu, ikinci deprem bundan ne kadar süre sonra olur? İki deprem arasını incelediğimizde, Eskişehir'i etkileme olasılığı bulunan deprem aralığının 70 ile 90 yıl arasında olduğunu bulduk. 1956 yılındaki depremin büyüklüğü 6.4, yani Eskişehir'de yaklaşık 2030 yılına kadar 6.4 büyüklüğünde bir depremin olma ihtimali yüksek. Aktif olduğu bilinen ve kentin güneyinden geçen Eskişehir fay hattının bu büyüklükte deprem üreteceği unutulmamalıdır.”
Prof. Dr. Ayday, “hazırladıkları istatistiklere göre 2030 yılına kadar 6.4 büyüklüğünde deprem bekledikleri kentte zemin etüt çalışmaları baz alınarak inşaatların yapılmasının hayati öneme sahip olduğunu” dile getirerek, olası depremlere karşı “güvenli olarak” hazırlıklı bulunmanın zorunluluk arz ettiğini kaydetti.
KUZEY ANADOLU FAY HATTI
Kentin, aktif Eskişehir fayının yanı sıra Kuzey Anadolu fayının üreteceği depremlerden de etkilenme riskinin bulunduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ayday, şöyle devam etti: “Kuzey Anadolu fayı, doğudan, Bolu, Düzce, Adapazarı'na, oradan körfeze doğru gelen bir fay. Bu fay çizgi gibi gelmiyor. Ağacın dalları gibi bazı yerlerde ikiye, üçe ayrılıyor. Bu fayın Eskişehir'in kuzeyinde iki kolu var. Kuzey Anadolu fayının güney kolu Geyve'den, Taraklı'dan geçiyor. Burası da Eskişehir'e kuş uçuşu 60-70 kilometre. Burada olacak depremlerden de Eskişehir'in etkilenme olasılığı yüksek. Kuzey Anadolu fayının da Eskişehir yakınlarından geçtiği göz önüne alındığında deprem riskli konumdaki kentte buna göre önlemler alınmalı. Ne kadar ayrıntılı çalışma yaparsak, o kadar gerçeğe yaklaşmış oluyoruz.”
PROF. DR. AYDAY'IN ZEMİN ETÜT ÇALIŞMALARI
AÜ'nün 2001 yılındaki rektörü Prof. Dr. Engin Ataç'ın girişimi sonucu Marmara depreminin ardından kentin zemin yapısını belirlemek amacıyla çalışma başlatan Prof. Dr. Ayday, iki yılda 300 sondaj gerçekleştirmiş ve kentin zemin etüt raporunu hazırlamıştı.
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'in teklifi üzerine bu rapor bir modellemeyle Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğü'ne gönderilmiş ve çalışma onaylatılmıştı.
Bunun üzerine Büyükşehir Belediyesi de Prof. Dr. Ayday ve ekibinin hazırladığı bu zemin etüt raporuna göre imar planlarında revizyona gitmiş, bazı bölgelere kat sınırlaması getirilmişti.
Prof. Dr. Can Ayday, son olarak da Tepebaşı bölgesinde daha kapsamlı gerçekleştirilen ve 9 ay süren zemin etüt çalışmasında görev aldı.