Güncelleme Tarihi:
ÜZERİNDE 'GİZLİ' YAZIYORDU
Resmi yazışmalara benzeyen, üzerinde gizli ibaresi bulunan mektupta huzurevi çalışanları Canan B. ile E. A. ve yakınlarının PKK terör örgütü üyesi oldukları, o kişilerin örgüt adına aktif olarak faaliyet gösterdikleri belirterek büyük şehirlerde örgüt adına eylemlerde bulunacakları yazıyordu. Bu nedenlerden dolayı Canan ve E.’nin işlerinden kovulmadığı takdirde kurum yöneticilerinin terör örgütüne yardım ve yataklık etmek, örgüt mensuplarını istihdam etmek, barınacak yer temin etmek, örgüte finansal yardımda bulunmak suçlarından sorumlu olacağı belirtiliyordu. Sorumluların en ağır şekilde cezalandırılacağı ileri sürülen mektupta, kurumun kapatılacağı şeklinde ibareler de yer alıyordu.
‘EVLENME TEKLİFİNİ KABUL ETMEDİĞİM İÇİN’
Bakırköy 41. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada söz alan Canan B., “Aziz benim eski erkek arkadaşımdı. Evlenme teklifini kabul etmeyip, kendisinden ayrılınca böyle bir iftirada bulundu. Bu imzasız mektup huzurevinin genel müdürü Ferhat Ş.’ye gelmişti. Bir hafta sonra bizi çağırdı ve durumu anlattı. İlk şüphelendiğim kişi oydu. Şikâyetçi olduk. Görevi nedeniyle ulaştığı kimlik ve adres bilgilerimi kullanarak beni terör örgütünün aktif üyesi olmakla suçladı ” dedi. E. A. ise “Canan’ın beyanlarına aynen katılıyorum. Ben de Aziz’i, Canan’ın erkek arkadaşı olarak tanımıştım. Canan ayrılınca bu şekilde iftiralarda bulundu. Kendisinden şikâyetçiyiz” diye konuştu.
'AMACIM ONU KORUMAK VE KOLLAMAKTI'
Şırnak’ta talimatla ifadesi alınan Aziz Y. ise kendini şöyle savundu:
“Canan ile 2012 yılında tanışıp arkadaşlık etmeye başladık. Kendisiyle 3 yıllık bir ilişkimiz oldu. 3 yılın sonunda ayrıldık ve bir yıl aradan sonra tekrar barıştık. Daha sonra Canan çalışmak için İstanbul’a gitti. İstanbul’dayken de ilişkimiz devam ediyordu. Gecenin geç saatlerinde beni arayarak mutsuz olduğunu ve bu kurumda çalışmak istemediğini bu nedenle alkol aldığını ağlayarak anlatıyordu. Canan’ı sevdiğimden dolayı üzülmesini istemiyordum. Kendisine ‘Niçin Uludere’ye gelmiyorsun?’ dediğimde paraya ihtiyacı olduğunu ve çalışması gerektiğini söylüyordu. Canan’ın başına kötü bir şey gelmesin diye çalıştığı kuruma imzasız bir mektup bıraktım. Mektupta da Canan’ın terör örgütüne üye olduğunu yazdım. Bunları yapmamın tek nedeni Canan’ı İstanbul’dan Uludere’ye getirmekti. Kötü bir niyetle yapmadım. Amacım onu korumak ve kollamaktı. Canan’ın terör örgütü ile herhangi bir bağının olup olmadığını bilmiyorum. Onun başına kötü bir hadise gelmesin diye bu yolu seçtim. Çalıştığı kurum devlet dairesi olsaydı böyle bir şey yapmazdım. Yaptığım hatanın buraya kadar geleceğini tahmin etmedim. Pişmanım. Canan’ın mektuptan haberi olduktan sonra töhmet altında kalmaması için hemen İstanbul’a çalıştığı kuruma gittim. Olayın içeriğini anlattım ve kuruma Canan hakkında yazdıklarımın asılsız olduğunu söyledim. Suçlamayı kabul etmiyorum. Lehime olan hükümler uygulansın” dedi.
Mahkeme eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.