Eski bir alışkanlık, yeni bir akım: Sessiz istifa | Yaşayanlar anlatıyor, uzmanlar yorumluyor

Güncelleme Tarihi:

Eski bir alışkanlık, yeni bir akım: Sessiz istifa | Yaşayanlar anlatıyor, uzmanlar yorumluyor
Oluşturulma Tarihi: Eylül 02, 2022 14:17

Etrafınızda mutlaka yaptığı işi fazla ciddiye almayan, daha iyisini yapmak için çabalamayan, işini gönülsüzce yapan ama istifayı da düşünmeyen kişiler vardır. 'Sessiz İstifa' kavramını masaya yatırdık...

Haberin Devamı

İki yılı aşkın süredir hayatımızı her alanda etkileyen pandemide daha da gün yüzüne çıkan ve 35 yaş altı çalışanların başlattığı ‘sessiz istifa’ akımı; işini 'çok önemsemeyen' ofis çalışanları arasında bir hareket olarak başladı.

Genç çalışanlar arasında kariyer basamaklarında emin adımlarla ilerlemek yerine bir 'vazgeçme' biçimi olarak ortaya çıkan bu akımla kimisi aldığı paraya ancak o kadar çalışılacağını savunuyor, kimi ailesine daha vakit ayırmak için çok çalışmaya karşı geliyor, kimi de sadece geçinebilmek için işini yaptığını söylüyor. Öte yandan bazılarına göre birçok insan zaten yıllardır sessiz istifa içindeydi, sadece trend olan ismini bilmiyorlardı.

'QuietQuitting’ adlandırılan bu akıma kapılanların amacı, çalıştıkları şirketi bırakmak değil ekstra efor sarf etmeden işinin haricindeki hayatına fazlasıyla odaklanmak.

Haberin Devamı

TikTok kullanıcısı zaidleppelin’in Temmuz ayında yayınladığı ve milyonlarca kişi tarafından izlenen videosu bu ifadenin popülerleşmesine neden oldu. zaidleppelin sessiz istifayı bir koşuşturma kültüründen vazgeçiş olarak tanımlıyor. Zaidleppelin milyonlarca izlenen bu videoda, “İşinizi bırakmıyorsunuz ama daha fazlasını yapma fikrini bırakıyorsunuz” dedi.

Biz de Türkiye'de benzer bir anlayışa sahip kişilerle ve konunun uzmanlarıyla konuştuk.

‘FAZLADAN ÇALIŞTIĞIM HER SAAT İÇİN ÜCRET TALEP ETTİM’
K.Z. (32)

Bu kavramı daha önce hiç duymamıştım ama yaklaşık iki yıldır çalıştığım spor salonundaki son zamanlarımda yaptığım tam olarak buydu.

Aslında sadece özel dersler aldığımda salona gitmem yeterli oluyordu. Ancak ben özel derslerim haricinde de öğrencilere yardımcı olmak için salona birkaç saat erken gidiyordum. Bunun için herhangi bir ek ücret almıyordum ama faydalı olmaktan keyif alıyordum. Başlarda salona özel ders almak için gelen öğrencileri hocalar arasında eşit olarak paylaştırıyorlardı. Zamanla bana ders vermeyi azaltmaya başladılar. Ben de bunu ‘mobbing’ olarak algılamaya başladım ve işe erken gitmeyi bıraktım. Üstüne bir de özel dersler harici geldiğim her saat için ücret talep ettim. Bu talebim kabul edilmeyince sadece kendi derslerimde salona gelmeye başladım. Başta sessiz istifa etsem de zamanla bunun yeterli olmadığının farkına varıp, gerçekten istifamı verdim.

Haberin Devamı

'SESSİZ İSTİFA TÜM SORUNLARIMIN ÇÖZÜMÜYMÜŞ'
G.G. (37)

Çok uzun zamandır, çok fazla şeyi aynı anda idare etmeye çalışıyorum. Bir ajansta direktör olarak çalışıyorum ve bir yandan işimin kusursuz ilerlemesini sağlamaya çalışırken, diğer yandan da ailemle ilgilenmem gerekiyordu. Ancak hep önceliğim işim oluyordu. Sanki bir gün izin alsam bütün işler alt üst olacakmış ve çalışanlar altından kalkamayacakmış gibi hissediyordum. Ancak bunun artık bana ve aileme zarar verdiğini görmeye başladım. Çocuğum benimle parka gitmeye bile hasret kalmıştı. Üstelik bu kadar işi üstlendiğim için tebrik eden olmadığı gibi bir de üstüne yeni işler ekleniyordu.

Bütün bunları fark edince bir karar aldım: Önce güzel bir tatil yaptım, işe döndükten sonra da eskisi kadar çırpınmayı bıraktım. Diğer çalışanlar ise bendeki değişikliğin farkında bile değildi. Artık sadece görevim olanı yapıyor, daha fazlası verildiğinde mesai yapıp yetiştirmeye çalışmıyordum. Böylelikle çok bunalıp işten istifa da etmem gerekmedi. Meğer 'sessiz istifa' tüm sorunlarımın çözümüymüş.

Haberin Devamı

‘YAPILAN MAAŞ ZAMMI İLE NE KADAR DEĞERİM OLDUĞUNU GÖRDÜM'
H.A. (42)

Yaklaşık 10 yıldır aynı özel okulda öğretmenlik yapıyorum. Görevim olmayan pek çok şeyi hep isteyerek yaptım bir gün bile 'of' demedim. Mesleğe yeni başlayanlara hep yardımcı oldum, çocukların sorunları ile gece gündüz ilgilendim. Sürekli yenilikler kovaladım, farklı şeyler sunmaya ve herkese faydalı olmaya çalıştım. Yeri geldi kendi çocuklarımı, özel hayatımı ihmal ettim ama gördüm ki kimse bana benim işime verdiğim kadar değer vermiyor.

Son bir yıldır aldığım değer kadar karşılık veriyorum. Sadece yapmam gereken işleri yapıp okul bittikten sonra kendi özel hayatıma odaklanıyorum. Üstüne bir de son maaş zamlarında değerimin maddi karşılığının ne kadar az olduğunu görünce yaptığım işe ve kuruma bağlılığım daha da azaldı. Tabii performansımda eskisine kıyasla düşüş var gibi algılanabilir ama aslında ben yapmam gereken her şeyi layığı ile yapıyorum. Her şey olması gerektiği gibi. Asıl önceden yaptığım yanlışmış. Şimdi o kadar rahatım ki geçmiş günlerime acıyorum.

Haberin Devamı

‘MEĞER BEN YILLAR ÖNCE SESSİZCE İSTİFA ETMİŞİM’
L.B. (45)

Ben özel bir şirkette çalışıyorum. Mesleğin ilk yıllarında çok daha iyi çalışıyordum ama yıllar içinde bir bezginlik oluştu. Şirket yöneticileri ile ya da çalışanlarla bir sıkıntım yok. Maaşım da fena değil ama benim çok çalışmak, terfi almak, daha üst düzey pozisyonlara gelmek gibi isteklerim yok. Daha fazla efor sarf etmek, daha çok çalışıp daha fazla kazanmak yerine işten sonra daha huzurlu ve sakin bir hayatı tercih ediyorum. Ne kadar yükselirsen o kadar sorumluluğun artıyor çünkü. Hafta sonu elimde telefon e-postalarımı kontrol etmek, toplantılara katılmak, ya da sunum hazırlamak yerine sevdiklerimle vakit geçirmeyi ya da zihnimi dinlendirmeyi tercih ediyorum.  Bana bu durum gayet normal geliyor ama demek ki ben yıllar önce sessizce istifa etmişim de haberim yokmuş.

Haberin Devamı

Bir trend haline gelen 'sessiz istifa' akımına sadece ülkemizden değil, dünyadan da katılım oldukça yoğun. İşte ABD basınından derlediğimiz birkaç örnek...

'SADECE YAPMAM GEREKENİ YAPIYORUM'

32 yaşındaki pazar araştırması direktörü Josh Bittinger ise yıllarca çalıştığı iş yerinde her şeye "evet" dedikten sonra, daha fazla konuşmamayı öğrendiğini, akşamları kendine vakit ayırdığını ve tatilde e-postalarını kontrol etmekten kaçındığını söyledi. Bittinger, "Yapmam gereken işimi yapıyorum, iyi bir performans sergiliyorum ve iyi geri dönüşler alıyorum. Ve hâlâ her şeyden uzaklaşmak için kendime zaman ayırabiliyorum" diyerek sessiz istifadan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

SESSİZ İSTİFA İŞVERENE KARŞI BİR İSYAN DEĞİL

Sessiz istifa, haberlerin çoğunda çalışanların işlerini fazla ciddiye almamayı seçtikleri bir işçi isyanı ve patron mağduriyeti olarak tanımlanıyor. 

41 yaşındaki Clayton Farris, kısa bir süre önce sosyal medyada dolaşan bu yeni terimi duyduğunda, kendi iş hayatının onu eskisi gibi yönetmesine izin vermeyi reddederek bunu zaten yaptığını fark ettiğini söyledi. Farris, yayınladığı TikTok videosunda böyle çalışmaya başladıktan sonra hiçbir şeyin değişmemesini ilginç bulduğunu, aslında hâlâ çok çalıştığını ve başarılı olduğunu ama artık işini stres yapmadığını ve kendini işi için parçalamadığını anlattı.

Farris ve diğer sessiz istifacılar şunu söylüyor: “İşçilere çalışmaları gereken belirli saatler verilir ve daha çok çalışmaları karşılığında harika şeyler vaat edilir, ancak çok çalışmanın ne anlama geldiği nadiren açıklanır. 'Sessiz istifa', iyi niyetli işverene karşı bir isyan değildir. Çünkü çalışanlara, tam olarak kendilerine yapmaları söylenen şeyi çalışmaları gereken saatler içinde yapmaları için ödeme yapılır. Sessiz istifa konusunda sızlanan şirketler, aslında çalışanlarının karşılığını almadan daha fazla iş yapmaktansa, sadece sorumlu oldukları kadar çaba göstermeleri gerektiğini anlamalarından dolayı üzgün."

Career/Life Alliance Services'in kurucusu Kathy Kacher, “Sessiz istifanın eski bir kavram için yeni bir terim olduğunu, çalışma saatlerindeki esneklik konusundaki anlaşmazlıklar ve iş hayatının yaşamlarına nasıl uyması gerektiğine dair yeniden değerlendirmenin ortasında, 2021'de her ay ortalama yaklaşık 4 milyon çalışanın işini bıraktığını söyledi.

‘HAYATTAN AYRILMAYA DOĞRU BİR ADIM’

Thrive Global'in kurucusu Arianna Huffington, binlerce tepki toplayan bir LinkedIn gönderisinde, “Sessiz istifa, sadece bir işi bırakmakla ilgili değil, hayattan ayrılmaya doğru bir adımdır” dedi.

Bazı profesyoneller, bunun ekstra ücret ve iş stresi olmadan fazladan çalışmaya hayır demek olduğunu savunuyor. Bazıları da temel iş beklentileri karşılansa bile, sessiz istifa zihniyetinin tembelliği beslediğini ve performansı zedelediğini söylüyor.

Huffington bir röportajda, sessizce iş bırakanlar, daha az iş yaparak tükenmişliği önlediklerini veya iyileştirdiklerini düşünebilirler, ancak bundan daha iyi seçenekler var, dedi ve ekledi: “Gerçekten daha ilgi çekici ve seveceğiniz bir iş bulmak yerine aynı yerde saymak kaçırılmış bir fırsattır.”

ÇALIŞANLARIN İŞLE İLİŞKİ BİÇİMLERİ DEĞİŞTİ

Büyük resme bakıldığında, pandemiyle birlikte çalışma şartlarının değişmesinin insanların işe bakış açısını değiştirdiğini vurgulayan Psikolog Dilara Sayar, "Çalışanların işle ilişki kurma biçimleri farklılaştı. Ölüm gerçeğini hatırlamak, yaşamdaki anlam arayışını belirgin hale getirdi. ‘Çalışmak benim için ne demek?, Yaptığım iş bana uygun mu? Beni tatmin ediyor mu? İşverenim bana hak ettiğim muameleyi gösteriyor mu? Aldığım maaş yaptığım işin karşılığı mı?’ gibi sorgulamalar başladı. Bu değişimle birlikte çalışanların iş sorumluluklarına daha net sınırlar koymaları, endişelerinin hayatlarını daha az etkilemesi ve daha az stresli olmaları psikolojik olarak kendilerini daha güçlü hissetmelerini sağladı" dedi.

YÖNETİCİLER ÇALIŞANLARI KURUMA KAZANDIRAN TARAF OLMALI

Sessiz istifanın çalışanların çıkış mülakatlarında son dönemlerde sık sık şahit olunan bir durum olduğunu söyleyen İnsan Kaynakları Danışmanı Tuba Karagöz Sever, “Bu noktada kurum üst yöneticilerine ve insan kaynakları profesyonellerine büyük sorumluluk düşüyor. Yöneticiler çalışanları ile yakın temasta kalarak, bu süreçte onları kuruma tekrar kazandıran tarafa dönüşebilir” dedi ve atılabilecek temel adımları sıraladı:

-- Çalışanların bireysel bilgi, beceri, yetkinlikleri, beklentileri ve motivasyon kaynakları yakından takip edilmeli ve en uygun yaklaşım ile gerekirse yeni modeller sergileyerek fakat her çalışana ayrı ayrı dokunularak ilerlenmeli.

-- Çalışanların eğitim ve gelişim süreçleri yakından takip edilmeli ve desteklenmeli.

-- Çalışanların kariyer beklentileri ve yolculukları en başından itibaren çok net bir şekilde çizilmeli.

Eski bir alışkanlık, yeni bir akım: Sessiz istifa | Yaşayanlar anlatıyor, uzmanlar yorumluyor

SADECE ÇALIŞANI DEĞİL KURUMU DA OLUMSUZ ETKİLİYOR

Özel bir üniversitede küresel insan kaynakları sorumlusu Michelle Hay'e göre, İK departmanları, çalışanları neyin motive ettiğini ve onları işten ayrılmaya neyin ittiğini anlamak için derinlemesine işe alım ve çıkış görüşmeleri yapmalı.

Çalışanların sessiz istifalarının yönetim tarafında da olumsuz etkilerinin görüldüğünün ve kurum içinde birçok noktaya zararı olduğunun altını çizen Sever, sessiz istifaların en yaygın sebeplerini açıkladı. Bunlar;

-- Çalışanların kendilerini değerli hissetmemesi yani önemsenmediğini düşünmesi,

-- Ast üst ilişkilerinde açık, şeffaf ve net ilişki kuramadığını hissetmesi,

-- Yönetici ve çalışanlar arasındaki iletişim zayıflığı,

-- Bireysel yetkinlik ve becerileri ile uygun iş tanımında yer almadığını düşünmesi,

-- Kişisel, mesleki ve teknik gelişim boyutlarında kurumu ve yöneticisi tarafından yeteri kadar destek görmediği düşüncesi,

-- Çalışanların iş performanslarında yaratıcılığını yeteri kadar kullanamadığının ve kısıtlandığını düşünmesi,

-- Çalışanların içlerinde var olan potansiyelin yeteri kadar teşvik edilmemesi, desteklenmemesi,

-- Yeni dünya çalışma modelinin kurum içinde karmaşa yaratması, herhangi bir kültürün oturmaması ve buna bağlı olarak da çalışma saatleri kavramının zarar gördüğünü düşünmesi.

Eski bir alışkanlık, yeni bir akım: Sessiz istifa | Yaşayanlar anlatıyor, uzmanlar yorumluyor

‘İŞTE KALMA GÖRÜŞMELERİ’ ÖNEMSENMELİ

Sever, “Hepimiz, kabul gördüğümüz, umursandığımız, dinlendiğimiz, bağlı hissettiğimiz ve performansımızı en iyi versiyonumuzla sergileyebildiğimiz bir kurumda kendimizi güvende ve mutlu hissederiz. Hal böyle olunca da hem çalışan, hem yönetici, hem patronlar, hem kurum, hem de marka kazanmaya devam eder” dedi.

Sayar ise işverenler çalışanlarına değer verir ve sınırlarına saygı gösterirlerse sessiz istifanın getirebileceği olumsuz etkileri önlemiş olur diyerek, "İş yerleri psikolojik olarak daha güvenli hale getirilirse, çalışanlar kendilerini daha mutlu hissederler. İnsanlar hayatlarını ve kimliklerini sadece iş yaşamları etrafında döndürmek zorunda kalmadan daha motive şekilde çalışırlar. Çalışmak, kişinin tüm hayatını kaplamadığında; kişi koşuşturmak yerine, sadece gerekli olanı yaptığında tükenmişlik hissetmez. İş yaşamı ile sosyal yaşamını net şekilde ayırmak, kişide mutlu ve huzurlu bir ruh hali yaratır. Bu ruh hali hem iş verimine hem de bireysel yaşamına olumlu şekilde yansır. İş, hayatın önemli bir parçasıdır ancak tamamı değil" ifadelerini kullandı. 

Çok geçmeden patronlar da bu trendden nasibini aldı: Sessiz işten çıkarma. Patronlar, çalışanlarına dürüst geri bildirimde bulunmak ve kendilerini geliştirmeleri için adımlar atmak yerine, terfi ya da daha yüksek ücret taleplerini sessizce görmezden geliyor ve çalışanların kendi başlarına işten ayrılacak kadar demoralize olmalarını umuyor.

İŞ YERİNDE BİR TREND HALİNE GELEBİLİR

"İş arkadaşlarının sessizce istifası, çalışanların bu durumdan rahatsız olup şikâyet etmesine neden olabilir" diyen işgücü dönüşümü kıdemli direktörü Joe Grasso, meslektaşlarının, bu şekilde çalışan kişinin boşluğunu doldurmak zorunda kalabileceğini veya kendilerini dışlanmış hissederek hayal kırıklığına uğrayabileceklerini söylüyor.

Grasso, bu işaretleri fark eden bir yöneticinin hızlı bir şekilde müdahale etmesi için hemen harekete geçmesi gerektiğini, bu durumun sosyal medyada bir trend haline gelmesi çalışanların kendilerini kıyaslamaları ve işten daha fazlasını alma konusunda benzer deneyimler yaşadıklarını fark ettiklerinde bu durumun iş yerinde yayılan bir tutum haline gelebileceğini söyledi.

Pandemi sonrası sık sık duyduğumuz büyük istifa dalgasının ardından, sessiz istifa da işveren ve çalışanlar arasında daha çok konuşulacağa benziyor.

Kaynak: Wall Street Journal, washingtonpost, globalnews

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!