A.A
Oluşturulma Tarihi: Aralık 04, 2008 18:45
“Ergenekon” davasının bugünkü duruşmasında, tutuklu sanıklardan eski Yüzbaşı Mehmet Zekeriya Öztürk'ün savunması tamamlandı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmanın öğleden sonraki bölümünde savunmasına devam eden Öztürk, iddianamede, “Danıştay saldırısının ardından Muzaffer Tekin'in yargıyı yanıltmak için kendisini bıçakladığı ve bu olayı kamuoyu yaratmak için kendisinin basına verdiği” şeklinde bir ifade olduğunu söyledi.
Bunun çok acımasız bir ifade olduğunu savunan Öztürk, Harp Okulunda ast-üst ilişkisi değil, ağabey-kardeş ilişkisi bulunduğunu kaydetti.
Öztürk, mesleki hayatta da rütbece kendisinden yüksek de olsa eğer emir almıyorsa, bu ilişkinin ast-üst değil, ağabey-kardeş ilişkisi olduğunu anlattı.
TEKİN'İN İNTİHAR GİRİŞİMİ
Kendisi için ağabey olan ve aralarında 10 yaş bulunan Tekin ile de ilişkisinin böyle olduğunu söyleyen Öztürk, Danıştay saldırısından sonra Tekin'in kendisini bıçaklamasını kast ederek, şunları söyledi:
“Olaylar bu hale gelince, tabii ki ar damarımız çatlamamış, bu işlere çok alışık olmadığımız için, bu koşuşturma içinde kendisini ifade etmek isteyen bir Muzaffer Tekin vardı. Ailesine ve bir tane de basına verilmek üzere hazırladığı not vardı. Bu notları ben aldım. Bir tek örgüt dokümanı, bu kişileri örgüt elemanı yapıyorsa, aynı amaç doğrultusunda bir araya getirmeye yetiyorsa, gerçekten polis teşkilatının ve savcılığın işi çok kolay.
Aynı amaç doğrultusunda olmak için bu doküman yeterli ise bu dokümanın bulunmadığı üst düzey ile nasıl irtibat kuruyoruz. Geriye bir tek yol kalıyor. Zihinsel, telepati yolu ile irtibat kurmak lazım. Kabul edilebilir bir iddia değil.”
Öztürk, Muzaffer Tekin'in ofisinde gizli toplantı yapılacak bir bölüm olmadığını belirterek, ofiste çok kalabalık gruplar olmadığını, dost ve arkadaş toplantıları yapıldığını söyledi.
Gizli tanığın Cumhuriyet'e el bombası atılmasına ilişkin beyanlarına da katılmadığını belirten Öztürk, Muzaffer Tekin'in bıçakla yaralandığı günle ilgili, “Muzaffer Tekin ile o gün sabaha kadar beraberdim. O süre içinde 'Danıştay'a sıkılan kurşunun arkasında kim var' başlıklı yazımı yazıyordum. Basın, Tekin hakkında olumsuz ve tek yanlı yayın yapıyordu” dedi.
Bunun üzerine, babasının asker olması ve kendisine sempati duymasından dolayı Halil Behiç Gürcihan'dan, Tekin'i ifade edecek bir röportaj yapmasını istediğini dile getiren Öztürk, Gürcihan'ın kabul etmemesi üzerine yazılarını sahibi olduğu internet sitesinden çıkarttığını anlattı.
TERÖRLE MÜCADELE İÇİN 3 MİLYON KİŞİ
Mehmet Zekeriya Öztürk, şeref ve onurla hizmet ettiği TSK'ya zarar verilmeye çalışıldığını, kendisi üzerinden TSK'ya karşı bir yönelim olduğunu ileri sürerek, 1984'ten bu yana TSK'nın, dünyanın hiçbir ordusunun elde edemediği başarıyı elde ettiğini ve bu kurumun terörle mücadeledeki standardının dünya ülkelerinden çok yüksek olduğunu söyledi.
Öztürk, 24 yıldan beri, her yıl 100 bin kişiye terörle mücadele konusunda en ağır koşullarda eğitim verildiğini ve bu alanda dünyanın hiçbir ülkesinde olmadığı kadar 20-45 yaş arasında yetişmiş 2,5-3 milyon insan bulunduğunu kaydetti.
Türkiye'nin AB'ye girmek için uğraş verdiğini anlatan Öztürk, Türkiye'nin konumu itibariyle çok kritik bir yerde olduğunu ve derin sorunları bulunduğunu anlattı.
Soruşturma savcısını da eleştiren Öztürk, savunmasını burada bitirmek istediğini belirterek, “Bu iddianameye cevap vermek tahammül edilmeyecek bir seviyeye gelmiştir” dedi.
EMNİYET VE SAVCILIK İFADESİNİ REDDETTİ
Öztürk, emniyet ifadesini kabul etmediğini belirtince, Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün bunun nedenini sordu. Öztürk de “4 gün boyunca hiç uyumadım. İfadem genelde doğru. Avukatım okudu, ben imzaladım. Küçük ayrıntılarını kabul etmiyorum” dedi.
Başkan Şengün tarafından okunan savcılık ifadesini de kabul etmeyen Öztürk'e Şengün, “Bunca yazıyı yazan kişisin. Nasıl kelime oyunu yapıldığını anlarsın. Bu ifadenizi avukatınız okudu mu? Bu ifadenin dışında başka bir ifadeye mi imza attınız?” dedi.
Öztürk de “İfadem bu. Altında da imzam var. Önce avukatım okudu. O imzalayınca ben de imzaladım” dedi.
Dosyada bulunan iki ayrı sorgu hakimliği ifadesini kabul eden Öztürk, Ocak 2008'de alınan ifadesi sonucunda tutuklandığını, ancak bunun yeterli bir ifade olmadığını söyledi.
Avukatların taleplerinin alınmasının ardından duruşmaya ara verildi.