Eski MİT'çi mahkemede konuştu

Güncelleme Tarihi:

Eski MİTçi mahkemede konuştu
Oluşturulma Tarihi: Haziran 07, 2011 12:55

İkinci “Ergenekon” davasının 124. duruşması başladı.

Haberin Devamı

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan salonda görülen davanın bugünkü duruşmasına, gazeteciler Tuncay Özkan ve Mustafa Balbay ile İbrahim Şahin'in de aralarında bulunduğu tutuklu 16 sanık katıldı.

Tutuklu sanıklardan eski Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, eski İnönü Üniversitesi Rektörü Frof. Dr. Fatih Hilmioğlu, Oğuz Bulut, İbrahim Özcan, Mutafa Dönmez ve Ersin Gönenci ise duruşmaya gelmedi.

Duruşmada, OdaTv'ye yönelik operasyonun ardından “Ergenekon” soruşturması kapsamında tutuklanan bu davanın tutuksuz sanığı Yalçın Küçük de hazır bulundu.

Dünkü oturumda yaptığı savunmasını özetlemek istediğini belirten tutuklu sanıklardan eski emniyet amiri Servet Kaynak, İbrahim Şahin ile ilk görüşmesinin 6 Kasım'da olduğunu belirterek, “Bana 6 aylık bir görev olduğunu, arkama dönüp bakmadan göreve gidebileceğimi, isim listesi (S1 listesi) hazırlamamı söyledi. Görev teklifini kabul ettim ve arkadaşlarıma mesaj çekerek yeni bir görev olduğunu söyledim” dedi.

Böyle bir görevde kendisine onay verecek makamın intihar ettiği belirtilen Özel Harekat Daire Başkanı Behçet Oktay olduğunu ifade eden Kaynak, “8 Kasım 2008'de de daire başkanım Behçet Oktay'ı bilgilendirdim. Bana 'İbrahim Şahin ne derse evet de. Başkanımızı üzme' dedi. 'Başkanımızı üzme' demek, ne derse evet demektir. Bana 'görev onayı kadronuza gelir' dedi” şeklinde konuştu.

Böyle bir görevde emir komuta zincirinin olamayacağını, Şahin'in Behçet Oktay'ın üzerindeki ağırlığı bildiğini dile getiren Kaynak, şöyle devam etti:
“Ahde vefa denilen bir şey vardır. Şahin, Hüseyin Kocadağ ile birlikte 1983 yılında özel harekatı kurdu. Şimdi Alevilere eylem yapacağımız iddia ediliyor. Kocadağ aleviydi. Onun için ölüme giderlerdi. İster ahde vefa, ister daire başkanlığı yapmış deyin. Bana bir görev verdi, ben de görevi kabul ettim. Telefonda görev veren bir örgüt örneği yok. Buradan örgüt çıkmaz. Demans hastası olduğu bilinen Şahin ile örgütsel irtibatımız olduğu iddia ediliyor. Ben 16 yıllık polisim. Devlete çalıştım. Hiç mi kıymetimiz yok?”

“OKTAY İLE ŞAHİN'İN ARASINDAN SU SIZMAZ. MUTLAKA BİLİYORDU”

Daha sonra çapraz sorgusuna geçilen Kaynak, savcı Nihat Taşkın'ın, “Şahin'in teklif ettiği görevin kapsamının PKK ile ilgili bir yurt dışı görevi olduğunu anladığınızı söylediniz. Bu görev teklifinde bir an için bir terslik olduğunu düşünmediniz mi?” sorusuna, böyle bir düşünceye kapılmadığını ifade ederek, emrinde çok personel çalıştığını, hiçbir soruşturma geçirmediğini, kendisine hiç kimsenin gayri resmi iş teklif edemeyeceğini anlattı.

Kaynak, Taşkın'ın sorusu üzerine bu görev teklifi nedeniyle Şahin ile yüz yüze görüşmediğini belirterek, “Görevle ilgili ne düşündünüz?” sorusuna ise Irak'ın kuzeyine harekatı olacağını düşündüğünü kaydetti.

O dönemde, “5 arkadaşının Musul'da kafaları kesilerek şehit edildiğini” dile getiren Kaynak, “Bu olaydan sonra 'kanları yerde mi kalacak' diye başkanımıza (Behçet Oktay) defalarca söyledim. Bana 'operasyon olursa mutlaka sen yaparsın' dedi” diye konuştu.

Taşkın'ın, “Şahin bu göreve katılacak mıymış?” sorusuna ise Kaynak, bu konuda bir şey bilmediğini, telefon tapelerinden bunun anlaşılacağını kaydetti.
Tutuklandıktan sonra Şahin'in demans hastası olduğu için cezaevinde kendisini tanımadığını belirten Kaynak, Ermeni ve Alevi cemaatlerinin yöneticilerine düzenlenecek suikastlarda görev yapacak kişilerin isimlerinin yer aldığı belirtilen S1 listesine ilişkin, “S1 suç listesi falan değil. Personel listesidir. Suç işlenip işlenmeyeceği niyet okuyuculuğu olur” dedi.

Taşkın'ın “Siz söyleyene kadar Behçet Oktay bu konudan haberdar mıydı?” sorusuna ise Kaynak, “Şahin ile aralarındaki muhabbete, ahde vefaya baktığımızda bilgisi olmaması mümkün değil. Oktay ile Şahin'in arasından su sızmaz. Mutlaka biliyordu. İbrahim Şahin beni tanımaz. Niye arasın. Oktay dediği için aramıştır” yanıtını verdi.

Kaynak, gözaltına alınmadan önce teşkilatlarında İbrahim Şahin'in müsteşar olacağının konuşulduğunu, isimlerini yazdırmayı düşünenlerin de olduğunu söyledi.

DURUŞMA SALONUNDAKİ KAYIT SİSTEMİ

Kendilerine bir tezgah hazırlandığını, bu tezgahta o dönemde Kayseri Emniyet Müdürlüğünde görevli Bünyamin E'nin bulunduğunu ileri süren Kaynak,
şunları kaydetti:
“Buraya gelsin, konuşsun. Bünyamin E'nin burada olması gerekir. Bu işleri organize eden insan. Fatma Cengiz ile Şahin arasındaki güveni sağlayan kişi. Bünyamin E. olmazsa Şahin'in kimseye inanması söz konusu değildir. Kolejde arkadaşımdı, akademide de beraber okuduk. Kursta da devre arkadaşımdı. Çok iyi tanırım. Şahin hastadır falan ama özel harekat saplantısı var. Kamuflaj elbiseyi görünce...”

Tutuklu sanıklardan Hasan Ataman Yıldırım'ın, “Behçet Oktay olayı incelemek için Genelkurmay Başkanlığından randevu alıyor. Görüşmeye gidecekken bir cinayete kurban gidiyor. Bu konuda bir şey biliyor musunuz?” sorusuna Kaynak, Oktay'ın her zaman Genelkurmay Başkanlığı ile görüştüğünü söyledi.
Kaynak, emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın görevli olduğu dönemde de Oktay ile görüştüğünü belirtti.

Duruşma, Kaynak'ın soruları yanıtlamasıyla devam ediyor.

Bu arada, duruşma salonunun bulunduğu binada ve salonun içinde “Duruşma salonu girişinde ve duruşma salonunda görüntülü ve sesli kayıt alınmaktadır” yazılı kağıtların asıldığı görüldü.

Aynı salonda yapılan “Balyoz Planı” davasının son duruşmasında, izleyici bölümündeki heyete yönelik sözlerin, salondaki kameralar tarafından kaydedilememesi üzerine, duruşma salonundaki kamera ve ses kayıtları ile ilgili tüm seslerin kaydedilebileceği yeni bir düzenleme yapıldığı belirtildi.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!