Eskişehir modern

Bir gün bir sanat eseri görürsünüz, hayatınız değişir... Gerek etkileyici mimarisi gerekse çağdaş müzecilik anlayışıyla Eskişehir’e dünya çapında bir modern sanat müzesi kazandıran Polimeks’in başkanı ve Odunpazarı Modern Müze’nin (OMM) kurucusu Erol Tabanca için böyle birkaç kişiyi etkileyebilmek bile yeterli... “Koskoca bir okyanusta bir su damlası bile olsa, müzeyi ziyaret edebilecek birkaç genç, farklı yaş ve kesimden ziyaretçi içeriye girip sanatla bir türlü yakınlık kurabilecekse o bile yeterli benim için” diyor ve ekliyor: “OMM’un insanların keyifle vakit geçirecekleri, güçlü mimarisiyle Eskişehir’in sembolü haline gelmiş bir çekim merkezi olacağını hayal ediyorum.”

Açılışı bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılacağı törenle gerçekleşecek Odunpazarı Modern Müze, mimarlık dünyasının yaşayan efsanelerinden Kengo Kuma tarafından tasarlandı. Mümkün olduğunca az beton kullanması ve ahşap, taş gibi doğal malzemelere ağırlık vermesiyle bilinen Japon mimar Kengo Kuma, OMM’u tasarlarken Eskişehir’in ilk yerleşim bölgesi Odunpazarı’nın sivil mimarisi, Osmanlı kubbe mimarisi ile geleneksel Japon mimarisinden ilham aldı ve çağdaş tasarımını dört ana unsur üzerine temellendirdi: Geometri, ışık, kümelenme ve ahşap. Zira ‘basit geometrik çizgilerin karmaşık görüntülere dönüşmesi, mekana süzülen doğal ışık, tek bir çizgiyi takip etmeyen formlarla sıradanlığı kıran mimari kümelenme ve Odunpazarı’nın tarihi dokusuna gönderme yapan ahşap yapı sistemi’ müze mimarisinin ana unsurlarını oluşturuyor.

Dış cephesinde sert iklim koşullarına dayanıklı Sibirya camından devasa ahşap kalasların kullanıldığı müzenin tam ortasında 16 metre yüksekliğinde heybetli bir atrium var. Çatıdan giren doğal ışık, ahşap ızgaralar arasından kırılarak müzenin tüm katlarına süzülüyor. Binanın büyüyüp küçülen, alçalıp yükselen katman katman yapısı, ‘beyaz küp’ denilen klasik müze ve galerilerden benzemese de farklı sergilemelere olanak tanıması bakımından avantajlar sunuyor.

OMM’un açılış sergisi ‘Vuslat’, Erol Tabanca Koleksiyonu’ndan küratörlüğünü Haldun Dostoğlu’nun yaptığı özel bir seçki sunuyor. 50’lerden günümüze uzanan seçkide Erol Akyavaş, Ferruh Başağa, Canan Tolon, İnci Eviner, Taner Ceylan, Gülsün Karamustafa, Azade Köker, Hans Op De Beeck, Guido Casaretto gibi isimlerin etkileyici yapıtları var. Müzenin ilk sergisi ‘Vuslat’ için çalışırken üç ‘kavuşma’ sahnesinden ilham aldığını belirten Haldun Dostoğlu, “Eskişehir müzesine, koleksiyoner hayaline, eserler seyircisine kavuşuyor” diyor.

OMM’deki dikkat çeken eserlerden biri de dünyaca ünlü Japon bambu ustası Tanabe Chikuunsai IV ve ekibinin müze için özel ürettiği görkemli enstalasyonu... Tanabe’nin yapıştırıcı gibi yardımcı malzeme kullanmadan sadece ince bambu çubuklarını örerek oluşturduğu enstalasyonu, müzenin mimarisiyle de uyum içinde.

Teknoloji ve bilimi sanatla bir araya getiren dünyanın önde gelen dijital sanat kolektifi Marshmallow Laser Feast’in ‘Ağaca Övgü’ ve ‘Bir Hayvanın Gözlerinden’ isimli, birden çok duyu organını aynı anda harekete geçiren üç boyutlu yerleştirmesinin de 7 Aralık’a kadar görülebileceği OMM’un direktörü Defne Casaretto, “Eskişehir’de üç üniversite var, o yüzden dinamik olmak zorundayız. Statik bir yapı kurmaktan özellikle kaçındık. Kısacası OMM, genç bir müze olacak” diyor.

Yenilikçi programı, şık kafeleri, özel tasarımların satılacağı müze dükkânıyla OMM’un kısa sürede ‘öğrenci kenti’ Eskişehir’in yeni çekim merkezi olacağını tahmin etmek güç değil.