Eski Emniyet Müdür Yardımcısı kumpasçı peşinde

Güncelleme Tarihi:

Eski Emniyet Müdür Yardımcısı kumpasçı peşinde
Oluşturulma Tarihi: Eylül 05, 2015 07:00

Emniyet Genel Müdür Yardımcılığı görevindeyken ‘uyuşturucu’ operasyonu sonrasında tutuklanan Emin Arslan, aklandıktan sonra kendisine kumpas kurduğunu ileri sürdüğü savcı, hâkim ve polislerin peşine düştü. Arslan, tanımını da yaptığı örgütün poliste, jandarmada ve orduda silahla donatılmış mensuplarının olduğunu iddia etti.

Haberin Devamı

Emniyet Genel Müdürlüğü’nde 4 yıl İstihbarat Daire Başkanlığı, 4 yıl Kaçakçılık Daire Başkanlığı yapan, ardından Emniyet Genel Müdür Yardımcılığı’na atanan Emin Arslan, emniyetin zirvesindeki polis şefiydi. İstanbul polisinin 2009’da düzenlediği uyuşturucu operasyonunda tutuklandı. ‘Örgüte isteyerek yardım etme, örgüt faaliyeti çerçevesinde uyuşturucu ticareti yapmak’la suçlandı. 9 ay cezaevinde yattı. 6 yıl süren dava sonunda beraat etti. Emin Arslan, kendisine ‘kumpas’ kurduğunu iddia ettiği savcı, hâkim ve polislerin peşine düştü. Kendisine ve diğer kamu görevlilerine kumpas kurduğunu iddia ettiği ‘örgütün’ tanımını yaptı. Arslan, savcılar Zekeriya Öz, Mehmet Berk, Sadrettin Sarıkaya, Salim Duran, Ufuk Ermertcan, hâkim Mehmet Ali Önen ile eski Kaçakçılık Daire Başkanı Ahmet Pek ve Emniyet Müdürü Oğuz Aydın’ın kendisine kurulan kumpasta rol oynadığını iddia ederek şikâyetçi oldu.

Haberin Devamı


SİLAHLI GÜÇLERİ VAR


Arslan, şikâyetçi olduğu savcı, hâkim ve polisleri ‘örgüt’ olarak tanımladı. Arslan’a göre, kendisine ‘Hizmet Hareketi’ adını veren bu örgüt, bulunduğu kabın şeklini alan, her ideolojiyi, dini olan veya olmayan grupları, her etkinliği kullanan bir yapı. Amaç ise devletin kilit kurumlarını ve nihayetinde devleti ele geçirmek. Emin Arslan, 25 sayfalık şikâyet dilekçesinde kendisine kurulan ‘kumpasın’ şifrelerini Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) müfettişlerinin dikkatine sundu. Arslan dilekçesinde ‘örgütü’ şöyle tarif etti:
- Emniyette bana ve diğer emniyet genel müdür yardımcılarına, emniyet müdürlerine yapılan uydurma operasyonlar sonrası örgütün emniyet içindeki önemli kadroları ele geçirmesi hız kazanmıştır.
- Ele geçirmek istedikleri her kurum, kuruluş ve sektöre uydurma operasyonlar düzenlemişlerdir.
- Bilinen isimli operasyonlarla, Şike, odatv operasyonu bu amaçla yapılmış operasyonlardır. Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy, casusluk, amirallere suikast, vb. davaları sonucunda örgüt, bütün kuvvet komutanlıkları ile Genelkurmay Başkanlığı’nın en kritik birimlerinde yaptırdığı tasfiyelerin ardından kendi mensuplarının önündeki engel kişileri kaldırarak buralarda kadrolaşmışlardır.
- Bütününe bakıldığında ortada dini bir cemaat değil, din görünümlü ve Cumhuriyet’i yıkmak hedefiyle örgütlü bir güç olduğu kolayca görülür.
- Bu yapı silahlı bir örgütlenmedir. Bunlarda silahlanma yasal boşlukları kullanarak farklı şekilde gerçekleşmiştir. Poliste, jandarmada, son yıllarda orduda da zaten silahla donatılmış mensupları bulunmaktadır. Çünkü bu silahlı güç ve silahları örgütün emrindedir ve gerektiğinde kullanılacaktır.”

Haberin Devamı


SUÇLAMALAR VE SORULAR

Emin Arslan, HSYK’ya, iddia ettiği kumpasın delillerini sunarak şunları sordu:


- Türk Escobar’ı olarak nitelendiren Hüseyin Baybaşin’in yakalanmasında etkin rol oynadım. Benimle ilgili operasyonda ise Baybaşin’in yalan ve iftiralarla dolu mektubu basit bir araştırmayla bile gerçekler ortaya konabilecekken iddianameye konuldu. Savcı Mehmet Berk, mektuptaki Baybaşin’in ifadelerini gerçek gibi sundu.
- Operasyonu 2 yıl yürüten Ankara Cumhuriyet Savcısı Cemil Tuğtekin, Arslan’ı şüpheli konumunda görmedi, dosyaya dahil etmedi. Savcı Tuğtekin’in görevsizlik kararı verip dosyayı İstanbul’a göndermesinin ardından 24 saat içinde ne oldu da Emin Arslan ‘şüpheli’ oldu?
- 7 Nisan 2008’de İBDA-C’den, 10 Mart 2011’de Ergenekon’dan, 6 Nisan 2011’de ise odatv dosyasından dinlendiğim ortaya çıktı. Neden 3 farklı örgüt kapsamında ve sahte isimlerle dinlendim? Bütün bunların sebebi suç mu yaratmaktı?
- Uyuşturucu örgütü lideri olduğu iddia edilen Habip Kanat ile ilgili gelen ihbarların gereği yapılmış olmasına ve belgeleri benim, tanıkların ve avukatlarım tarafından ortaya konulmasına rağmen neden bu belgeler hasır altı edildi?
- Neden böylesine büyük bir operasyonda hiç uyuşturucu yakalanmamıştır? Neden iddia edilen uyuşturucu maddeler imal edilirken veya sonrası iddia edilen tonluk nakiller yakalanmamıştır?

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!